Nebi Hatipoğlu'nun vaatlerini Ayşe Ünlüce yapsın istiyorlar...
Bir ay kaldı artık, bundan 1 ay sonra Eskişehir'in yeni şehremini, Büyükşehir Belediye Başkanının kim olacağı belli olmuş olacak ve 5 yıl boyunca şehrin yarısının kızacağı, diğer yarısının da savunup seveceği kişiyi öğrenmiş olacağız...
"O kadar ön yargılı olma Hakkı, belki şehrin dörtte üçü sever ya da şehrin dörtte üçü nefret eder" dediğinizi duyar gibiyim, ancak burası Türkiye ve böyle bir şey olmayacak!
Kim kazanırsa kazansın, ne yaparsa yapsın, şehrin yarısı sevecek, savunacak ve diğer yarısı eleştirecek ve beğenmeyecek...
Nereden mi biliyorum, geçmişe güveniyorum, geleceğe inanıyorum!
Yılmaz Büyükerşen ilk iki döneminde, yani 10 yıl boyunca o kadar çok ve güzel işler yaptı ki, hâlâ Eskişehirliler olarak tadı damağımızda...
O zaman şehrin yarısının oyunu alıyordu...
Sonra yaşlandı mı, yoruldu mu, üşendi mi bilinmez, iş yapmamaya, hiçbir proje üretmemeye karar verdi ve buna rağmen şehrin yarısının oyunu almaya devam etti...
Yani süper işler yaparken de...
Yani hiçbir iş yapmazken de...
Yılmaz Büyükerşen'in oyu, üç aşağı beş yukarı aynıydı...
Şehrin yarısı savunup oy verdi, yarısı kızdı ve oy vermedi...
O kadar kutuplaştık ki, gelecekte de öyle olacak...
Nebi Hatipoğlu kazanırsa şehrin yarısı sürekli eleştirecek...
Ayşe Ünlüce kazanırsa da şehrin yarısı sürekli eleştirecek...
Rasyonel düşünme yetimizi, belediye başkanından eser, hizmet, proje siyaseti üretmesini beklemez olduk. "Bizden" olana oy verip, çalarsa bizimki çalsın; boş durursa bizimki boş dursun; bize küfredecekse bizimki küfretsin; diyoruz maalesef...
İşte bu seçim sürecinin ilk bir ayında da hemen hemen aynı şeyi gözlemliyorum...
Ufak bir farkla...
***
Şubat ayının başından beri konuştuğum insanların söylediklerini özetlersem, yazının başlığındaki yargı çıkıyor ortaya...
Bugüne kadar Yılmaz Büyükerşen'e oy vermiş olanlar bile, Nebi Hatipoğlu'nun açıkladığı; kentsel dönüşüm, 15 yeni kavşak ile trafik sorununun çözümü, çeşmeden akan suyun içilmesi ve yapılabiliyorsa daha ucuz olması ile öğrencilere 50 liraya abonman projelerini destekliyor ve mutlaka, ama mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyor, söylüyor...
Beri yandan Nebi Hatipoğlu'na oy vereceğini söyleyenlerin içinde de "Sen Nebi'yi tanımazsın Hakkı. Yakından tanıyan kimse Nebi'yi sevmez, Nebi de kimseyi sevmez. O yüzden bugün çok şirin görünen kişi gider, yerine hiç tanımadığınız, kavgacı, uzlaşmaz kişi olan Nebi gelir" cümlelerini kuran o kadar çok kişi var ki!
Bunlara, "Bana ne kardeşim, evlenecek miyiz adamla! Söylediklerini yapsın bana yeter" diyorum, o vakit de şöyle bir yanıt alıyorum: "Ayşe Ünlüce de sizin saydığınız sorunların farkında. Ancak seçimden önce bu sorunları çözeceğini söyleyemez; söylerse Yılmaz Büyükerşen'i eleştirmiş ve karşısına almış olur. Seçimden sonra Büyükerşen'in yanlış yaptığı, eksik bıraktığı ne varsa hepsini hayata geçirir merak etme. Hem bir kadın Eskişehir'i temsil etse ve ilk kez bir kadın belediye başkanımız olsa fena mı..."
Hemen, "Peki o projeler için parayı nereden bulacak?" diye soruyorum, aldığım yanıt da çok açık: "Nebi'nin 5 yılda yapacaklarını, Ayşe ancak 20-25 yılda yapabilir. Geç yapar, ama güzel yapar..."
Yani anladığımız, millet tamamen aynı noktadan bakıyor hâlâ: "Bizden olsun, bizimki olsun..."
Bu şehirde yaşayan insanların yüzde 90'ı, Nebi Hatipoğlu'nun tek tek saydığı problemlerin farkında ve bu sorunların çözülmesini istiyor...
Ve fakat Nebi Hatipoğlu'na oy vereceklerin oranı bu oranın ancak yarısını buluyor...
O zaman başlıktaki cümlemi, yargımı tekrarlarsak, çok da yanlış bir şey yapmış olmayız gibime geliyor: Nebi Hatipoğlu'nun vaatleri ve projeleri hayata geçsin ve fakat bunları Ayşe Ünlüce yapsın istiyor millet...
Söyleyin lütfen bana...
Bu ruh hali normal mi, yoksa hastalıklı mı?
