Bilgi çağını geçeli çok olduk, çağımızın adı dezenformasyon çağı diyoruz ısrarla…
Sermaye sahipleri Bilimsellik diye bir din icad ettiler…
Onu çok yoğun kutsadılar…
Ve dünyayı bu bilimsellik dininin şeriatıyla yönetiyorlar…
İşlerine gelmeyeni hemen afaroz ediyorlar…
Aykırı söylemler, determinist yaklaşımlarda bulunanları bilim dışı ilan edip linç ediyorlar…
Ellerindeki tüm imkanları sonuna kadar kullanıp yeni bin yılın engizisyonlarını kurup, bu mahkemeler için sahte deliller üretiyorlar…
Irak’ta kimyasal silah için deliller uydurdular…
Wuhan'da Covid pandemisinin korkutuculuğu adına bir sürü delil uydurdular…
Bucha’da savaş suçları için hızla deliller üretiliyor…
Halbuki gözlerinin önünde Sırpların yaptığı kasaplık ve soykırımdan hala bahsetmiyorlar…
2 bin yıllık Türk toprağı Karabağ 30 yıl Ermeniler tarafından işgal altındaydı , yok saydılar…
Gıda sektörü ellerinde…
Ucuz ve doğallıktan uzak gıdalar ile insanlığın sağlığını bozuyorlar…
Yine ellerindeki sağlık araştırma alanındaki bilimsellik insanlarını finanse edip taleplerine uygun hastalıklar ürettirip, yine kendi ellerindeki ilaç sektörüne iyileştirmeyen ilaçlar ürettiriyor ve mütemadiyen insanı sömürüyorlar…
Batı ve sermaye Asya ve Afrika’nın insanını açık bir vahşet ile ve merhametsizce sömürüyor…
Kendi insanına da çok merhametli olduğu söylenemez…
Kendi insanını da; işte o bilimsellik ve medenilik ambalajına sarılmış sarmalanmış yöntemler ile vahşice değil ama merhametsizce sömürüyor…
Teknoloji tavan yapmış durumda…
Çok değil bundan 20 yıl önce çok büyük prodüksiyonlar ile çekilen filmler, bilgisayar başında efektler ile büyük prodüksiyonlardan çok daha hızlı ve gerçekçi bir şekilde yapılıyor…
Eskiden bir komplo kurmak, görüntü alabilmek için çok büyük emek, zaman para harcarlar idi..
Şimdi beş saniyelik ses kaydınız ve bir kare fotoğrafınız ile sizi istedikleri filmde başrol oynatırlar…
Halkları ikna etmek, hatta hipnotize etmek, istedikleri gibi davranışlarını, tepkilerini şekillendirmek için bu bilimsellik dinini ve teknolojiyi son raddesine kadar kullanıyorlar…
Peki bu konuda yüzde yüz bir başarıları var mı?…
Gerçekten kesin sonuca ulaşabiliyorlar mı?…
İnsanlık bunların karşısında eli kolu bağlı ve çaresiz mi?..
Yaygın konvansiyonel medya, internet medyası, sosyal medya araçları tamamen ellerinde ve denetimlerinde…
Güç o kadar büyük ki görevdeki ABD Başkanı’nı medyadan afaroz edebiliyor, sansürleyebiliyorlar…
Bu dinin kutsadığı büyük ritüellerden biri anketler ve kamuoyu yoklamaları…
Bunlardan elde ettikleri verileri istedikleri gibi manipüle ederek kitleleri yönlendiriyorlar… dı…
Bunun farkına varan halk, büyük bir kurnazlık ile bunu tersine çevirip kendilerine karşı döndürüp kullanacağı bir silah haline dönüştürdü…
Artık insanlar anketler ve anketçiler ile kafa buluyorlar…
Gerçek fikirlerinden ziyade anketçilerin duymak istediklerini ya da duymasını istedikleri bilgileri veriyorlar…
Eskiden anket firmaları güya kurnazlık ederlerdi…
Müşterisine duymak isteyeceği sonuçlara yakın sonuçlar verip, hedefe kronolojiyi ayarlayıp müşterisini uzun süre sağmanın programını yaparlardı…
Hoş…
O anket firmasının ucuza çalıştırdığı çoğu üniversite öğrencisi gençler de o anketleri evde arkadaşları ile doldururdu zaten eskiden de…
Teknolojik gelişme sayesinde güya bunun önüne geçtiler ama bu sefer de halk onları manipüle etmeye başladı…
Neyse…
Halk sisteme çok güzel, çok da zekice bir savunma geliştirdi…
Anketçi doğru yaptığından emin, üstüne kendi manipülasyonu nu da yaparak müşterisine götürüyor…
Sonuç felaket…
Anketçi de müşteri de nakavt…
Mesela başkanlık referandumu…
Anketlerde hayır oyları yüzde 52-53 önde gözüküyordu…
Bunda en az 3-4 puanlık halkın manipülasyonu vardı…
10 puan da anket şirketinin manipülasyonu…
Referanduma 1 hafta kala yüzde 65 hayır sonuçları paylaşıyordu anket firmaları…
Sonuç?…
Yüzde 50'ye yakın yanılma payı…
Mesela…
Macaristan seçimleri…
Yine yüzde 40 civarında yanılan anketçiler…
20 yıllık iktidarın ve dünyadaki yoğun ekonomik krizin etkisi ile muhalefet yine anket firmaları üzerinden halkın manipülasyonuna geliyor…
2023 seçimini çoktan çantada keklik görüyorlar ve şimdiden aralarında koltuk paylaşımı kavgasına giriştiler…
Yalnız net bir tespitim daha var ki…
Halkın anket firmalarını manipüle etmesini boşverin…
Gazetecinin ve siyasetçinin en doğru haber kaynağı olan berberler ve taksiciler de artık önce müşteriyi tartıp sonra da onu manipüle edecek gibi konuşuyorlar…
Artık herkes , herkesten istediğini duyar hale geldi…
Daha çoook yazılacak şey var bu konuda…
Artık tek gerçek seçim ve sandık güvenliği…
Tek dikkatli edilmesi ve korunması gereken bu…
Çünkü gerçek irade ve tek gerçek sonuç oradan çıkıyor…
Halkın özgürlük arayışı ve egemenlere başkaldırının tek ve gerçek mecrası sandık ve seçim…
Batıda Macaristan, güneyde Libya, doğuda Pakistan…
Ve biz Türkiye…
Emperyalizm ile mücadelenin doğru ve meşru tek yolu adil ve özgür seçimler….
Halk anketçilerle kafa buluyor…
Paylaş