Her sabaha yeni teknolojik gelişmeler ile uyanıyoruz. Özellikle iletişim teknolojilerinin gelişimi ile her bir gelişmeden herkesin çok kısa sürede haberi ve bilgisi oluyor. Teknoloji çağı öncesinde de bu ölçüde olmasa da birçok yeni teknolojik gelişmeler, buluşlar oluyordu belki ama iletişim bu denli gelişmiş olmadığından yayılamıyordu bugünkü kadar hızlı. Merak bu ya insanlık tarihinin en önemli ve çığır açan buluşları nelerdir diye araştırdım. Önce ilk 25 buluşu sıralayalım sonra da dilimiz döndüğünce üzerinde konuşalım.
25. Penisilin (1928)
24. Mekanik Saat (723)
23. Kopernik Güneş Merkezliliği (1543)
22. Kan Dolaşımı (1200’lü yıllar)
21. Dişli Pompa (1600’lü yıllar)
20. Yer Çekimi (1664)
19. Pastörizasyon (1860)
18. Buhar Makinesi (1698)
17. Klima (1902)
16. Elektrik (1752)
15. DNA (1860)
14. Anestezi (1847)
13. İzafiyet Teorisi (1905)
12. x Işınları(1895)
11. Telgraf (1753)
10. Periyodik Tablo (1869)
9. Kızılötesi ışın (1800’lü yıllar)
8. Nükleer Manyetik Rezonans (1938)
7. Döner Kulaklı Pulluk (1700’lü yıllar)
6. Karanlık Oda (1568)
5. Kağıt (100)
4. Teflon (1954)
3. Doğal Seçilim Teorisi (1859)
2. Sıvı Kristaller (1888)
1. Çocuk Felci Aşısı (1953)
Bu listeye fermuar, düdüklü tencere, uydu teknolojisi ve daktilo da eklenebilir. Bazı buluşların birçok teknolojik gelişmeye temel oluşturduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Bazı buluşlar da tesadüfen bulunmuştur. Örneğin teflon, internet gibi.
Ama bu tesadüfler kesinlikle gören göz, çok çalışan ve odaklanmış beyinlere görünürler. Yoksa bu bilime adanmış ömürlere ne gerek var. Madam Curie’nin ölümü boşa mıdır? Franklin’in elektrikle dansı?
Bu yaşanmışlık ve sonuçlarının ne noktalara varabileceği bilindiğinden günümüzde bilime ve teknolojiye büyük yatırımlar yapılır. Ülkelerin bütçelerinin büyük bölümü bu araştırmalar için ayrılır.
• Amerika Birleşik Devletleri: 476,5 milyar Dolar.
• Çin: 370,6 milyar Dolar.
• Japonya: 170,5 milyar Dolar.
• Almanya: 109,8 milyar Dolar.
• Güney Kore: 73,2 milyar Dolar.
• Fransa: 60,8 milyar Dolar.
• Hindistan: 48,1 milyar Dolar.
Türkiye ise 15,3 milyar dolar ile 21. sırada. Hiç de fena değil. Yeterli mi bence değil. Peki bu kaynak nasıl değerlendiriliyor? Verim? Devasa yatırımlar yapıyoruz da çıktılarımız buna değiyor mu? Verimden kasıt bu. Ürettiğimiz ürünlerin pazarlamasını becerebiliyor muyuz? Örneğin televizyonda en çok satılan ilk iki marka Türk Malı. Ben yerli yerine Türk Malı demeyi tercih ediyorum. Buzdolabında da ilk iki marka Türk Malı. Anlaşılıyor ki insanımız bu konuda önceliği Türk Malı ürünlere veriyor.
Anlaşılıyor ki Ar-Ge’nin teknolojiye dönüşen ürünleri toplumda karşılık bulabiliyor. O halde daha çok Ar-Ge yatırımı, daha bilinçli tüketici ile büyük sermaye oluşumları gerçekleşebilir. Burada devlete olduğu kadar özel sektöre, sanayiciye de iş düşüyor. Sanayicinin bilime güvenmesi, inanması ve şans tanıması gerekiyor. Sabır ile oluyor. Japonya ve Kore 20 yıl inatla yatırım yaptılar ve bilimi öne aldılar büyük teknoloji atılımları öncesi. Ama ülkemizde de iyi örnekler var ve artarak da devam ediyor.