“Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır”, çok severim bu sözü. Bizim topraklarda devlet olmak çok önemlidir. Zayıf olduğunu anladıkları anda tepene üşüşürler. Bu nedenledir ki bu vatanın çocukları çok çalışmayı, başarmayı, büyümeyi amaç edinip bir ömrü feda ederler.
Bir de sahteleri, entrikacıları var bu memleketin. Nemalanmak peşinde olan, fırsat kollayan, her durumda vatan millet nidalarıyla göğü titreten ama arkada parsayı toplamaya çalışan. Üç gün önce yazdığını unutup, çıkarı uğruna -neydi o fırıldak mıydı o kelime- hooop hızlı dönüşler.
Çıkar grupları kurup, kapalı kapılar ardında tezgahlar planlar yapıp muslukların başına geçip cebi doldurma peşinde olduğunuzu bilmediğimizi mi sanıyordunuz? Şimdi uzaklardayım çok azı bana ulaşıyor ama yakında hepsini yazacağım.
Asker kökenli Süha Muzaffer gelelim sana. Şimdi sana eski bir yazını hatırlatayım:
…
“O HANIM AFFINI İSTESİN
Teknik üniversitemiz ve Rektör Hanım bilim ile uğraşacağına böyle işlerle uğraşıyor. Hülle yolu ile bir hanımefendiye makam tahsis ediyor, sonra kendisine rektör danışmanı atıyor. Danışmanızmız da Rektör Hanım adına üniversitesiyi yönetiyor.
Telekomda sıradan memur olan bu kişinin Uzay Bilimleri Uçuş simülatörü uzmanı(!) olarak önce üniversiteye transfer edilip sonra Tekekomdaki maaşının üç katı gibi rakamla rektör danışmanı olması bir de Recep Tayyip Erdoğan ismi yanında anıldıgında burnunu kıvırması üst perdeden ‘beğenmezük’ tavrı takınması, affedilir gibi değildir. Sen affını iste ablam, o görev sana çok bol gelmişe benziyor
Milletimiz, iktidar sahiplerinin her şeye muktedir olduğunu zannediyor. Haklılar da. Demokrasinin mantığında millet, kendisini yönetmek için vekillerini seçer. Onlar da milletin vekaleti ile devleti yönetir.
Şimdi normal vatandaş tüm bu teknik aksaklıkları (!) AK Parti’ye bağlayabilir. Haklıdır da ama Cumhurbaşkanı görevlendirmesi ile rüyalarında göremeyeceği o koltuklara oturanlar AK Parti teşkilatlarını yok sayarak, iterek, burun kıvırarak o teşkilatlardan gelen haklı talep ve yol göstermeleri hiçe sayarak bir yere varamazlar.
Siyaset bürokrasiye hakim olamazsa bedelini de kendi öder.
…
Ama olmadı kaldırmışsın bu yazıyı web sayfasından. Bir üniversitenin Rektörüne bu şekilde hitap etmek hangi görmüşlük hangi eğitim hangi kitapta yazıyor. Saygı denen şey nerede kaldı. Bizim devlet anlayışımızda Devletin Başı Cumhurbaşkanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın atadığı bir Rektöre bu şekilde hitap hangi devlet anlayışınızda var?
Soru belli “Ne oldu da abladan Rektör hanımefendiye döndün?” Cevabı biliyorum ama sen yazacaksın.
Eskişehir Teknik Üniversitesi’ne gelince, Sayın Rektör akademik ve eğitim öğretim anlamında iyi işler yapıyor. Ama bazı kokular da gelmiyor değil. Sayın Rektör’e yukarıda biraz ucundan berisinden ifade etmeye çalıştığım çevre ve uzantısı tarafından oyunlar kuruluyor. Zamanı geldiğinde anlatırız. Daha zaman var. Bu yaz hararetli geçecek.
Bu arada muhafazakar görünen ama aslında başka ikballer peşinde koşan tipleri de Sayın Rektöre buradan ifşa edeceğiz.
Hadi şimdi bir soru daha atalım ortaya. Süha Muzaffer asker kökenlisin biliyorum, ama belki sen bile cevabını biliyorsundur kimbilir..
Kadın Derneklerini sizce kimler kurar? Yani ilk akla gelen elbette kadınların kurması değil mi? Peki bir erkek neden Kadın Derneği kurar? Bu dernek nereden nasıl kaç para alır? Ben cevaplarını bilmiyorum Süha Muzaffer. Ama sen cevaplarını bulup paylaşırsan hepimizi aydınlatmış olursun.
Ne demiştik, “Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır”.
NOT: Önceki yazımda dile getirdiğim Teknik Üniversitedeki maaşların yanlış dağıtıldığı ile ilgili hususta üniversiteden bilgi geldi. Güvenlik görevlilerine yeni sözleşme nedeniyle yapılması gereken ödeme farkı hesaplanırken, katsayının yanlış alınması nedeniyle bir fark oluşmuş ve fazla ödeme yapılmış. Ancak hemen fark edilmiş ve güvenlik görevlileri geri ödeme yapmışlar. Açıklama için ESTÜ yönetimine teşekkür ederim.