Korku sardı dört bir yanı… Facebook, WhatsApp derken toplum olarak, kişisel verilerimizi hatırladık. Herkes bir anda terk-i diyar eyledi ABD’nin WhatsApp’ını; Türklerin Bip’ine mi geçelim, Rusların Telegram’ına mı yoksa üçüncü dünya savaşını mı başlatalım? Şurası mı iyi, burası mı iyi derken yer aramaya başladık kendimize yeniden.
Sorunumuz güvenlik… Gerçekten güvenliğimizden bu kadar endişe ediyor muyduk bu habere kadar. Oysa bir çoğumuz birçok sosyal medya platformunda yer alıyor. Konumunu, yaşantısını, işini, ailesini, yediğini, içtiğini buradan yayınlıyor bu da yetmezmiş gibi evlenme teklifinden, taziyeye kadar her anlarını canlı olarak paylaşıyorlar. Sanki bunları yapan biz değilmişizcesine korkuyoruz. Sözüm ona dünyada 2 milyar insan tarafından kullanılan WhatsApp, Facebook ile bilgilerimizi paylaşacak diye endişelenirken, Türkiye’de 37 milyon aktif kullanıcı sayısı ile “dünyada Facebook kullanan ilk 10 ülke” arasında olduğumuzu unutuyoruz sanırım!
Son günlerde sıklıkla duyduğum; “Eğer bir şeyi ücretsiz kullanıyorsanız ücret sizsiniz” sözünden yola çıkarak WhatsApp’ı, Bip’i, Telegram’ı ya da aklınıza gelebilecek sosyal mecradaki hiçbir alanı bize boşu boşuna ücretsiz kullandırmayacaklarını anlamamız gerekiyor. Ya reklamlardan ya da verilerimizden yani bir şekilde etimizden sütümüzden faydalanıyorlar. Sosyal medya platformları nasıl para kazanıyor? Reklamlar ve sponsorlar aracılığıyla. Ama asıl para (haksız kazanç olan yüklü para) veri satarak kazanılıyor. Çünkü dünyanın en değerli bilgisidir veri. Neyi aratsak, ne konuşsak, reklam olarak anında önümüze çıkması sizce de hayatın olağan akışına aykırı değil mi?
Facebook neyi satmak istiyor? Bilgilerimiz ile ne yapacak? Öncelikle WhatsApp’a girdiğimiz saatleri, attığımız konumları sonra da durum bilgilerimizden ilgi alanlarımızı kullanmak istiyor. Yani bilgilerimizi ticarileştirmeyi amaçlıyor. Peki bunu zaten Google da yapmıyor mu? Tüm bilgilerimize sahip değil mi? Peki korkumuz ne? Yazışmalarımızın ve birbirimize attığımız fotoğrafların üçüncü kişiler ile paylaşılmasından endişe ediyoruz. Peki WhatsApp bunlara mı dokunacak, amacı bu mu? Hayır. İnanın ne WhatsApp ne Facebook ne de Zuckerberg’in umurunda değiliz. Geçtiğimiz günlerde “dijitalde kavimler göçü” diye adlandırılan olaylar örgüsünün ardından WhatsApp tekrar açıklama yaptı ve sizin dijitalde mesajlaşmalarınızı ve resimlerinizi görmüyoruz diyerek bu tezi destekledi.
Herhangi bir sosyal medya platformuna dahil olmayan insan sayısı ülkemizde mevcut pandemi sürecini de dikkate aldığımızda yok denecek kadar az. Tüm verilerimiz özellikle Amerikalı ve Çinli firmaların ürettiği ağlar ve donanımları üzerinde dolaşıyor. Üç tarafımız açıkken kapıyı kilitlemenin pek bir anlamı yok gibi duruyor. Tabii ki kişisel verilerimizin paylaşılması hoş bir durum değil. Lakin akıllı telefonlara geçtik geçeli zaten tüm verilerimiz hizmete açık durumda. Hal böyleyken bu hassasiyetleri anlamakta güçlük çekiyorum.
Facebook, Instagram, WhatsApp hepsi tek bir çatı platforma bağlı. WhatsApp’ı bile Facebook ve İnstagram üzerinden eleştiriyoruz. Hadi WhatsApp’tan çıktık. Facebook ve Instagram’ı terk edebilecek miyiz? Kusura bakmayın dostlar ben yapamam. Artık devir sosyal medya üzerinden gelir sağlama devri. Birçok butik, ürün satıcısı, market, tur firmaları ve hatta geleceğimiz olan eğitimler bile online olarak icra edilmektedir. Kendimden yola çıkacak olursam; Yeşim Aslantaş on binlerce insan tarafından takip ediliyor ve bu sayede onlarla iletişime geçerek düşüncelerini aktarıyor ve kendini ifade edebiliyor. Ayrıca sosyal medya danışmanlığı yaparak instagram üzerinden para kazanıyor. Tüm bunlara rağmen kişisel verilerimden ziyade endişe ettiğim başka konular var. Eğer bu platformları bir gün bırakmam gerekirse bunun tek sebebi milletimin menfaatleridir.
Burada asıl sormamız gereken soru “neden sadece Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelere hatta beni ilgilendiren kısmı neden Türkiye’ye dayatılıyor?”. Avrupa Birliği üyelerine koyamadığı şartı Türkiye’ye neden getirmek istiyor? Eğer bir şeylere tepki verecek isek; bilgilerimizin çalınmasından öte öncelikle ülkemize uygulanan bu tavra yönelik bir itirazımız olmalı. Tepkimiz ya da tepkisizliğimiz kişisel mi yoksa ülkemize yapılan haksızlığa karşı bir tepki mi? Bunu sormalıyız.
WhatsApp hayatımızda öyle bir noktaya geldi ki; aile gruplarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız hatta ticari hayatımız derken her şeyi buradan yönetmeye başladık. Bir de durum paylaşma meselesi var. Artık cenazelerde, düğünlerde, acı, tatlı tüm haberleri oradan alır olduk. Siz kullanmasanız da çevrenizdekiler, iş yeriniz, aileniz vb. WhatsApp kullanmaya devam ettikçe isteseniz de istemeseniz de içine çekileceksiniz.
Velhasıl kelam dostlar, tek başına yapılan herhangi bir hareket sonuç vermeyecektir. Bunun çözümü devletin sosyal medya yasasını güçlendirilmesi, hatta bir adım öteye taşımak gerekirse, bu konuda kanun çıkartmasıdır. Ülke olarak tek yumruk halinde tepkimizi gösterirsek, bunu kabul etmeyip gideceğini söyleyen Zuckerberg’e de anlayacağı dilde “good bye” dersek ancak o zaman bu krizi yönetebiliriz. Ama bunu 80 milyon vatandaş hep beraber desteklersek işte ancak o zaman bu sorunu çözmüş ve kişisel verilerimizi korumuş oluruz. Böyle bir durumda bu toplu harekete katılacağımı ve tüm platformları kapatarak devletimizin yanında olacağımı temin ederim.
Emir 4 Yıl Önce
Yesim hanim yaziniz cok guzel olmus duruma farkli bir bakis acisi sunarak cok guzel ozetlemisiniz basliginiz harika diger yazilarinizin sıkı takipcisi olacagim
Yakup 4 Yıl Önce
Bu kadar bütünleşmişken sosyal platformlarla şikayetçi olmamız çokta mantıklı değil. Kaleminize sağlık. Çok önemli noktalara değinmişsiniz.
Gezgin Cansu 4 Yıl Önce
Esprili ve gerçekçi bir yaklaşım olmuş. Bir de bu açıdan düşünelim tarzındaki yazılarınızın devamını bekliyoruz...
A.rezak 4 Yıl Önce
Çok güzel olmuş yüreğinize sağlık her geçen gün daha güzel şeyler keşfediyorsunuz . Böyle durumlarda engin bilginize ihtiyaç vardır . Başarılarınızın devamını dilerim.
Sevinç Şimşek 4 Yıl Önce
Tebrikler güzel bir yazı olmuş
Hasan 4 Yıl Önce
Güzel bir yorum
Umut ongun 4 Yıl Önce
Süper bir yazı ve halkın düşüncelerin sözcüsü olmuşsunuz teşekkür ederiz
Didem Güneş 4 Yıl Önce
Çok güzel dile getirdiniz, “Eğer bir şeyi ücretsiz kullanıyorsanız ücret sizsiniz” ne kadar da doğru bir söz
İnan 4 Yıl Önce
Çok açıklayıcı ve etkili bir yazı olmuş Yeşim hanım. Tebrik ederim.