1- BAE neden ülkemize karşı tavır almıştı? Bu siyasi bir neden olarak görünse de asıl neden ekonomikti. Sabırlı olursanız hepsini anlatacağım ama çok da önceye, 1990'lara gideceğim izniniz olursa. Bahsini edeceğim ülke şimdilik ne BAE ne de Türkiye;İzlanda'dan bahsedeceğim...
2- İzlanda, Avrupa'nın en fakir ekonomisiyken yavaş yavaş toparlanmaya başladı. 1995 yılına gelindiğinde en büyük 11. ekonomi olmuştu. Zaten zenginken bir de 90'ların sonunda hükumetleri yeni bir karar aldı; finans sektörünü özelleştirme ve serbestleştirme...
3- Tam bir ekonomik patlamaya neden oldu bu. Analoji yapacak olursam, 100 km. hızla giderken birden 300 km. hıza çıktılar. 1998 ve 2003 yılları arasında ülke kamu bankaları ve yatırım fonları özelleştirildi.
4- Mevduat munzam karşılığı gibi bankacılık faaliyetleriyle ilgili en temel düzenlemeleri bile kaldırdılar. Tüm bunlar neye sebep oldu biliyor musunuz? İzlanda bankaları dudak uçuklatan bir hızda büyüdü. Büyüme böyle olunca da yurt dışından müşteri arayışına girildi.
5- İnternet bankacılığının sağlamış olduğu tüm imkanlar sayesinde İngiltere, Hollanda ve Almanya piyasalarını zapt ettiler. İzlandalı yatırımcılar da bankaların agresif kredi satış politikasından faydalanarak,İngiltere ve başka piyasalarda kurumsal alışveriş çılgınlığını sürdürdü
6-Bu şirketlere o dönemde enteresan bir lakap takmışlardı hatta, mutlaka hatırlayan olur içinizde; ''Viking yağmacılar'' Bu yağmacı şirketlerin en karakteristik temsilcisi de Baugur adında bir şirketti.
7- 2000'lerde sahneye çıkan Baugur, 2007 yılında İngiliz perakende sektöründe önemli bir güç haline gelmişti. 3800 mağaza, 65 bin kişilik istihdam ve 20 milyar sterlini geçen bir ciro... Biraz ekonomi bilginiz varsa bu rakamlar korkunç gelecektir size.Devam edelim;
8- Bu mali genişlemeler İzlanda için harikaydı. Borsası 1985 yılında kurulan bir ülke için bir anda küresel finans sisteminin başkenti olmak, tam anlamıyla mucizeydi. 2007'de dünyanın en zengin 5. ülkesi bilin bakalım neresiydi? Elbette İzlanda...
9- Şimdi izin verirseniz Erdoğan'dan bir alıntı yapacağım tam da burada. 2008 küresel krizi için Erdoğan ne demişti; İnşallah bu kriz bizi teğet geçecek... Bizdeki cahil ve bir o kadar azgın muhalefet, bu tarihi öngörüyü hep olduğu gibi alaya almaya çalıştı.
10-Hadi hep beraber göz atalım. Göz attıkça Erdoğan'ın ne kadar haklı çıktığını kendi gözlerinizle göreceksiniz. 2008 krizinde bir anda İzlanda ekonomisi erimeye başladı. En büyük 3 banka o yaz iflas etti ve devlet tarafından el konuldu.
11- İşler o kadar kötüleşti ki 2009 yılında hamburgerleri ile ünlü malum ABD şirketi, İzlanda'dan çekilme kararı aldı. O yıl yanlış hatırlamıyorsam %8,5'luk bir küçülme yaşadı İzlanda. Biz %9 büyüdüğümüzde dudak büken muhalefet,%9 küçülmenin ne demek olduğunu anlayabilir umarım!
12- 2007 yılında bankacılık varlıkları GSYİH'nın % 1000'ine eden bir ülke (Dünyanın en gelişmiş bankacılık sektörüne sahip İngiltere'nin 2 katına eşdeğer) için bir yıkımdı bu. Fazla sıkıcı detayları atlayacağım izninizle. Not aldıklarım arasından eleme yapma ihtiyacı hissettim.
13- İzlanda örneğini neden verdim ve bunun BAE ile ne ilgisi var hemen ona geçeyim. İzlanda, finansal büyümenin ve getirdiği sonuçların en iyi örneğiydi. Diğer ülkeler,o dönemde,İzlanda'nın bu inanılmaz büyümesinden etkilenmişlerdi. Bunlardan biri de BAE idi.
14- 2008 krizinde birçok ülke, çok büyük daralmalar yaşadı. Rakamlar oldukça korkunçtu gerçekten. Avrupa'ya göre en uzun dayanan yine BAE olmuştu. Fakat onlar da en fazla 2009'a kadar dayanabildiler.Devletin en büyük Holdingi, borçlarını ertelediğini duyurdu o yıl.
15- Tüm bunlar yaşanmadan önce bu şirketler için ne deniyordu biliyor musunuz? Küreselleşme çağında öne geçmek isteyen ülkeler için model... Kriz sonrası hiçbirinin saygınlığı kalmayacaktı tabii. Şayet BAE bu tecrübeden ders alabilseydi,ülkemizle asla sorun yaşamayacaktı!
16-Bütün bu olumsuzluklara rağmen BAE, Dünyanın finans başkenti olacağım diye tutturdu. Üstelik daha ülkeler 2008 krizinin faturasını ödeyememişlerdi. Akıl tutulması mı aptallık mı? Devam edelim biz;
17- Dünyanın finans başkenti olma iddiasındaki BAE,rakip olarak Türkiyeyi görüyordu. Biz de mi aynı iddiadaydık? İddia olmasına bile gerek yoktu, bir şekilde İstanbul, yeni finans merkezi olarak öne çıkıyordu.
18-BAE işte o zaman saldırgan bir tutum almaya başladı. Coğrafi konumu ve başka nedenlerden dolayı İstanbul hep rahatsız edecekti onları. Türkiye ekonomisinin tutarsızlaşması,darbeyle yönetimin değişmesi yahut terörden başını kaldıramaması hiç fena olmazdı onlar için.
19-İddiaları o kadar büyüktü ki gözlerini karartıp her yerde Türkiye'ye düşman kesildiler. Sonra ne mi oldu? Türkiye ile uğraşmak o kadar zarar vermeye başladı ki BAE'ne, ya geri adım atacaklar ya da hem Türkiye'ye zarar verip hem de zarar görmeyi kabulleneceklerdi.
20- Bu hırslı aptallar, ilkini tercih ettiler. Geri adım atıp Erdoğan'ın ayağına geldiler. Finans başkenti olma iddiaları devam ediyor mu? Doğrusunu isterseniz bizi ilgilendirmiyor. Ülke olarak biz, üreterek büyümenin ne demek olduğunu kavradık.
21- Evet, finansal büyüme çok daha hızlı büyümeye neden olur ama aynı zamanda riski de büyüktür. (2008 krizinde olduğu gibi) Oysa üreterek büyüme, daha yavaş olmasına rağmen garanti büyüme şeklidir. BAE finansın başkenti olabilir mi? Bunu da zaman gösterecek.Benden bu kadar...