Ahmet Ataç: Kılıçdaroğlu sonuna kadar hak ediyor...
Son günlerde hepimizin konuştuğu tek konu yaşadığımız "zam" furyası. Adeta başka hiçbir şeyle ilgilenemez durumdayız ve haklıyız tabii ki! Bu kadar zammı en son 20 sene önce görmüştüm. Ne yapalım, "Bu da geçer" demekten başka çaremiz yok...
Türkiye yaşanan zam dalgasını konuşuyor, evet, ancak bir de herkesin 5 duyusuyla takip ettiği, "Millet İttifakı'nın adayı kim olacak?" sorusu var...
Ben, daha önce yazdım biliyorsunuz, Millet İttifakı'nın adayının isminden çok, ne için aday gösterileceği ile ilgileniyorum. Millet İttifakı seçimi kazanırsa, "ülkeyi yönetecek bir ismin peşinde mi koşacak yoksa 'güçlendirilmiş parlamenter sisteme' geçiş süresinde temsili bir cumhurbaşkanı mı olacak" konusuyla ilgileniyorum.
Millet İttifakı, "Ben bu sistemin devam etmesini istemiyorum, ancak aday göstereceğim isim ülkeyi güzelce yönetecek" derse, bence sözünde durmamış olur. Yok eğer "temsili" bir cumhurbaşkanı istiyorsa ve bu minvalde bir aday gösterirse o zaman seçmenin karşısına daha bir ilkeli çıkmış olacaktır. İşte bu yüzden de, bir önceki yazımda dile getirmiştim, en doğru adayın Yılmaz Büyükerşen olduğunu düşünüyorum...
Eskişehir'de bu konudaki düşüncelerini merak ettiğim bir kişi var. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç. Çünkü kendisi bence "Eskişehir'deki halkla en fazla iç içe olan CHP'li" aynı zamanda...
***
Başkan Ataç'ı aradım ve bu konudaki düşüncelerini sordum:
"Ben de senin gibi düşünüyorum Hakkı. Yılmaz hoca cumhurbaşkanlığı için biçilmiş kaftan. Aday olup seçilirse herkes nasıl bir cumhurbaşkanına sahip olduğumuzu görür. Fakat ben Yılmaz hocanın ne karar vereceğini bilemem. Ve bu süreçte de Millet İttifakı bileşenlerinin başka bir isimde anlaşacaklarını düşünüyorum.
Sık sık Eskişehir dışı ziyaretlerim olur. İnsanlardan 'Mansur Yavaş'ı aday gösterin, gözü kapalı basayım mührü' cümlesini çok duyuyorum. Mansur Yavaş'ın da Ekrem İmamoğlu'nun da aday olurlarsa hem seçim sürecinde hem de seçildikten sonra çok başarılı işlere imza atacaklarına eminim. Ancak ben bu süreçte Ankara'nın ya da İstanbul'un kaybedilmesini de içime sindiremiyorum. Ankara başkentimiz, İstanbul, Türkiye'nin özeti. Bu iki şehri kolay kazanmadı partimiz. Şimdi bu şehirde yaşayan insanların umutlarını sürdürmemiz gerekiyor. O yüzden gerek Mansur Yavaş'ın ve gerekse de Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını düşünürken bu konuyu da hesaba katmalıyız."
Başkan Ahmet Ataç bunları konuşurken, hemen araya girdim ve "Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı" konusunda ne düşündüğünü sordum:
"Ben, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığını sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Genel Başkan seçildiği günden bu yana o kadar doğru politikalara imza attı ki, gösterdiği başarılar sayesinde İstanbul, Ankara başta olmak üzere neredeyse bütün büyükşehirleri kazandık ve yurttaşlarımızı CHP belediyeciliği ile tanıştırma fırsatını elde ettik.
Sayın Kılıçdaroğlu, daha önceki seçimde fedakarlık yaparak tabanın ve halkın istediği bir ismi aday gösterdi. Ve tabii ki bu arada Yılmaz hocanın adaylık hakkı yenmiş oldu. Hiç de az olmayan bir oy oranına kavuştuk. Ve fakat bu seçimde Cumhuriyet Halk Partisi ve doğal olarak Millet İttifakı adayının seçimi kazanması gerekiyor.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun toplumun her kesiminden oy alabileceğini düşünüyorum. Aslında bunu net olarak biliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin en doğusundan en batısına bütün illerden, toplumun bütün katmanlarından oy alabilecek bir isimdir."
***
Ahmet Ataç, belediye başkanlığı süresince her zaman halkla iç içe olmuş bir isimdir. Sadece kendi siyasi görüşündeki değil, gerçekten hangi partiye oy verirse versin birçok kişinin kendisini sevdiğini biliyorum. Başkan Ataç'ın gözünün içine bakan o kadar çok tanıdığım var ki, işte bu yüzden kendisinin düşüncelerini ziyadesiyle önemsiyorum.
Tamamen 'seçimin kazanılmasına' odaklandığını ve sabırla insanları bu konuda dinlediğini biliyorum. CHP'deki hiçbir isme önyargı ile yaklaşmaz. Bu yüzden de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda önyargısızca yorum yaptığına eminim.
Ben de (Bir önceki yazımda dile getirmiştim) Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığı, sonuna kadar hak ettiğini düşünenlerdenim.
İki kez aday olmayı değil, partisinin oylarını artırmayı istedi. Zaman zaman partisine sıkıntı yaratacağını bile bile CHP'nin oylarıyla değil Millet İttifakı'nın kazanımlarıyla ilgilendi. İstanbul seçimlerinin kazanılmasında aday tercihi bile kendisinin bu makamı ne kadar hak ettiğinin göstergesi.
Cumhurbaşkanı seçildiğinde de Millet İttifakı'nın bütün bileşenleriyle, bir arada işleri yürütebilecek belki de tek isim olduğunu herkese gösterdi.
Bakalım...
Gelen günler bizlere neler gösterecek?