“Unutursak vicdanımız kurusun” diyorlar.
Kurusun, kafanızdaki politiklikle eşdeğer vicdanınız da kurusun.
Birilerinin “zaim”(önder) olarak gördüğü Batı’nın bile “asrın felaketi” olarak değerlendirdiği depremi küçük görüp siyaset kasmaya çalışanların vicdanı kurusun.
Konuyu oportünist siyasetle bağdaştıran, binaların yapı-denetim süreçlerinde hile hurda girdiğini düşünen herkes haklı.
Fakat tüm bu süreçleri iktidarın üstüne yıkmaya çalışan yazar-çizer kadronun oportünistlikten yararlanma çabalarını vicdanın hangi katmanına yerleştireceğiz?
Kardeşim sormazlar mı parti ayırt etmeksizin belediyeler ne yapıyor diye?
Dikkat ediyorum, “yapılara yönelik gelen denetimle” ilgili tüm eleştiriler iktidarın üstünde birikiyor.
Evet, iktidarı eleştirmekte haklı herkes…
Ama sadece “iktidar” mı?
CHP’li Hatay ve Adana belediyelerinden de hesap soracak mı tüm sorumluluğu iktidarın üstüne yıkmaya çalışan tayfa?..
Tabii ki hayır!
Onlar sadece kurusun dedikleri vicdanlarına mastürbasyon yapıyor.
Sheakspeare’in Hamlet’i gibi hayatı oyuna dönmüşlerin aklında da fikrinde de sadece “iktidarı nasıl yıpratırız” sorusu olunca insan demeden edemiyor, “vicdanınıza da rolü Sheakspear mi yazıyor?”
Birçok ülke, ülkemizde yaşanılan felaketi yaşasaydı Türkiye gibi hızlı refleks veremeyeceklerine dikkat çekiyor.
Birçok ülke, Türkiye’de yaşanılan felaketin kendi ülkelerinde yaşanılması durumunda çok daha kötü olgularla karşılaşabileceklerine dikkat çekiyor.
Deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür, evet…
Birçok kişi de ülkemizde yaşanılan felaketle ilgili neden önlem almadığımızı soruyor, eleştiriyor.
Mevzunun samimiyeti bu konuyu sorgulamakla birlikte propaganda amacı güden argümanların kullanılıp kullanılmamasıyla anlaşılıyor.
Depremden siyaset devşirmeye çalışanların vicdanlarına tıraşlanmamış köşelerinden seslenen muhaliflerin çoğu “siyaset” kavramındaki yetkin kurumu sadece iktidar olarak görüyor…
Ya da iktidarı hedef gösteriyor.
Belediyelerin bu noktada ciddi sorumluluğu ve yetkisi var.
Gerçi enkazdan ilk önce “AKP”lilerin çıkartıldığını söyleyen popüler kültür siyasetçilerine itibar edebilecek zeka seviyesine sahip olanların yetkinin de etkinin de kimde olduğunu tam anlamıyla analiz edebilmesini beklemiyorum.
Diyorum ya, her konuda “zaim” olarak benimsedikleri Batı’ya bile inanmıyor bu “AKP” nefretini boyunlarına kolye yapmış vicdan mastürbasyoncuları.