Ahmet Ataç hangi partiden aday olacak?
Ben, CHP'ye oy verirken de siyasete bakışımız pek uyuşmazdı Ahmet Ataç ile...
Şimdilerde ne zaman karşılaşsak sürekli bana laf sokar sağ olsun, "Seninkiler şöyle, seninkiler böyle" diye, beraberce gülüşürüz...
Nasıl ki her AK Parti'li kötü ya da iyi değilse her CHP'li de kötü ya da iyi değildir...
Siyasete bakışımız uyuşmasa da Ahmet Ataç'ın 1999'dan beri yürüttüğü belediyecilik anlayışının büyük bir bölümünü doğru ve mantıklı bulurum. Zaten Eskişehir'in çoğu da benim gibi düşünüyor ve Ahmet Ataç'ı çok seviyor...
Siyaset böyledir, bir büyüğüm söylemişti zamanında, "Siyaset, ters bakabilme yeteneğidir" diye. Yani, bir siyasetçi ne kadar çok sevilirse o kadar çok düşman biriktirir. Zaten siyasette başarılı olanlar da düşmanlarına karşı dik duruş ve doğru tavırlarıyla yol yürüyenlerdir. Kendilerine yönelik sevgiyi yanlış anlayanlar, tarihin tozlu raflarındaki yerlerini çooooktan almışlardır...
Ben, öteden beri, Ahmet Ataç'ın, CHP'den aday olması durumunda Yılmaz Büyükerşen'den sonra seçim kazanacak tek kişi olduğunu bilir ve söylerim.
Demek benim tespitime katılan partisinin içinden ve dışarıdan birçok kişi var ki, son günlerdeki garip tavırlara şahit oluyoruz...
Evet evet...
Ahmet Ataç'ın yakın çalışma arkadaşlarına yönelik son zamanlarda yürütülen planlı hareketlerden bahsediyorum...
***
Başlarda, Ahmet Ataç'ı zayıflatıp yanı başına 'kendilerine yakın' kişileri yerleştirmek için yapıyorlar zannediyordum. Son zamanlarda öğrendiklerimden sonra hedefin bire bir Ahmet Ataç olduğunu anladım...
Ahmet Ataç'ın bir süredir, yakın çevresine söylediği rivayet edilen şu söz, "Ben bu seçimde Büyükşehir adayı olacağım, CHP ister beni aday gösterir, isterse göstermez. Kendilerinin bileceği iş" kulaktan kulağa yayılıyor...
Buradaki soru işareti, Yılmaz Büyükerşen yeniden CHP'nin adayı olursa Ahmet Ataç'ın nasıl davranacağı?
Bana geçen yıl bu soruyu sorsaydınız, "Başkan Ataç, yüzde 100, Büyükerşen'in karşısına çıkmaz" derdim. Şimdi sorarsanız bu yüzdeyi, "fifty-fifty" diye düzeltirim...
Şöyle bir bakalım...
Ahmet Ataç böyle bir cümleyi kullanıyorsa sık sık, ihtimaller ne?
Birinci seçenek, Yılmaz Büyükerşen siyaseti bırakacak ve kenara çekilecek. CHP kurmayları da "Eskişehir'den kimi aday yapalım" sorusuna yanıt ararken, iki ihtimali görecek...
Ahmet Ataç ve Kazım Kurt...
Kazım Kurt'un, CHP içinde son yaşanan gelişmelerden sonra partisinin genel merkezinde güç kaybettiği artık bilinen gerçek. Kendisi ve yakın çalışma arkadaşlarının yıllardır kurduğu ilişkiler, Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifalarını istediği genel başkan yardımcıları ile birlikte tuz buz oldu.
Yaşayacağımız altı ay içinde büyük bir gelişme olmazsa Kazım Kurt'un Yılmaz Büyükerşen'in yerine aday olma ihtimali düşük gibi görünüyor. Üç ihtimal var: Ya Yılmaz Büyükerşen kendisinin aday gösterilmesini sağlayacak ya Ekrem İmamoğlu partiye genel başkan olacak ya da Ahmet Ataç siyaseti bırakacak...
Birinci ihtimâl artık imkânsız, ikinci ihtimâlde bile şansı yüksek görünmüyor!
Şimdi üçüncü ihtimali konuşalım...
***
Ahmet Ataç yakın çevresiyle konuştuğu söylenen bu sözü "Büyükerşen'e mesaj" olarak dillendiriyor olabilir mi?
'1999'da Büyükşehir adaylığından senin için çekildim. 5 dönemdir de bu adaylığı bekliyorum. Sana zahmet bana verdiği sözü tut be hocam' diyor olabilir mi?
Muhtemel...
Yani Başkan Ataç'ın bu sözü hem Büyükerşen hem de Kazım Kurt için bir uyarı niteliği taşıyor olabilir...
Peki, son günlerde Ahmet Ataç'ın yakın çalışma arkadaşlarına yönelik bu saldırıların arkasında kimler olabilir?
Herkesin aklına Büyükerşen ve Kurt geliyor, ancak saldırının düzenlenme araçları, "Büyükerşen ihtimalini" azaltıyor. Belki Büyükerşen değil, ancak ona yakın birkaç kişi işin içinde olabilir, bu durum da Büyükerşen'i ne kadar bağlar bilemem!
Eskişehir'de siyasetle uzaktan yakından ilgilenen herkes son günlerde (aslında) Ahmet Ataç'a yönelik saldırıların arkasındaki kişileri konuşuyor, CHP'lilerin, AK Partililerin, kişisel hırslarının peşinden koşanların ismi geçiyor, ancak tek bir partiden kimsenin ismi geçmiyor: İYİ Parti...
Evet evet...
Ne demeye çalıştığımı anlatabildim sanırım...
Ahmet Ataç'ı az çok tanırım...
Bu tür yıldırma hareketleriyle pes etmez ve hatta daha da hırslanır...
Ve seçim sath-ı mailine girildiğinde, kendisine düşmanlık yapanları tek tek konuşarak, düşmanlarına düşman olanların oylarını da bir bir toplamasını bilir!..
Ne yani yoksa siz konuyu, her gün içki içtikleri kişilerin yediği herzelere bakmadan, dürüstlük kumkuması kesilenlerin yaptıkları işleri, 'gazetecilik' gereği yaptıklarını mı sanıyordunuz?
Eğer böyle sanıyorsanız, ben saf bir kişiyimdir, tamam da, kusura bakmayın, ama siz de çok safsınız...