Türkiye’de bir iktidar problemi değil açık bir muhalefet problemi var…
Bu teşhisi koyabilmek için de uzman olmak filan gerekmiyor…
Türkiye diye bir ülkenin varlığından bile haberdar olmayan Güney Amerikalı bir lise öğrencisine ödev verseniz…
Ödev Türkiye'deki son 20 yılın seçim sonuçlarını analiz etmek olsa…
Varacağı sonuç sizce ne olur?…
19 yıldır demokratik usulle seçimle gelen, seçim kaybetmeyen bir parti ve lider…
Kurulduğu günden bu yana hiç seçim kaybetmemiş, hep birinci olmuş bir parti…
Burası madalyonun bir yüzü…
Diğer yüzünde ne var?…
19 yıldır girdiği bütün seçimleri kaybeden bir muhalefet…
En iyi seçim sonucunda bile iktidar ile arasını 10 puandan fazla kapatamamış bir ana muhalefet…
Demokratik seçimlerin yapılageldiği son 80 yıldır Avrupa’da tek bir örneği olmayan bir siyasal başarı ve başarısızlık öyküsü sadece Türkiye’de var…
Herşey yolunda gitse bile sosyoloji değişiklik talep eder…
Muhalefet partileri demokratik ülkelerde iktidarın sürekli ensesindedir…
Ödevin sonuç analizinde iktidar başarısından çok muhalefet yetersizliği ve çapsızlığı yer tutar…
Bugün duruma bakınca ana muhalefet konudan ne kadar uzak ve bihaber olduğunu haykırıyor adeta…
Mümkün olmadığını bile bile erken seçim diye bağırıyor…
Aslında çok iyi biliyor olmayacağını ama seçmenini konsolide etmek ve diri tutabilmek adına seçmenine saf muamelesi yapıyor…
Adayı bile belli değil iken er meydanı çağrıları yapıyor…
Sadece Erdoğan karşıtlığı mottosunda bir araya gelmiş sekiz benzemezi iki yıl boyunca bir arada tutmak mümkün değil…
Asgari müştereklerde birleşerek bir icraat vizyonu ve gelecek projeksiyonu oluşturabilmeleri hayal bile değil…
Birlikteliklerinin tek ortak sebebi Erdoğan düşmanlığı, tek vaadleri eski kaotik parlamenter sisteme geri dönmek…
Sonrası?…
Sonrası yok…
Hiç düşünmediler bile…
Düşünseler de uzlaşabilmeleri mümkün değil…
Ama çok geç değil…
Hala daha şansları var…
Sadece biraz akılcı olmak yetecek…
Nasıl mı?..
Cumhur İttifakı yeni anayasa üzerinde çalışıyor…
Muhalefet süreci kilitlemek yerine, komisyonda aktif , hatta çok aktif katkıda bulunmalı…
Süreci sürekli gündemde tutmalı…
Parlementer sistem tekliflerinde ısrarcı olmalılar…
Hatta gerçekten istedikleri anayasa taslağı neyse onu sunmalılar…
Elbette komisyondan genel kurula Cumhur İttifakı’nın metni geçecektir…
Genel Kurul’da direkt kabul için 400 oy gerekiyor ki bu aritmetikte mümkün değil…
Ki zaten anayasanın referanduma sunulması, genel kurulda 400 oy alsa bile elzemdir…
Yeni anayasa metninin referanduma sunulması için ise 360 oy gerekiyor…
Bence metne karşı olan muhalefet tam da burada 360 için destek olmalı ve referandumun önünü açmalıdır…
Eğer iddia ettikleri gibi Erdoğan karşıtlığının halkta karşılığı varsa referandumdan hayır çıkacaktır…
Halkın iktidarın değişmesini isteyip istemediği açıkça ortaya çıkacaktır.
3-5 bin örneklemli güdümlü kamuoyu araştırmaları yerine alın size net seçim anketi…
Üstelik halkın parlementer sisteme dönüş isteyip istemediğini de açıkça görüp 2023 seçimlerine doğru mottolar ve vizyonlar ile hazırlanabilme fırsatı yakalayacaklar…
Velev ki yeni anayasa evet aldı…
Bu bir seçim mağlubiyeti olmayacak ki…
Halkın isteğine uygun bir Başkan adayı ve seçim bildirgesi hazırlamak için zaman kazanmış olacaklar…
Şu an mukadder gözüken 2023 seçim mağlubiyetlerini belki zafere çevirme ihtimalleri olacak…
Yoksa bu sekiz benzemezi iki yıl daha sıfır vizyon, erken seçim, ben başbakan olacağım zırvaları ile bir arada tutabilmeleri mümkün değil…
Eğer muhalefetin kendine birazcık inancı varsa hemen yeni anayasayı gündemlerinin birinci sırasına taşımalıdır…
Gerisi…
Gerisi laf-ı güzaf…
Söyledikleri hiçbir şeye kendilerinin de inanmıyor olduklarının ve seçmenlerinizle dalga geçtiklerinin açık ispatıdır ancak…