Yazıya bir Nazi partisi üyesi filozof Martin Heidegger’den bir dize ile başlamak yerine, Yunus Emre ile başlamayı yeğlerim. Şöyle der Yunus;
Geçer Bu Eyyamlar
Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Hakkın doğru yollarına gitmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Sen asan et doğru yolca gitmeğe
Varıp anda, kara yere yatmağa
Geceler supha dek, tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Aldatmasın seni dünya sefası
Giyesin kefen, koyasın libası
Vücudun şehrinde, ruhun hüması
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Türlü donlar ile, kendin bezersin
Kitaplar okuyup, sözler yazarsın
Bildim dersin, niçil gafil gezersin
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar
Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar
Nasihatim budur size dervişler
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
Ozan’ın sözleri dünden bugüne, yarına yedi iklim dört köşeye mesajdır.
Geçelim.
Şehirde bir haber daha var duvarlar arasında dönüp durur. Deniyor ki, emekliliği gelmiş belediye başkanlarımız vekillik için koridorlarını aşındırıyor CHP’nin. CHP’nin Gençlik Kolları'nda çalışan gençler önünüz kapalı. 60 yaşını bekleyeceksiniz. Hiiiiç kusura bakmayın.
AK Parti’de Zihni Başkan performansı, Harun Karacan uygun zaman için zemin yoklayışı, Emine Nur Günay ise çalışkanlığı ile göz dolduruyor. Nabi Hoca ise şehirde siyasetin yönetmeni. Tabi Yılmaz Hoca ile birlikte!
Haftada bir yazınca haberler birikiyor yazmam gerektiğini düşündüğüm. Osmangazi Üniversitesi’nde Rektörlük yarışı kızışacağa benziyor. Çok aday var. Sol cenahtan iki adayın adı dolaşmaya başladı bile. Biri kadın. Sağ cenahta ise bir aday adayının adı konuşuluyor. Eskişehir’e yeni gelmiş bir dekan. Ne diyelim Hayırlısı olsun. Kemal Hoca Osmangazi Üniversitesi’ne çok yakışıyor. Bir dönem daha neden olmasın.
Uzun yıllar siyasetin ve ticaretin kulvarlarında koştuktan sonra eski günlerde yaşadığımız anılarımız aklıma geliyor. Haftaya siyasetin koridorlarında gizli kalmış birkaç anımızı paylaşarak veda edelim şimdilik satırlara.