Üçüncü ittifakı tam 19 ay önce söylemişim
Sinan Gürsoy hocamız, gerek yazılarında gerekse de sosyal medya paylaşımlarında İYİ Parti'ye yönelim ve üçüncü ittifak ihtimalinden bahsetmeye başladıktan sonra özellikle sınır ötesi operasyonlar için Meclis'te İYİ Parti'nin 'evet' oyu vererek, ortaklarından ayrı noktaya gelmesiyle, yeni bir ittifak konuşulmaya başlandı biliyorsunuz...
Ben, 12 Mayıs 2020'de yani bundan tam olarak 12 ay önce bahsetmişim bir yazımda bu 'üçüncü ittifak' ihtimalinden...
Bakın neler yazmışım:
CHP’den kaçmak isteyenleri, artık CHP’ye oy vermek istemeyenleri görüyorum son zamanlarda…
Hem de öyle uzaklarda değil, Eskişehir’den birçok arkadaşım, tanıdığım, son zamanlarda bana, şöyle biraz da sessizce, “İYİ Parti hakkında ne düşünüyorsun, sence oy verilebilir bir parti mi?” diye soruyor. Sayıları o kadar olmasa da Demokrat Parti’yi soran, genel başkanları hakkında bilgi almak isteyen arkadaşlarım da var…
...
CHP’nin içinde hiç de azımsanmayacak bir kesim şu sıralarda, kendisine “sosyalist” diyenlerin söylemlerinden rahatsız…
Silahlı örgütlere methiyeler düzülmesinden rahatsız…
Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bağımsızlık benim karakterimdir” sözünden yola çıkarak, “Emek, çok değerli bir kavram, ancak en yüce kavramı arıyorsak, bağımsızlık demeliyiz” diyenler var…
“Deniz Gezmiş ve arkadaşları bizler için çok değerli amma ve lakin, herhangi bir kişiyi öldürmeseler de sonuçta, silahla banka soydukları, silahlı örgüt oldukları muhakkak! Bu kadar yüksek sesle savunmak zorunda mıyız?” diye konuşanlar ortaya çıkmaya başladı…
“Grup Yorum üyelerinin yasa dışı örgüt mensubu olduğu kesin. Bu kişileri emir vererek ölüme yollayan zihniyeti savunamıyorum, parti yöneticilerimden bunları savunanları gördükçe sinirleniyorum” diyen hiç de az değil…
Siz duymuyorsanız bu sözleri, emin olun CHP’de ve sonrasında sosyal medyada çokça dillendirilen sol söylemler yüzünden oluşan mahalle baskısından korkuyor insanlar…
...
Beni yıllardır takip edenler bilir ki, bu tür konularda, sayıyı aşağı yukarı tahmin edebilirim ve şunu söylemeliyim, hani “yüzde 25” şarkısı söyleniyor ya şimdilerde CHP için…
Bu şarkının güftesinin bir sonraki seçimden sonra “yüzde 20” olarak değiştirileceğini düşünüyorum…
HDP ile yapılacak ittifak sonrasında yüzde 35-40 arası oy bekleyenlere kötü haberim var, yüzde 30’u aşmaları zor görünüyor…
Bu süreçte…İYİ Parti ve Demokrat Parti aklını kullanıp, CHP’deki bu sıkıntıyı görürse oylarını fazlasıyla artırabilir…
Ve emin olun…
İYİ Parti, Saadet, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nden oluşacak yeni ittifak, öyle sanıldığı gibi Cumhur İttifakı’ndan değil, asıl oy kaymasını CHP’den yaşayacaktır…
CHP’den “seçmen olarak” kopmak isteyenler, Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi’ne oy vermez, elleri bu partilerin logosuna mühür basmaz…
Ancak emin olun İYİ Parti, önlerinde ‘iyi bir seçenek’ olarak duruyor.
***
Daha sonra, ağustos ayının 8'inde ise şunları okumuşsunuz başka bir yazımda:
Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı için oy vermedim, peşinen söyleyeyim, ancak kampanya sürecinde hakkında olumsuz tek kelam etmedim, bir tek yazı yazmadım. Çünkü Muharrem İnce’nin seçilmesi durumunda Recep Tayyip Erdoğan kadar olmasa da başarılı olacağını, her şeyden önce, ülkemizin bağımsızlığı için çalışacağını ve ‘dışarıdan’ talimat almayacağını düşünüyordum…
Bugün hâlâ aynı noktadayım…
Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Muharrem İnce hakkında yapmadığı övgü kalmayan, biz, Muharrem İnce’ye oy vermeyeceklere demediğini bırakmayanların, şimdi Muharrem İnce yeni bir hareket başlatıp belki de yeni bir parti kurmaya heveslenince, bu kez tam tersi biçimde konuşmalarını, bir türlü anlayamıyorum.
Bana sanki tanımadıkları, bilmedikleri bir insan hakkında, tanıyormuş gibi yapıp biz seçmenleri kandırmaya çalışmışlar gibi geliyor…
...
Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığına adayken birçok doğru ve haklı sözlere sahip bir kişiydi…
Şimdilerde çok sevdiği partisinden kopacaksa mutlaka bu kopuş nedeniyle, kendisine oy veren milyonlarca insandan daha fazla üzülüyordur ve hatta bu insanların toplamı kadardır üzüntüsü. Peki, hiç mi merak etmiyorsunuz, neden kopuyor çok sevdiği partisinden?
Söylediklerinde, tavrında haklılık payı yok mudur, gram dahi olsa?
Neden hemen reddediyoruz, neden küfrediyoruz…
Muharrem İnce, CHP’den ayrılıyor diye ona küfreden ‘millet ittifakı’ mensuplarının, aynen CHP’den ayrıldığı için sevinen, kendileri için iyi bir şey olduğunu, peşin hükümle, kabul eden ‘cumhur ittifakı’ mensuplarından ne farkı var?
...
Zaten yüzde 25’ten daha fazla oy alması artık neredeyse imkânsız olan ve asla ‘tek başına’ kendilerine rakip olamayacak bir partiden oy ‘çalacağını’ düşündükleri için Muharrem İnce’nin CHP’den kopuşuna sevinen AK Partililere çok kızıyorum…
İki sebeple…
Birincisini yukarıda yazdım, İnce’nin CHP’den ayrılışının kendi partileri için hiçbir faydası olmayacaktır, farkında değiller…
İkincisi, emin olup Muharrem İnce parti kurarsa, Cumhur İttifakı’ndan oy ‘tırtıklayabilecek’ ender isimlerden biridir, AK Partililer bunun farkında değil…
Tabii Muharrem İnce, parti kurarsa!
Son birkaç gündür Muharrem İnce’nin parti kurmayabileceği ve hatta CHP yönetimiyle anlaştığı konuşuluyor…
Muharrem İnce parti kurmayabilir, ancak CHP yönetimiyle anlaşırsa emin olun siyaseten biter ve kendisini desteklemeye hazır yüz binlerce yoldaşını üzer…
Peki, Muharrem İnce parti kurarsa ne olur?
12 Mayıs tarihinde bir yazı yazmış ve CHP’deki yönetim anlayışı nedeniyle rahatsız olanların varlığından bahsetmiştim: “CHP’den kaçanların yeni adresleri belli oluyor”
O yazımda, muhtemelen İYİ Parti’nin, CHP’deki yaşananlardan rahatsız olanların yeni adresi olacağından bahsetmiştim…
Ben, Türkiye’nin bir sonraki seçime üç ittifak ile gideceğini düşünüyorum…
Cumhur, Millet ve Barış ittifakları…
CHP ve HDP’nin kuracakları “Barış İttifakı” ile sandığa gideceğini, bu ittifaka bir ihtimal Deva Partisi’nin de katılacağını öngörüyorum. Hatta Davutoğlu’nun son çıkışından sonra Gelecek Partisi’nin de bu ittifaka kayabileceğini söyleyebiliriz…
***
Bu yazılarımdan sonra cezaevindeki Selahattin Demirtaş, "Üçüncü bir ittifak kurulmalı ve adı 'Demokrasi İttifakı' olmalı demişti, konuyu takip edenler unutmamıştır...
Seçimlere 1,5 yıl kaldı...
Ben ilk olarak 19 ay önce söylemiştim, ancak seçimlere kısa bir süre kala gerçekleştiğini görebiliriz...
Cumhur İttifakı, AK Parti-MHP ve BBP'den oluşuyor, buraya belki Vatan ve Yeniden Refah eklenebilir...
Bence, Millet İttifakı seçime, İYİ Parti, Memleket Partisi, DP, DSP, Saadet ve Gelecek Partisi olarak girecek...
Bir de yeni kurulacak CHP-HDP (O zamanki ismi ne olacaksa artık!) ve DEVA'nın oluşturacağı Demokrasi İttifakı ile seçim, 'üç ittifaklı' bir hale dönüşebilir diye düşünüyorum...
Ve peşinen söyleyeyim, böyle bir tabloda oy oranları 50-25-25 civarında dağılabilir ki, bu da Türkiye'deki 'ana muhalefet' partisinin değişmesine neden olabilir...
İki kutuplu bir siyasetten, üçgen bir siyasete geçiş de 'demokrasimiz' için daha sağlıklı sonuçlar verebilir diye düşünüyorum...
Tabii bütün bu tahminlerimi, Sinan Gürsoy hocamızın görüşlerine, buradan, sunduğumu da belirtmeden geçmeyeyim...