Ömer Çelik: Mescid-i Aksa ve Kudüs kırmızı çizgimiz
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik AK Parti MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün kırmızı çizgimiz olduğunun bilinmesini istiyoruz. Mescid-i Aksa'nın statüsü dokunulmazdır" diyerek İsrail'in saldırılarını kınadı. Bununla birlikte Çelik, Saadet Partisi Genel Başkanı Temek Karamollaoğlu'nun ifadelerini çok büyük bir haksızlık ve yanlışlık olarak tanımladı. Çelik ayrıca, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde başlattığı Pençe-Kilit Operasyonu'nun BM'nin 51. maddesine dayandığını bildirdi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin, “Daha aktif bir barışın oluşması için Türkiye’nin şimdiden yürüttüğü müzakere süreci kritik olacaktır. Gelinen noktada savaşın Donbas’ta yoğunlaşması can yakıcı bir tablonun ortaya çıkabileceğini gösteriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iç ve dış siyasete ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kanada’da teravih namazından çıkan Müslümanların üzerine ateş açılması olayını değerlendiren Ömer Çelik, Kanada’nın bundan sonra yaşanacak olaylara karşı tedbir almasını beklediklerini ifade etti. Çelik, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırganlıklarını da şiddetle kınadıklarını, Kudüs’ün Türkiye’nin kırmızı çizgisi olduğunu söyledi. 7 Filistinli'nin hayatını kaybettiği düzeyde bir şiddetin asla kabul edilemeyeceğini kaydeden Çelik, tüm şiddet eylemlerini kınadıklarını söyledi. Çelik, yaşanan şiddet olaylarına yönelik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mahmud Abbas ile görüştüğünü ve başka girişimlerinin de olacağının altını çizdi.
Terör örgütlerine yönelik yapılan operasyonlara ilişkin de Çelik, “Terör örgütünün yerleştiği yerlerde komşu devletlerin, kardeş hakların müdahale imkanı olmayınca Türkiye, hem kendi topraklarını ve insanını korumak için bu hakkı kullanıyor hem de komşu ve kardeş ülkelerin terörden arındırılması olarak bu desteğini vermiş oluyor. Kahraman Mehmetçiğe buradan selam gönderiyoruz” dedi.
“Daha aktif bir barışın oluşması için Türkiye’nin şimdiden yürüttüğü müzakere süreci kritik olacaktır”
Ukrayna-Rusya savaşının Donbas bölgesinde yoğunlaşmasının ardından müzakerelerin aksadığı, barış umudunun geciktiği gibi bir tablonun ortaya çıktığını söyleyen Ömer Çelik, “İstanbul’daki müzakere sürecinin desteklenmesi önemlidir. Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülen bu müzakere sürecine devletlerin somut bir şekilde destek verdiği bir yaklaşımı net bir şekilde görmedik. Sözlü olarak destek veriliyor ama netice itibarıyla bir yanda savaş var. Bütün bir müzakere süreci Türkiye’nin yürüttüğü İstanbul müzakereleridir. Bunun güçlü anlanması ve destek verilmesi gereklidir. Rus ordusunun Donbas’a yoğunlaşması neticesinde çok daha can yakıcı günlerin gelebileceğine dönük bir ihtimal ortadadır. Bu kadar kan döküldükten sonra normal günlere dönülmesi ile ilgili daha büyük problemler olacaktır. Daha aktif bir barışın oluşması için Türkiye’nin şimdiden yürüttüğü müzakere süreci kritik olacaktır. Gelinen noktada savaşın Donbas’ta yoğunlaşması can yakıcı bir tablonun ortaya çıkabileceğini gösteriyor” diye konuştu.
“PKK-PYD-YPG unsurlarına ABD tarafından verilen destek büyük bir sorun olmaya devam ediyor”
Türkiye-Amerika ilişkilerinde gelinen noktaya ilişkin de konuşan Ömer Çelik, “Ukrayna, Afganistan, Afrika, enerji güvenliği, pek çok konuda ortaklık geliştirebileceğimiz alanlar var. Terörle mücadelenin hangi ilkeleriyle yürütüleceği konusunda, Suriye’deki PKK-PYD-YPG unsurlarına ABD tarafından verilen destek büyük bir sorun teşkil etmeye devam etmektedir. Burada NATO müttefiklerinin birbirleri ile dayanışma içinde olması, bir NATO müttefiğinin tehdit olarak gördüğü terör örgütüne hiçbir şekilde başka NATO müttefiklerinin destek vermemesi esas olması gerekir” şeklinde konuştu.
Milli Savunma Bakanlığının 40 adet yeni F-16 uçak alınması, Türkiye’de bulunan 79 adet F-16’nın seviyesinin yükseltilmesi için 30 Eylül 2021 tarihli bir talep mektubu ilettiğini hatırlatan Çelik, bu konuda bazı görüşmelerin gerçekleştiğini, bu çerçevede Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgili daha geniş bir talep mektubu iletileceğini söyledi. Çelik, “NATO müttefikleri arasında güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak bir takım kısıtlamaların olması, adı konulmamış bir takım ambargoların olması mantıksızdır. Bu sadece bir takım düşman faaliyetlerin cesaretlendirilmesine yol açar. Türkiye milli güvenliğini sağlamak için mücadeleyi güçlü bir şekilde vermiştir. Burada bir prensibin adının konulması lazım. NATO müttefikleri arasında esas ilkenin ve çalışan mekanizmanın dayanışma olması lazım. Dayanışma yerine kısıtlama ya da birbirine karşı bir takım terör örgütlerini destekleme gibi tutum olursa bunların sağlıklı işleyen mekanizma olduğu kanısına varamayız” ifadelerini kullandı.
“Kimlikçi tartışmalardan uzak durarak bu faaliyetlerin sürmesi gerekiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sanatçılarla yaptığı iftar sonrası sanatçıların sosyal medyada linç edilmesine ilişkin soru üzerine Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımız iftar sofralarında toplumun tüm kesimleri ile bir araya gelmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanımızın sadece sanatçılarla ilgili değil, başka alanlarda da davet ettiklerine yönelik nefret siyaseti yapmaya çalışan, kimliğini başkalarının yaptığını değersizleştirmek için kullananlar var. Sanatın, demokrasinin daha doğru anlaşılması, kimlikçi tartışmalardan uzak durarak bu faaliyetlerin sürmesi gerekiyor. Biz sanatçılarımızı her zaman ürettikleri sanatsal değerle değerlendirmek isteriz” dedi.
“Elinde kan olanı hedef almıyorsun, Türkiye’yi hedef alıyorsun, gerçekten çok yazık”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “Suriye’yi karıştıran ilk adımları Türkiye attı” sözlerinin hatırlatılması üzerine Ömer Çelik, “Çok büyük bir haksızlık, çok üzüntü verici, kendi ülkesini, kendi ülkesinin hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatan bir yaklaşım. Temel Bey’in bu söylediği şey gerçeklikle uyuşmayan, doğru olmayan bir şey. Daha ileri şeyler söylemek istemiyorum, çünkü çok büyük bir haksızlık. Bir genel başkanın daha basiretli ve konuyu bilerek konuşması lazım. Elinde kan olanı hedef almıyorsun, oraya kan girmesin diye uğraşan Cumhurbaşkanımızı, Türkiye’yi hedef alıyorsun, gerçekten çok yazık” diye konuştu.