Adaylar üzerinden yorum...
Murat KURUM…
İstanbul BB adayı olarak açıklandı…
Hayırlısı olsun…
İstanbul’da oturmuyorum…
Murat Kurum’u şahsen tanımıyorum…
İstanbul’u da, Kurum'u da ancak medyadan biliyor, takip ediyorum…
Kurum başarılı bir bürokrat…
Teknokrat…
Ama bir siyaset emekçisi değil…
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sonrası bakanlıklara siyasi figürlere değil, bürokrat ve teknokratlar atanmaya başladı…
Olabilir…
Tercihtir…
Üsluptur…
Ancak Millet siyasete sadece sandıkta müdahil olmak ile yetinmez…
Dar bir çevrede dönen ve kendisine üstten bakan bir bilmişlik ile don biçen jakoben tavırdan hiç hoşlanmaz…
“Halk için halka rağmen" kafasına 75 yıldır o yüzden hiç yol vermedi…
Bu CHP kafasıdır…
Milleti dinleyen…
Ona yer ve değer veren…
Samimiyetini hissettiren herkesi baştacı yaptı…
Menderes…
Demirel…
Özal…
Kısmen Ecevit…
Ve Erdoğan…
Bu isimler için Millet, sadece sandıkta oy vermedi…
Teşkilatlarını kurdu, üye oldu, seçimlerinin peşinde koştu…
Bayrak astı, seçim ofisleri kurdu, içini doldurdu…
Biz dedi…
Biz…
Biz deyip özdeşleştirdiğini liderler kendisine ne kadar yakın ve samimi durdu ise kat kat fazlası ile karşılığını verdi…
Kendilerinden vekiller görmek istedi…
Başkanlar, bakanlar görmek istedi…
Hem emeklerinin…
Hem de samimiyetlerinin karşılığını görmek istedi…
Bu karşılığı alamadıklarını gönül defterinden sildi…
Yukarıda adını saydığım siyasetçilerin tamamının çıkış hikayesi budur ve aynıdır…
Erdoğan da bu hikayeye sahip…
20 yılda 80 yıldakinden fazla hizmet etti…
Gecesini gündüzüne kattı…
Kendini ülkesine ve Milletine adadı…
Çok çalıştı…
Samimiyetinin karşılığını hep aldı…
Ama…
Evet…
Bir amaaaa var…
Sanki samimiyetini kaybetmese de, Milleti duyan kulakları ağır işitmeye başladı…
“Siz en iyisini bilirsiniz efendim…”
“Siz nasıl tensip buyurursanız efendim…”
Yağcılıkları ile, kendi gemisini yürütme peşinde olanların halkı ile arasına bir duvar ördüğünün farkına varamadı gibi…
Siyasete gönül veren…
Emek veren…
Zaman harcayan…
İşinden, ailesinden, hayatından…
Aynen Erdoğan gibi…
Taviz veren, tercihini yapan insanların…
Motivasyonlarını kırmakta olduğunun…
Milletten geri bildirim diye aldığını zannettiklerinin partiye ve etrafına çöreklenmişlerin propagandası olduğunun farkında değil sanki…
Mesele Kurum'un şahsı değil…
İnsan olarak çok iyi, işinde de çok başarılı olabilir…
Semboller ve değerler…
Tevfik Göksu…
Onu da tanımam…
Ama yerinde olsam gönül kırıklığı yaşardım…
Osman Nuri Kabaktepe…
İstanbul İl Başkanı…
Erdoğan'ın bir numaralı İstanbul temsilcisi…
Kapılar ardında fikri soruldu ise bile…
Bu süreçte adı gündemde yer bile almadı…
Peki…
Yine Erdoğan üzerinden gidelim…
Bu Millet Erdoğan'a destek verirken….
Diplomasına mı, akademik kariyerine mi, memuriyet hayatına (?) mı baktı…
Yoksa…
Siyasette yıllarca verdiği emeğe ve samimiyetine mi güvenerek yol verdi?…
Şimdi…
Bu hatayı 28 Mayıs seçimlerinde yaptı…
35 puana düşerek karşılığını aldı…
Dayatma adaylar…
Paraşüt ile gönderilenler…
Vefa?…
Millet yüzde 35 oy vererek yine de vefasını gösterdi zaten…
20 yıllık hizmetleri?…
Takdir ediyor zaten…
Ama bu ikisi yeter mi?…
Ha bir de CHP gelirse sopası….
Sözü burada Nasreddin Hoca'ya bırakmak istiyorum …
Yine herzamanki gibi anlayana büyük ders var…
“Yağmurlu bir günde bir adam, Nasrettin Hoca’ya yağmurdan korunması için, şemsiye verir. Diğer gün, hoca ile karşılaşan adam: “Hoca sana şemsiye vermeseydim sana ne olurdu?” diye sorar. Hoca: “Şemsiye verdiğin için Allah razı olsun. Yoksa ıslanırdım” diye cevap verir. Sonraki gün, hoca ile karşılaşan adam, dünkü söylediğinin aynısını tekrar eder. Hoca tekrar teşekkür eder. Üçüncü gün, adam Hoca’ya aynı şeyi söyleyince, artık Hoca’nın canına tak eder. Yanındaki göle kendini atar ve çıkar. Sırılsıklam olan Hoca: “Bundan beter olacak değildim ya” der…”
Bakalım…
Hayırlısı olsun…