Atabey Nabi Avcı...
Atabeylik, özelikle Selçuklu Devlet geleneğinde; hükümdarın sadakat, bilgi tecrübe ve yeteneklerine güvendiği, kimi zaman şehzadelerini, kimi zaman periferdeki yönetimleri ve yöneticileri emanet ettiği hocalardır…
Erdoğan da yirmi yıldır taşra teşkilatlarında bu sistemi epey akılcı ve verimli kullanıyor…
Yıllardır taşra illere merkezden liste başı gönderilen vekil adayları aslında Erdoğan'ın atabeyleridir…
Yerelde siyaset oluşturmak, siyasetçi yetiştirmek, Erdoğan ile perifer teşkilatları arasında köprü olmak bu Atabey’lerin başlıca görevidir…
Eskişehir'in son Atabey’i de Nabi Hoca’mızdır…
2011 seçimlerinde Eskişehir'e görevlendirildiğinde Eskişehir’in uzun dönem siyaset stratejini yoğun ve akıcı çalışmalar ile belirledi…
Çok ciddi siyaset önderliği yaptı…
Özellikle Eskişehir’in Türk Dünyası Kültür Başkenti olması için ve olduktan sonraki süreçlerde çok ciddi ve derin katkılar sağladı…
Ancak …
O da siyaset olgarşisine karşı büyük mücadele vermek zorunda kaldı…
Enaniyet ve ihtirasları herşeyin önünde giden yerel siyaset oligarkları hocadan maksimum fayda sağlamak yerine takoz olmak için çalıştılar…
İmtiyazlarını kaybetmemek ve ilave imtiyazlar edinmek adına çaba gösterdiler…
Bu mücadele hala devam ediyor…
Kıyamete kadar da devam edecek…
Çünkü aslında bu insanın en büyük şeytan ile yani nefsi ile mücadelesidir…
Enaniyet mücadelesidir…
İyi ve kötünün mücadelesidir…
Hizmet ile ihtirasın mücadelesidir…
Akıl ile kibrin mücadelesidir…
Sistemler milletlerin yüzyıllara haiz tecrübelerinden süzülürler…
Türk Devlet geleneği de bilinen üç bin yıllık en köklü geleneğe sahiptir…
Kendisini geliştirerek ilerlemeye devam edecektir…
Bir ak saçlı ve aksakallı Atabey olarak Eskişehir'in Nabi Hoca’ya daha uzun zamanlar ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum…
