Dün Yunanistan'dan ve Rumlar’dan bahsettik…
Bugün de biraz daha bahsedelim ki, içimizdeki rumperverleri biraz daha rahatsız edelim.
Belki de rumperver değil gerçekte rum ama kripto olanlar daha çoktur…
Atatürk'ün 'Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!' çok bilinen ama az incelenen, üzerinde düşünülmeyen bir söz…
Biz Yunan'ı nereden denize döktük?..
Bugün Ege dediğimiz İzmir'den…
Peki ordular niye Antalya'ya değil de İzmir’e gittiler?..
Ama Atatürk 'Ordular, ilk hedefiniz Ege'dir' dememişti.
Az bilinen gerçeklerden bir tanesi bu.
Atatürk;
'Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!' diye emir veriyor…
Ama bizim ordular İzmir'den denize döküyor.
Antalya'ya Mersin'e giden yok…
(Gerçi CHP'nin güncel genel başkanına göre Mersin Güneydoğu'nun incisi ama Atatürk'ün tek bir gafı ve hatası yok…)
Bu nasıl bir çelişki?..
Atatürk'ün bu konuda bir gaf ya da hata yapmış olma ihtimali var mı?
Sıfır…
Ege adının kullanımı 1941'deki coğrafya kurultayı sonrası…
Yani İnönü dönemi…
Ege bölgesi değil, Garbi Anadolu diye tanımlıyoruz o zamana kadar…
Atatürk Adalar Denizi adını kullanıyor…
Tarihsel ve kültürel kadim bir devlet kökeni ve bağları olmayan Rumlar batının kendisine hediye ettiği devlete bir bağ oluşturmak için çırpınır…
İyonya’ya öykünürler…
Ege ise “Aegeus”tan, yani Yunan mitolojisinden apartmadır…
Atatürk kavramlara çok özen gösterir ve hatta kendi kavramlarını kullanırdı…
Akdeniz tam bir Türkçe coğrafya isimlendirmesidir…
Adalar denizi ya da İç Akdeniz diye tanımlamış kadim devlet o denizi…
Atatürk de buradan çıkışla o meşhur emrini vermiş…
Ne zaman ki, iktidar ve CHP ehil olmayan, kadim devlet anlayışından bihaber İnönü ile birlikte jakoben lümpen bürokrat zümresinin eline geçmiştir, ondan sonra hızlı bir dejenerasyon süreci başlamıştır…
Ta ki Anadolu irfanı 1950 de “yeter” diyene kadar…
Ve bu mücadele, gel gitlerle 2000 yılına kadar devam etmiştir…
Kadim devlet anlayışı bundan sonra kendisini toparlamış ve Yeniden Büyük Türkiye'nin inşasına hız verilmiştir…
Çeyrek asır sonra…
Yenilenmiş “Kadim Devlet” ikinci yüzyılına aslına rücu ederek ve büyük bir güçle hazır hale gelmiştir…
İp uçları son otuz yıldır verilmektedir…