Sinemanın vazgeçilmezi "motion capture"
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Başkanı Prof. Fethi Kaba, hareket yakala (mamotion capture) teknolojisinden bahsetti.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde hareket yakalama (motion capture) üzerine çalışmalar yapan Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Başkanı Prof. Fethi Kaba, sistemin detaylarına ve gelişimine dair çeşitli açıklamalarda bulunarak sinema sektörünün vazgeçilmezi haline geldiğini anlattı.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde görev yapan Prof. Fethi Kaba, motion capture teknolojisinden bahsetti. Sistemin çalışma prensibiyle birlikte fakülte içinde yer alan motion capture stüdyosundaki uygulamaları anlatan Prof. Kaba ayrıca sistem çerçevesinde Türkiye’yi yurtdışı ile kıyasladı. Sinema oyuncularının hareketleri ile bilgisayar ortamında oluşturulan karakterlerin hareket bilgilerinin aynı anda işlendiğini belirten Profesör Kaba, “Günümüzde birçok yönetmen motion capture teknolojisini tercih ediyor” şeklinde konuştu.
“3 boyutlu sanal karakterlerin üzerine bu veriler işleniyor”
Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Başkanı Prof. Kaba, motion capture sistemini anlatarak, konuya şu sözlerle açıklık getirdi:
“Dünyada motion capture teknolojisi, 1960’lı yıllardan itibaren gelişmeye başladı. O döneme ait bilgisayarlardaki hareket ve yüz capture denemeleri, şu anki çalışmalara göre epey ilkel kaldı. Teknolojinin temelindenki hareketi yakalama çalışmaları, bir bakıma animasyon tekniği olan rotoskop yöntemiyle gerçekleştirilir. Rotoskop tekniğinde, genelde gerçek çekim görüntüleri, kâğıt üzerine baskı alındıktan sonra animatörün, her baskı üzerinden çizimler ve renklendirmeler yaparak yorumladığı çizimlerin kare kare filme aktarılması ile yapılır. Her çizim orijinal bir hareket üzerinde olduğundan, aslında işlem bir bakıma orijinal görüntünün grafik ifadesinin, animatör tarafından yeniden tasarlanmasıdır. Motion capture ise tüm bu yapılanların 3 boyutlu bir şekilde bilgisayarlarda görüntülenmesidir. Bu işlem iki teknikle meydana gelir. Birincisinde InfraRed (kızılötesi) kameralar devreye girerken ikincisindeyse süit sistem denilen kıyafetler üzerindeki verici sensörlerin olduğu bir sistem mevcuttur. Bölümümüzde kameralı bir sistem vardır. Burada aktörlerin hareketleri, 12 kamera eşliğinde ve özel yansıtıcıların olduğu kıyafetlerle 3 boyutlu olarak verilendiriliyor. Daha sonra ise yine 3 boyutlu sanal karakterlerin üzerine bu veriler işleniyor. Böylelikle bilgisayarlarda oluşturulan 3 boyutlu model, aktörün yaptığı hareketler referansında hareket ediyor. Günümüzde birçok yönetmen, bu teknolojiyi tercih ediyor.”
“Kanadalı misafirimiz dünyada motion capture aktörlüğünün yapıldığını söylemişti”
Türkiye’de motion capture teknolojisinin çok yavaş bir şekilde geliştiğine dikkat çeken Kaba, “Yurtdışında çekilen birçok filmde bu sistem kullanılarak sürekli geliştiriliyor. Kanada’dan gelen bir misafirimiz, dünyada motion capture aktörlüğünün yapıldığını söylemişti. Ülkemizde ise stüdyo sayılarımızın çok az olduğunu biliyorum. İlaveten ülkemizde bilim teknoloji film yapımları, pek tercih edilmiyor. Aksine komedi ve romantik filmler ağırlıkta oluyor. Zaten teknoloji üzerine filmlerle öne çıkan bir yönetmenimiz de yok denilebilir. Tabi bu alan biraz maliyetli olduğu için üzerine düşülmüyor da olabilir. Biz Anadolu Üniversitesi’nde bazı şirketlerin talepleri üzerine motion capture sistemi ile üretimler yapıyoruz ve öğrencilerimize de bu işin alt yapısını hazırlıyoruz” şeklinde konuştu.