04.05.2021, 18:41

Memleket masası...

Sayın Meral Akşener bundan tam bir yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir çağrıda bulundu. Siyasi parti liderlerinin isimlerini tek tek sayarak, Cumhurbaşkanı'nın bu isimleri bir masaya davet etmesini ve bütün sorunların bu masada gündeme getirilmesini, her liderin de sorunlara dair çözüm önerilerini paylaşmasını önerdi. Saydığı isimler arasında HDP'den kimse yoktu. Hatta gazeteci Oya Baydar, bu durumun karşısında "Doğu ve Güneydoğu bölgeleri memleket sınırları içinde değil mi? Hem memleket masası diyorsunuz hem de Altı Milyon oy alan bir partiyi masaya oturtmuyorsunuz" şeklinde sert bir yazı yazdı. Oya Baydar'ın itirazına bir cevap verilmedi.

Meral Akşener bu önerisinin ne işe yarayacağını anlatırken de dış komploları gerekçe olarak gösterdi. Yurtdışı güçler Türkiye'ye kötülük yapmayı planlarken Türkiye'de tüm siyasi partilerin bir masa etrafında oturabildiklerini görünce dışarıya karşı iyi bir fotoğraf verilmiş olacağını ifade etti...

Meral Akşener'in bu önerisi karşılık bulmadı. Fakat Sayın Akşener bir yıl önce gündeme getirdiği bu çağrıyı yakın zamanlarda yeniden yeniden hatırlattı ve ben de bunun üzerine yazmaya karar verdim...

12 Eylül 1980 öncesinde yaş itibariyle olayların tam ortasındaydık. Gündeme dair tartışmalara kafa yoruyorduk. Terör çok yaygınlaşmıştı ve alttan alta darbenin zemini hazırlanıyordu. O günlerde darbe destekçilerinin sık sık gündeme getirdikleri argümanlardan biri şuydu; Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi bir masada buluşamıyorlardı ve siyaset ülkeyi ilerletmeye değil, geriletmeye vesile oluyordu. AP ile CHP birlikte bir koalisyon kurabilseler birçok sorun kendiliğinden çözülürdü...

Tüm siyasi aktörlerin ülkeyi birlikte yönetecekleri bir sistemi önermek aslında siyaseti küçümsemektir ve şahit olduğumuz askeri darbelerden sonra darbecilerin en çok konuştukları konulardan biridir. "Bir araya gelemediler, ülkeyi mahvettiler, biz de mecbur kaldık" argümanı...

"Bir masada tüm siyasi aktörlerin toplanıp çözüm sunmalarının ne sakıncası var ki?" diye sorulabilir. Zaten TBMM meclise giren tüm partilerin fikirlerini söyledikleri bir imkan. Ayrıca çözüme dair fikrini söylemek isteyip de seslendirebileceği bir medya bulamayan siyasi lider mi var?

Peki, ben böyle bir öneride ne sakınca buluyorum? Şöyle, bu önerme "Milli mutabakat hükümeti önermesinin bir öncesidir. Hoş, milli mutabakat hükümeti önerenler de var. Peki bu ne demektir? Bu önermelerde bulunanların asıl maksatları, memleketin iktidarda bulunanlarca YÖNETİLEMEDİĞİ iddiasıdır... Sorunların tespitinde ve sorunları çözmekte iktidarın yetersiz kaldığı, bu durumdan ancak hep beraber yönetmeye imkan tanınırsa kurtulunabileceği algısını yaratmaktır...

Bana nedense darbe dönemlerini hatırlatmaktadır...

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@