Yerel seçimlere sekiz aydan az bir süre kaldı…
Eskişehir gündemi de yavaş yavaş ısınıyor…
CHP kanadında Yılmaz Büyükerşen 25 yıl sonra ilk defa bu kadar erken adaylığını ilan etti…
Hocanın adaylığına CHP genel merkezden kimse engel ol(a)maz …
Ama merkez ilçeler meselesi bilinmezlikte…
Kılıçdaroğlu - İmamoğlu çekişmesi sanırım etkiler bu süreci…
İYİ Parti ,tabanı olmayan, Erdoğan düşmanlığı üzerine konsolide edilmiş bir proje partisi…
CHP ve MHP'ye oy vermek istemeyen Kemalist seküler ulusalcılar için bir adres olarak oluşturuldu ama Mayıs seçimlerindeki açık HDP işbirliği burada erken büyük kırılmalar yarattı…
Akçeli işler, FETÖ şaibeleri de cabası…
Gelelim bizim mahalleye…
Yerel seçimler konusunda müthiş bir rehavet ve anlamsız bir özgüven patlaması yaşanıyor gözlemlediğim kadarıyla…
Aynı 14 Mayıs seçimleri öncesi CHP'nin kutu kolayı aday diye koysak yüzde 65 ile kazanıyoruz havası bu seçimlerde bizim mahalleye yayılmış…
O yüzden pek bir heveslisi var Büyükşehir başkanlık koltuğunun…
Kimi taaaa Amerika’lardan yoklama çeker, kimileri haftanın üç günü Ankara’ya gidip kamp kurar…
Denenmiş, kaybetmiş, cemaziyel evvelleri bilinen çokları pek bir hevesli…
Bir kere gerçek şu ki öyle bu sefer net kazanılacak diye bir gerçek yok…
Bir rüzgarı arkasına aldığını zannedip yardırdıkça yardıran İYİ Partili vekilin aldığı övgüler, yıllardır Eskişehir Ak Parti seçmeninin kendi temsilcilerinden duymak isteyip de duyamadığı eleştirileri duymasının şehvetindendir…
Ancak sanırım o vekil bu şehvet övgülerine kapılıp Eskişehir Ak Parti seçmenini ve adaylarını dizayn edebileceği sanrısına kapıldı…
AK Parti adaylığı için adı geçenlerden benim dikkatimi çeken sadece bir isim var: Celalettin KESİKBAŞ…
Diğer adı geçenlerin tamamı ile ilgili söyleyecek tek şeyim var: "Hiçbiri beni kalkıp sandığa kendisi için oy vermeye gidecek kadar heyecanlandırmıyor.”
Hatta: "Yılmaz Hoca’yı gidip oy vermesem de pek çoğuna tercih ederim.”
Hele ki İYİ Partili vekilin yaptığı bel altı, özellikle yaş ile ilgili vuruşlar sadece Yılmaz Hoca’yı mazlumlaştırmaya hizmet ediyor…
Kesikbaş'a gelince …
Ona söyleyecek olumsuz sözüm yok mu?…
Olmaz mı?..
Bir kere, CHP'deki Kurultay öncesi durum gibi ortada, fikirsiz ve kararsızmış gibi duruş en rahatsız edici olanı…
Başkan olmak gibi bir niyetin ve talebin yok mu?…
Çık açıkla o zaman, bırak yesinler birbirlerini, sen işine gücüne bak…
Peki istiyor musun Başkan olmayı?…
Eğer öyle ise yine çık ve açıkla : "Adayım” de…
Kimsenin sana adaylığı lütfetmesene, ihsan etmesine, refere olmasına izin verme…
Seni eninde sonunda seçecek olan Eskişehir halkı…
Sen “ adayım” de…
Vekev ki göstermezse birileri ; bırak hesabı onlar ödesin…
Senin kendini tanıtman gereken, vize ve oy isteyeceğin Eskişehir halkı…
Onların gönlüne hitap edeceksin…
Onlara umut vaad edeceksin…
Onlara hizmet vaad edeceksin…
Onlara refah vaad edeceksin…
Onlara; kötü bir çakma Avrupa şehri yerine Anadolu'nun göbeğinde yeni eğitim, sanayi, kültür ve turizm vahası vaad edeceksin…
Beş yıl çok uzun zaman…
İktidar ile itişmeyen, vizyoner ve çalışkan bir Başkan ile dünya ölçekli bir başarı öyküsü yazılabileceğini Eskişehir halkını ikna edeceksin…
Ve birlikte yürüyeceksin…
Eskişehir halkı fanatik partizan değildir…
Riyakar olmayana, samimiyete ikna olur…
Sen samimiyetini ortaya koy yeter…
Bu arada…
Ben Kesikbaş'ın keskin bir muhalif olduğunu da düşünmüyorum…
Üç aşağı beş yukarı aynı yıllarda üniversite okuduk…
O da o gün benim gibi devletin üniversitesinde har(a)ç ödeyerek okudu…
Anayasa'nın 142,142,163. maddelerinin yürürlükte olduğu yıllarda okudu, düşünce özgürlüğünü ve kıymetini bilir…
DGM'yi bilir…
İkinci şubeyi yani siyasi şubeyi bilir…
Mutlaka o da sabahlara kadar Tam Bağımsız Türkiye için tartışmış, çabalamış, aksiyonlar almıştır…
Serveti ve ticareti şaibesizdir…
Fetö metö hiç işi olmamıştır…
Ama tüm girişimciliği, ticari başarıları son yirmi yılda, Erdoğan iktidarında bağımsızlaşan, demokratikleşen, güçlenen Türkiye'de olmuştur…
Elbette eleştirilecek de çok şey vardır ve eleştirilecektir…
Milletin gönlüne girmek için çok övmek de gerekmez, çok yermek de…
Milletin gönlü adil olana, samimi olana kolayca kayar…
Erdoğan’ın başarısının temel sırrı da budur zaten..
Ezcümle derim ki…
Sayın Kesikbaş!…
Aday değilsen açıkla ve işine gücüne bak, yorma…
Eğer adaysan açıkla…
Kimsenin inayetine ve himmetine muhtaç değilsin ve olma…
Sevenlerinin gönül desteği ve halkın teveccühü dışında hiç bir şeye ihtiyacın yok…