16.05.2021, 14:53

Zihinlerin esareti...

Bedenlerin esaretinin bir işe yaramadığını insanoğlu çözeli binlerce yıl olmuş...

Yaradan, insana “eşref-i mahlukat” sıfatını özgür bıraktığı zihnine istinaden uygun görmüş.

Kendi külli iradesinden bir parçayı insana hediye etmiş...

Seçme hakkı vermiş, özgür bırakmış...

Yaradan’ın verdiği bu özgürlüğün çok müşterisi çıkmış başından beri...

Kimi mankurtlaştırmayı keşfetmiş, kimi eğitim sistemini yapılandırmayı, kimi algı yönetimini...

İnsan insana Yaradan’ın verdiğini çok görmüş...

Son iki yüzyılın ilk yarısında fiziksel güç ile zulmedip, fiziksel zalimlikler ile tahakküm etmişler.

Sonra; eğitim sistemini ele geçirip zihin tutsakları  oluşturmaya evirmişler.

Son 50 yılda ise zihinlere hükmetmek adına daha da ucuz bir yöntem keşfettiler: “iletişim ve algı yönetimi”.

Daha ucuz...

Daha az emek...

Yenilmez güç efsaneleri oluşturuyorlar...

Ve marka yönetimi, sinema, medya, popüler kültür organelleri ile sürekli bu efsaneyi besleyip ayakta tutmaya çalışıyorlar...

Halbuki o zihinlerde oluşturdukları yenilmez efsanelerden SSCB 70 yıl dayanabildi, yıkılması neredeyse an miktarı sürdü...

ABD’nin gücünün müritlerinin anlattığı gibi olmadığını artık herkes görerek öğrendi...

İsrail'in aslında bir kağıttan kaplan olduğunu ve bugünlerde sarsılmaya başladığını görüyoruz.

Tahmin edilen kadar gürültü bile çıkarmadan yıkılıp gittiğini de göreceğiz...

Bu zehirlenen zihinlerin çoklu varyasyonlarda düşünmeleri de engelleniyor...

Zengin olunca güçlü olunacağını zannediyorlar...

Onların bu fikrine göre, Suudilerin, Brunei’nin dünyanın en güçlüsü olması gerekiyor...

Doğal kaynaklar olursa zengin olacaklarını zannediyorlar...

Venezuela'nın bugün çok güçlü olması gerekiyor buna göre...

Hedonizmin güç olduğunu zanneden bir güruh yetişiyor dünyada...

Yıkılan ve yıkılmaz zannedilen Roma’nın yıkıldıklarında vardığı zirve hedonizm idi...

Ya da...

Kırk yaşında ilk vahiy gelen Peygamberimiz (SAV)...

Bir kişi idi...

Kırk kişi oldular...

Kabe’de namaz kıldılar...

22 yılda yüzbinler oldular...

O’nun ölümünden sonra zayıflar diye beklenen müslümanlar aslında hep ileriye gittiler...

İşte müşriklerin öykünmeye çalıştığı hikaye hep bu oldu...

Tek kişilik efsane kahramanlar uydurdular...

Ramboları yazdılar...

Süpermenleri hayal ettiler...

İsrail’i uydurdular...

Eh...

Bir nebze başarılı olur gibi olsalar da...

Yaldızlar hızla döküldü...

Yaldızların altından eşref- i mahlukatın esfel-i safiline dönüşümü çıktı...

Halbuki...

Yaradan Allah CC cüz-i irade yani özgürlüğünü verdiği insana eşref-i mahlukata uzanan şifreyi de vermişti: "emr-i bil maruf, nehy-i anil münker”

Yani “iyiliği emret, kötülükten men et”.

Sır buydu...

Bu kadar basitti...

Zorlaştıran inkarcılardı...

Ama hep kaybedenler onlar oldu...

Kazansalar da, aslında hep kaybedenler onlar oldu...

Ve yine öyle olacak...

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@