Yeryüzünde insanoğlu yerleşik yaşama geçtiğinden bu yana, ırksal, inançsal, iktisadi nedenlerle belirli sınırlar içerisinde egemenlikler oluşturmuş ve alanları içerisinde devletin düzenini kurmuşlardır. Devlet önce egemenlik sınırlarını ve vatandaşının güvenliğini korumakla yükümlüdür. Devletin düzenine bağlı olarak sıralaması değişse de vatandaşlarının ekonomik faaliyetlerini yürütmelerinin sağlanması ve yaşam haklarını kullanabilmelerini sağlayacak ortamı oluşturmak üzere koşulların oluşturulması da devletin başlıca sorumluluğudur. Bir ülkeyi hangi düşünceden siyasi erk yönetirse yönetsin, devletin varlığı olgusundan sonrası siyasetin konusudur. Buraya kadar olan kesim devlet organizmasının yaşamsal olgularıdır.
Ülkemiz de insanlık tarihinin en büyük imparatorluğunun derin kültür hazinesi, devlet organı ve tecrübesi üzerine kurulmuş ve döneminin koşullarına uyarak -ki o dönemde hiç de kolay olmayan bir durum- Türkiye Cumhuriyeti kimliğini kazanmış ve içinde bulunduğumuz yüzyılın bölgesinde önemli bir aktörü olmayı sürdürmektedir.
Çağımızda savaşlar artık askeri silahların yanı sıra bazen iktisadi bazen siyasi argümanlar kullanılarak da yapılıyor. Terör örgütleri bazen askeri silahlar kullanılırken bazen de devletin içine sızarak -paralel yapılar kurarak- devlet organizasyonunun çalışmasını yavaşlatıyor, enerjisini boşa harcatıyor ya da körleştiriyor. Dışarıdan bakıldığında bu paralel yapılar çok şatafatlı çok akılcı gözükse de aslında, devletin yasal yetkili kurumlarını, yapılarını zayıflatarak dışardan müdahale edilebilir hale getiriyor. Bunu yakın tarihimizde çok acı bir şekilde 15 Temmuz 2016’da yaşadık. Milletimiz vatanına, devletine, çocuklarının geleceğine sahip çıkarak bu hain FETÖ terör örgütünün amacına ulaşmasına izin vermedi.
Ülkemiz devlet yapısı da bu duruma hızla cephe alarak kendisini bu paralel yapıdan temizleme operasyonu ve hukuk mücadelesini başlatmıştır. Bu mücadele halen de sürmektedir. Devlet organlarının Anayasa ve yasalardan aldığı güç ile milletinin geleceği için mücadelesini sürdürürken, bu organizasyon yapısını zayıflatmaya dönük her girişimin arkasına iyi bakmak, iyi izlemek ve değerlendirmek gerekir.
Paralel yapıya-paralelizm- karşı hep uyanık olmalı ve bu tür girişimlere izin vermemeliyiz. Vatandaşlar farklı siyasi görüşlerde olabilirler ancak tek bir devlet organizasyonu-düzeni- var olmalı ki bu siyasi amaçlara ulaşabilecek ortamı ve düzeni olabilsin.
Çocuklarımız, gençlerimiz bizim her şeyimiz. Aman dikkat. Paralelizme dikkat.