Tüm CHP'liler siyaset üstüdür (!)
Öyle ki onlar siyaset yapmaz. Siyaset sözcüğü sanki veba sözcüğünün eş anlamlısı gibi davranırlar.
“Onlar” siyaset üstüdür…
Onların olduğu yer, hiç “arka bahçe” olmaz.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmak, Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday olmak, Cumhuriyet Halk Partisi örgütlerinde çalışmak, yemek yemek, su içmek kadar doğaldır.
Çoğulculuk, demokrasi, hukuk devleti kavramları iyi dikim bir elbise gibi üzerlerine tam oturur.
Yakın çevrenizde de örneklerini görebilirsiniz…
CHP’lilerin sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarına adaylığı da hiç sorun çıkartmaz. Onlar “siyasi” aday, “siyaseten” aday olmazlar.
Çünkü siyaset, vebadan hallice bir şeydir, CHP’li olmayanların yaptığıdır… Meslek kuruluşlarındaki CHP’liler takdirle karşılanır.
CHP’li olmak, her koşulda her işi, en iyi yapıyor olmanın ön koşuludur zaten, liyakatin sözlük anlamıdır.
Onların “siyasetle” işi olmaz.
Siyasetle işi olan, her zaman ve hep, başkalarıdır…
Başkaları o kötü şeyle, yani “siyasetle” meşgul olur.
Zaten onlar yeteneksiz, eğitimsiz, iflah olmaz ve liyakatsizdir…
ODTÜ mezunu, Boğaziçi doktoralı olanlar bile, eğer CHP’li değilse ‘siyaseten’ atanan liyakatsizlerdir.
Onların profesörleri başka, CHP’li olmayanların profesörleri başkadır. Onların profesörleri, diğer profesörleri döver hep… CHP ‘li milletvekili, belediye başkanı olmak akademik kariyerin herhangi bir basamağıdır.
Cübbeyle CHP grup toplantısına katılan rektör alkışlanır ama başka birinin aday adaylığı siyasete bulaşmışlıktır.
Yazımın başında belirtmeyi unuttu isem de, “siyaset” sözcüğünü duyduğunuzda sürekli yüzünüzü buruşturmalısınız, vebalı birine bakar gibi üzülerek bakmalı, yüzünüzü ekşitmeli, hatta midenizin bulandığını belli edercesine bir yüz şekline bürünmelisiniz…
Cemiyet hayatının da ön koşuludur bu, siyasete bulaşmış kimselere derhal sırtınızı dönmeniz gerekir. Aksi halde dışlanırsınız…
Kendileri siyaset üstü olan CHP’liler yine de sıklıkla bu kelimeyi kullanır.
Kendilerini eleştiren olursa kibarca püskürtmek için “siyaset yapıyor” derler.
Hep de işe yarar...
İçtiğimiz suyu dağıtmayı beceremezler, eleştirdiniz mi?
“Siyaset yapma” derler.
Kendi öz yeğenini, eşinin yeğenini müdür yapmış CHP’li belediye başkanı göremezsiniz. Zira varsa da böyle bir durum, liyakatle ilgili olup eleştiri getirirseniz ancak “siyaset” yapıyorsunuzdur.
CHP’liler ise bulunmaz hint kumaşıdır, eksiklikleri hissedileceği için her yerde olmaları şarttır.
Saygıda kusur etmeyin. Demedi de demeyin.
Mısır’da darbe yapan, büyük bir katliama girişir, CHP’liler “Demokrasi kazandı” der. ABD’de Başkan, “Haydi protestoya” der, CHP’liler “darbe yapmak isteyen bu siyasetçiyi asın” der.
Onlar siyaset yapmaz, mutlak olanı, olması gerekeni söyler. Kulak kesilip dinleyin. Bakın her şey nasıl da kendi mecrasında.
Bir şeyi onlar yapmıyorsa kesinlikle yanlıştır ve amaçlanan siyasettir. CHP’liler ise zinhar siyaset yapmazlar.
Halk, aslında hangi Cumhuriyet Halk Partili’nin başa geleceğini seçmek için vardır…
Egemenlik aslında kayıtsız şartsız onlarındır, liyakatsiz halk, onları seçmek için vardır.
Kadınlar başlarını ancak “gelenek” olduğu için örter ve sadece Anadolu’da örter. Başını örten kadınların seçme seçilme hakkı değil yalnızca seçme hakkı, o da sadece CHP’ye oy vermek için vardır, başlarına baret takmaları bile yasaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, adeta devletin resmi partisidir…
Su akıp yolunu bulsun, tüm yöneticiler CHP’li olsun diye…
Aslında devlet de CHP’liler yönetsin diye vardır…
CHP’liler üstün varlıklardır...
Siyaset, biz sıradanların işidir…