17.09.2021, 16:58

Bilim Kurulu iki yıldır ne yaptı?..

Yaklaşık iki yıl önce DSÖ Covid 19 pandemisini ilan etti…

Tüm ülkeler üst düzey alarm seviyesine geçti…

Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de acilen harekete geçti…

Tam 18 ay önce Türkiye'de ilk Covid 19 vakası ilan edildi…

Hemen hükümete danışmanlık etmesi adına bir hatta iki bilim kurulu oluşturuldu…

Ülkemizin sağlık altyapısı üst düzeyde idi…

Ona rağmen aktif ve yoğun nüfusumuzun beşte birini oluşturan İstanbul’da 45 gün gibi rekor bir sürede iki devasa pandemi hastanesi yapıldı ve hizmete alındı…

Hızlıca her ilde Covid servisleri ve yoğun bakımları düzenlendi…

Covid tedavisinde işe yaradığı düşünülen ilaçlardan yeteri kadar stoklandı…

Yerli solunum cihazı üretildi ve tüm hastanelere fazla fazla temin edildi…

Filyasyon ekipleri oluşturuldu ve eksiksiz, hızlı takip sistemi kuruldu…

Tedavide işe yaradığı düşünülen ilaçlar hastaların evlerine kadar götürülüp teslim edildi…

Tüm hastalar ve temaslılar filyasyon ekipleri ile beraber aile hekimleri tarafından gün gün takip edildi…

Sonra aşı bulundu. Hükümet aşıyı hızlıca temin etti ve yine güçlü sağlık altyapısı sayesinde hızlıca aşılama başlandı…

Ne ilaç, ne aşı, ne yatak ne de yoğun bakım yatağı ve solunum cihazı sıkıntısı çekmedik …

Bilim Kurulu ise sık sık toplanarak hükümete değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerde bulundu…

Hükümet neredeyse bilim kurulunun bir dediğini iki etmedi..

Bilim kurulu ise neredeyse filyasyon dışında özgün bir öneride bulunmadı…

DSÖ’nün söylediklerini tekrar etti sürekli…

İzolasyon, karantina süreleri sürekli oynaklık gösterdi…

Bilimsel veriler paylaşmak yerine DSÖ’nün söyledikleri, küresel basın haberleri ile sürekli ulusal basında yer aldılar..

Aksi görüş belirtenleri neredeyse linç ettiler ve görünür olmalarını büyük oranda engellediler…

Haydi bunu da kabullendik, ulusal hatta küresel bir sağlık güvenliği sorunu var dedik, tartışmaya yol vermeyip hızlıca aksiyon alınması gereken bir dönemdeyiz dedik…

Özetle ne denirse eyvallah dedik…

Bugün itibari ile ülkemiz için toplam vaka sayısı 6.74 milyon, Covid 19 nedenli vefat sayısı 60.641 olarak açıklandı…

Bu kadar güçlü bir sağlık sistemi, altyapısı ve sağlık ordusuna sahip bir ülkeyiz… 

Ve hatta iddialı bir şekilde  şunu söyleyebilirim ki ;” Türkiye’de bir sağlık çalışanı verimliliği dünya ortalamasının en az iki katıdır…”

Ancak sağlık sistemimiz ne kadar güçlü ise , insan kaynaklarımız sahada ne kadar çalışkan, fedakar, başarılı ve yetenekli ise sağlık akademimiz bunun tam tersi bir görünüm arzetti…

Konu ile ilgili bilim kurulundaki ya da dışarıdaki binlerce akademisyen anlaşılan o ki, basına ayırdıkları zamanın yarısını ayırıp pandemi ile ilgili yeterli akademik çabada bulunmadılar…

Bunca vakaya rağmen elimizde yerli veriler maalesef ki yok…

Sadece Türk Yoğun Bakım Derneği’nin 952 yoğun bakım hastası üzerinde yaptığı, içinde bir çok verinin ve analizinin eksik olduğu bir çalışma var…

Başka elle tutulur bir açıklama yok…

Onda da en net veri toplam grubun yüzde 52’sini aşısızların oluşturduğu…

TÜİK ise 2020 yılı ölüm istatistiklerini her yıl Haziran ayında açıklarken bu yıl Eylül ayını bitirmek üzereyiz, hala açıklayamadı…

Muhtemelen verilerde içinden çıkamadıkları bir takım tutarsızlıklar var…

Eh, koroner anjiografi için yatırılmış bir hasta ,belirtisiz ama pcr testi pozitif ise  ve vefat etti ise ölüm sebebi nedir?..

Ne yazılmıştır?…

Ya da takipli bir kalp yetmezliği hastası Covid endişesi ile takiplerini aksatıp bundan dolayı öldü ise bunun sebebi nedir ya da bunlar beklenen ölüm sayılarının artmasına yol açmış mıdır?…

Aylarca evden dışarı çıkmasına izin verilmeyen 65 yaş üstü insanlardan ne kadarı hareketsizliği, dolaşım bozukluğuna, obeziteye… bağlı sebeplerden beklenenden daha erken kaybedilmiştir?…

ABD'de açıklanan bir çalışmaya göre 12 yaş altında çocuklardaki morbid obezite oranı pandemi sürecinde yüzde 18 den 22 ye yükselmiş…

Bunun ülkemizdeki karşılığı nedir?…
Bu kadar çok veri, bu kadar çok altyapı ve imkan varken bilim kurulu ve sağlık akademisi özgün ne yapmıştır?..

Aşıların yan etki bildirimleri ne kadardır, nelerdir?…

Etkinlik süreleri ne kadardır?…

Covid kaynaklı beklenmeyen ölümlerin ne kadarına detaylı otopsi yapılmıştır?…

Yapıldıysa bulgular nelerdir?..

Buradan ben şu sonucu çıkarıyorum;

- Birincisi pandemi sürecinde hükümet ne kadar başarılı bir süreç yönetti ise bilim kurulu ve sağlık akademisi o kadar çuvallamıştır… Gravatını takan televizyonlara koşmuş internetten okuduklarını sorgulamadan büyük bir iştahla aktarmışlardır…

-Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanlar bu belirsizlikten sıkılmış ve bilim adamlarının,akademisyenlerin güvenilirlikleri açıkça sorgulanmaya başlanmıştır…

- Eğitim ve öğretim sistemimizdeki temel sorun, yani araştıran ve sorgulayan bir model yerine ezberci model sadece temel öğretimin değil yüksek öğretim ve akademinin de sorunudur…

- Yüksek öğretimde de altyapıyı çok iyi hazırlayan, onlarca yeni üniversite kuran devlet bu konuya da acilen el atmalıdır…
Çünkü bu sistemden körleşerek çıkan gençler üretken, vizyoner, inovatif olmak yerine koyu statükocu, değişime, devrime fren bürokratik oligarşiye neferler olarak yetişiyorlar…

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@