Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde sosyal hayatın, medyanın, kuralların, yasaların da aynı hızda adapte olması elzem idi…
Yasa birçok düzenleme içeriyor.
Ancak en kritik madde, Genel Kurul'dan geçen 29. Madde; "Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak" hükmünü getiriyor…
Çünkü birçok grup ; hayatın neredeyse her alanında saçma savlarını pek çok yalan ve yalan haber ile destekleyerek tüm medya kanallarını kullanarak halka empoze etmeye çalışıyor ve karşılığında ödeyecekleri bir bedel olmadığı için de gitgide pervasızlaşıyorlardı…
Bunu pandemi döneminde çok yoğun hali ile gördük…
Yer gök yalan ile dolduruldu, kafalar karıştırıldı, küresel kaos oluşturulmaya çalışıldı…
Üçüncü sayfa haberi diye tanımlanan haberler basit birer magazin haberi imişçesine manşetlere taşınıp olduğundan kat kat yoğunluklara ulaştığı algıları oluşturuldu, oluşturuluyor…
Ekonomi haberlerinde akademik ünvanlı soytarılar halkın gözünün içine bakarak yalan haberler üzerinden manüplasyon yaptılar…
Hele ki siyaset…
Yalan haber üzerinden son 20 yıldır olabildiğince kurumsal itibar kazanmış olan siyaseti yerin dibine çektiler…
Çünkü çok kolaydı…
Gerçek ayağa kalkana kadar yalan dünyayı dolanırmış denir…
Hatta o kadar yüzsüzleştiler, oişkinleştiler ki, Hitler’in propaganda bakanı Josef Goebbels’in kara propaganda yöntemleri hakkında eğitici seminerler vermeye başladılar…
Yalan söylemeyi , yalan üretmeyi önerdiler ve yücelttiler…
Kendi çıkarlarına uygun herşeyi , yalan başta olmak üzere kendi kitleleri nezdinde meşrulaştırdılar…
“Bir yalan söyleyeceksin…
Kocaman bir yalan…
Ve sürekli tekrarlayacaksın…”
Niye?
Çünkü hiçbir bedeli yoktu ödenecek…
Menderes'in 12 uçak dolusu altın ile kaçmak üzere iken yakalandığını söylediler…
Hesap veren olmadı…
Üniversite öğrencilerini kıyma makinalarında doğrayıp asfaltlara gömdüklerini söylediler…
Hesap veren olmadı…
İşlerine gelmeyene diktatör dediler…
İdama gönderdiler…
Hesap veren olmadı…
Terör suçlularını gazeteci ilan edip aklamakta tereddüt etmediler…
Hesap veren olmadı…
128 milyar dolar kayboldu dediler, aylarca ve milyonlarca kere tekrar ettiler…
Hesap veren olmadı…
Umarım artık bu ahlaksızlığı son bulduracak bir düzenleme olmuştur…
Uygulamasında göreceğiz…
Eğer uygulanırsa , aksaklıklar varsa giderilir.
Ama…
En kötüsü…
Uygulanmayan yasaların yapılmasıdır…
Yargı…
Yasayı ruhuna uygun bir şekilde titizlikle uygular ise pek çok konuda toplumda bir rahatlama hissedeceğimizden şüphem yok…
Bu ucuz ve aşağılık yöntem…
Yalan, dezenformasyon…
Üçüncü bin yılın gerçek pandemisi aslında…
Çıkan bu yasa da…
Bir toplum sağlığı aksiyonudur aslında…