İkisinin de başlangıcı 1930'lu yıllar...
Tek parti dönemi...
Avrupa'da faşizm rüzgarlarının kuvvetle estiği zamanlar...
Bizde de tek partiyi elinde tutan güruh bu rüzgarlardan fazlaca etkileniyor o yıllarda...
Faşist kafa bir tür saman kafa...
Mesela...
Zengin ile yoksulu, ikisine de birer siyah önlük giydirip eşitlediğini düşünüyor...
Bu kadar basit bir düşünce akışı var bu kafada...
İnsanları görsel anlamda üniformlaştırınca yani tektipleştirince bütün sorunların çözüldüğünü zanneden bir zihin...
Millet iradesi bu kafanın ürünü siyah önlüğün 1989'da ancak rengini maviye çevirebildi .
2013’te de bundan ancak tümüyle kurtulabildik...
Aynı faşist, tektipçi tek parti zihniyeti zihinleri de tektipleştirmek adına çok çaba sarfetti...
Mesela Kurultay’da milli şefi değişmez genel başkan ilan ettiler.
Yani parti tek...
Şef tek...
Seçim filan yok...
Milli irade hak getire...
Mustafa Kemal: "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)" derken, onu kalkan olarak kullanan bir güruh onun sözlerini çiğnemekten imtina etmiyorlardı.
Andımız meselesi de yine bu rüzgarların etkisindeki bu zihinsel tektipleştirme çabasının somut bir ürünü idi.
Bu faşist kafalar zaman zaman Mustafa Kemal’i de etkilemişler, mesela Güneş Dil Teorisi gibi fikirleri ona söylettirmişlerdir.
Ama Mustafa Kemal zekası ile bu saçma etkilerden kurtulmuş, ancak onun saygınlığından istifade eden din ve millet düşmanı faşist kafa onu alabildiğince suistimal etmeye devam etmiştir.
Kendilerince kemalizm diye bir din yaratmaya gayret etmişlerdir.
Bunun ne kadar pervasızca yapıldığının bir göstergesi de Andımız’ın ilk halidir.
Bugün; "Ey büyük Atatürk...” diye törpülenip anlamı kaydırılan kısım 1972’den 1997’ye aynen şu şekilde idi: "Ey bugünümüzü sağlayan ULU Atatürk...”
Bu; siyah önlük ile yoksulluğu ortadan kaldırdığını zanneden faşist saman kafaların, her sabah tazecik dimağlara bu cümleleri yüksek sesle söyletip tek tip düşünen bir nesil ve bu nesile bir ritüel geliştirme hedefinin bir diğer icraati idi.
Bundan etkilenen olmadı mı?..
Elbette oldu...
Mesela o günlerden yetişen birçok kimse bugün ne kadar çok bağırırsa o kadar çok haklı olduğunu zannederek yaşamaya çalışıyor.
Bu faşist arkaik kafalar, hala tüm gücü ile yine ülkenin ve milletin prangaları ve frenleri olmaya devam ediyorlar...
Eh...
Milletimizin en büyük imtihanı da bunlar ile...
Andımız ve siyah önlük...
Paylaş