Tarihle 'yüz'leşmek: Devlet Töreni
Yönetmen Sergei Loznitsa'nın uzun zamandır merakla beklediğim 'State Funeral' (Devlet Töreni) filmini nihayet izleme fırsatı buldum.
Benim gibi İkinci Dünya Savaşı, Sovyet Rusya, Nazi Almanyası, Soğuk Savaş veya totaliter rejimler üzerine okuma, araştırma yapmayı seven ve üzerine kafa patlatan herkes için o topraklarda doğmuş bir yönetmenin elinden çıkacak belgesel film, elbette ki hazine niteliğinde...
Loznitsa bu belgesel filminde 1953 Sovyetlerinde çekilen, çoğu bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış, Stalin'in cenaze töreninden görüntüleri ve radyo yayınlarını bugünün koşullarıyla iyileştirerek yeniden bir araya getiriyor.
Daha önce Dombass Savaşı, In the Fog gibi filmleriyle Cannes'da boy gösteren Loznitsa, bu kez Stalin'in cenaze töreni için resmi olarak çekilen görüntüler ve radyo yayınlarından oluşan kayıtları Rus Devlet Belgesel Film ve Fotoğraf Arşivi'nden alıp ortaya çok tartışılacak ve bir o kadar kışkırıcı bir belgesel film çıkarmış.
155 dakika süren yapımda, Sovyet lider Josef Stalin'in ölümünü ilan etmek için başta Kızıl Meydan olmak üzere Sovyetler Birliği'nin dört bir yanında meydanlara çağırılan halka Stalin'in nasıl mükemmel bir lider olduğu, ölümünün tüm devletleri yasa boğduğu ancak Stalin'den sonraki sürecin de aynı kararlılıkla devam edeceği anlatılıyor.
Hoparlörlerden yankılanan tüm propaganda sözlerinin aksine yakın plan sahnelerde en dikkat çekici şey ise kalabalıktaki yüzler oluyor... Yönetmen, ustalığını tam da burada konuşturmuş. Yüzlerdeki ifadelerin tarifi imkansız... Totaliter rejimin bireyler üzerinde bıraktığı yük farklı yüzlerde, farklı mimiklerle dışa vuruyor... Kaygı, endişe, bilinmezlik, huzursuzluk, yorgunluk ve belki de umut...
Aslında yüzlerdeki ifadeler, bu bütün o şaşalı cenaze töreninin ve saatlerce süren propagandif yayınların kısa bir süre içinde anlamını yitireceğinin de habercisi...
Lenin'den sonra kendi kültünü geliştiren ve dini de bu külte entegre eden Stalin'in totaliter rejiminin tüm yansımaları böylece kalabalıklar içinde bile net bir şekilde gözüküyor. Sibiryalı işçiler, Tacik köylüler, Estonyalılar... Neredeyse her bir yüz, ayrı bir portre fotoğrafın öznesi olacak nitelikte.
Öyle ki; yönetmen Loznitsa, Stalin'le başlayan bu süreçle ilgili şaşkınlığını şöyle ifade ediyor: "Sovyetler Birliği'nin her zaman ateist bir toplum olarak görülmesi çok şaşırtıcı!"
Filmi izlerken aklıma gelen bir başka şey ise yönetmenin bu görüntülere nasıl ulaştığı oldu. Birkaç araştırma yaptıktan sonra Loznitsa'nın işinin aslında çok da zor olmadığını anladım. Yönetmen, bunu merak edenler için şöyle diyor; "Çok basitti. Arşiv müdürüne sordum ve bu konuda çok açıklardı. Bu fikrin daha önce kimsenin aklına gelmemiş olması oldukça şaşırtıcı!”
İşin bir başka boyutu, belki de aslında en önemlisi, bu görüntülerin resmi bir propaganda prodüksiyonu için çekilmiş olması...
Yani, propaganda için resmi olarak çekilen 40 saatlik görüntü ve 24 saatlik radyo yayınlarından 68 yıl sonra, o dönemi yansıtan apayrı ve fazlasıyla kışkırtıcı bir yapıt hazırlanabiliyor. Tabii bunu yapabilmek için tarihinizi gaza gelmeden, kendinizi kahramanlık öykülerine kaptırmadan, propagandanın propaganda olduğunu bilerek, 'olabildiğince' objektif olarak araştırmak gerekiyor.
Eğer bunları yapamazsanız aradan değil 68, bin yıl geçse dahi, zihninizdeki tarih değişen iktidarların ideolojisine göre şekillenmeye devam eder. Ta ki yüzleşmek için bir yüzünüz kalmayıncaya kadar...
Meraklısına not: State Funeral, Türkiye'de MUBİ platformu üzerinden izlenebiliyor.