Ön planda ABD ve arka planda İngiltere'nin Avrupa'ya çökme hedefi ile kışkırttıkları savaş iki önemli konuyu açıkça ortaya çıkarttı…
Bunlardan birincisi Rusya'nın askeri gücünün ve harekat kabiliyetinin tahmin edilenin çok çok altında olduğu ortaya çıktı
Gerçi Afganistan’da da ortaya çıkmış ve bu Sovyetler Birliği’nin yıkımına neden olmuştu…
Ancak Batı dünyasını korkutmak ve hegemonyasını devam ettirmek için ABD'nin bir sopaya ihtiyacı vardı…
Rusya'nın imajını yeniden parlattılar ve yeniden bir şehir efsanesi oluşturdular…
Bu yeni şehir efsanesini de özellikle Avrupa’ya karşı aba altından gösterdikleri sopa olarak kullandılar…
AB çatısı altında Güney Kıbrıs’ın bile eşit haklara sahip olduğu uyduruk bir federal sistemin siyasi bir güç olamayacağı açıktı…
ABD AB'nin askeri olarak güçlenmesine NATO’yu kullanarak zaten izin vermiyordu…
ABD'nin ekonomik olarak müsaade ettiği kaynaklar ise doğunun artan ekonomik güçlenmesi yüzünden yetersiz hale gelmeye başlamıştı…
Fransa Avrupa Ordusu filan diye mırıldanmalara başlamıştı…
İngiltere ise ise II. Dünya Savaşı sonrası yeteri kadar sessiz kaldığına karar verip brexit ile oyuna müdahil olma kararlılığını ortaya koyuyordu…
Almanya ise ilk fırsatta ayağa kalkmanın hesapları içinde idi…
NATO’nun üzerinden hegemonyanın devamı adına somut bir tehdit ancak Rusya ile ortaya konabilirdi…
Ukrayna'yı feda ederek Rusya’yı kışkırtıp somut tehdidi ortaya çıkardılar…
Lakin…
Rusya’nın yaldızları kısa zamanda döküldü…
Rusya panik halinde nükleer güç ile tehdide çok erkenden başladı…
“Havlayan köpek ısırmaz” atasözünün benzerleri mutlaka pek çok ülkenin kültüründe de vardır…
Yani…
Rusya'nın caydırıcılığı iyice sulanmış oldu bu hamle ile…
Gelelim açığa çıkan ikinci konuya…
Bu da ABD'nin ekonomik ve askeri gücünün bileşiminin tüm dünyayı baskılayabileceği…
Ekonomik yaptırımlar ile ülkeleri çökertebileceği…
Bunların da aslında abartılmış şehir efsaneleri olduğu açığa çıkmaya başladı…
ABD'nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara başta Türkiye, birçok ülke açıktan karşı çıktı…
Birçok ülke de fiilen karşı çıktı…
Avrupa başta enerji ve hammadde yüzünden yaptırımları kırabilmek adına dolambaçlı yollar bulabilmenin peşine düştü…
Çin umursamadı bile…
Dünya ticaretinde doların hakimiyeti çatırdamaya başladı…
Bu da ABD ekonomisine yansımaya başladı…
Çünkü ABD bir üretim toplumu değil…
Her yıl dış ticaretinde 1 trilyon dolar açık veriyor…
Dolar basıp ihtiyaçlarını bununla temin ediyor…
Dolar gücünü ve etkisini kaybettikçe ABD ekonomisi gitgide zorlanmaya başlayacak…
Adı üzerinde Birleşik Devletler…
Devletleri birarada tutan en büyük güç doların gücü…
Bu zayıflayınca ABD Atlantik ötesinde kendi varlık sorunları ile uğraşan bir kaos bölgesine dönüşecek…
ABD'nin dün sivrilttiği kazıklar (Güney Kore, Japonya, Çin, Hindistan…) öncelikle ABD için açık birer tehdit olacaklar…
Aynı sıkıntılar misli ile Avrupa ‘da da yaşanacak…
Kısaca…
ABD Ukrayna-Rusya savaşının fitilini ateşleyerek kontrol edemeyeceği bir süreci başlattı…
Bu süreç öncelikle ABD için sonun başlangıcı olacak gibi görünüyor…