Aşılıyor musunuz yoksa aşağılıyor musunuz?
Avrupa’da hiçbir ülkenin Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu Türkiye kadar aşı konusunda ısrarcı davranmıyor.
Hatta öyle ki bu süreçten yaklaşık 7-8 ay önce aşı pasaportu konularından bahsettiğimiz zaman komplo teorisyeni yaftalamasına maruz kalıyorduk.
Şimdi ise aşı olanlar HES uygulaması üstünden aşı pasaportu çıkartabilecek.
Aşı konusunda insanların tedirginliklerini görmezden gelen bilim insanlarının başvurduğu tek yol sizi amansızca belli başlı sıfatlara yakıştırmak oluyor.
Bakın aşılar kitle imha aracı falan demiyorum.
Bunu zamanla göreceğiz. Aşılandıktan sonra kaç kişi yan etkiler sebebiyle hayatını kaybetti?
Bu sorunun cevabı çok önemli…
Sonuç olarak bu zamana kadar ne bir küresel salgın aşıyla aşıldı ne de şu anki korona virüsü aşılarının yan etkileri tam bir şekilde saptandı.
Şahsen aşı firmalarını fonlayan Siyonistlerin insan hayatına çok önem verdiğini düşünmüyorum ki bizlerin sağlığını bizlere aşı yoluyla versin.
Ha insanlık, insan sağlığı çok önemli ise masum çiçeklerin solduğu Filistin’deki katliamlara başta tüm aşı üreten ülkeler karşı çıkmalı.
Aşılar ile insan hayatına katkıda bulunuyorlar ya hani…
Sadece aşılar ve tutarsızlıklarına değil, aşıyı fonlayan, üreten ülkelerin de tutarsızlıkları göz önünde bulundurulmalı.
Her zaman söylüyorum isteyen aşı olsun. Fakat istemeyeni de zorlamanın, sosyal hayatta zorluk çıkartmanın bir anlamı yok.
Fakat gidişat bu yönde…
Kültür ve Turizm Bakanlığı ülkemize gelecek olan yabancılara güven vermek için bir video yayınladı. Videoda turistin görebileceği herkes, üstünde ‘’keyfinize bakın, ben aşılıyım’’ yazan sarı bir maske takıyor.
Bakanlık aşırı yoğun tepkiler karşısında dayanamayıp tanıtım videosunu kaldırdı.
Aşı konusunda bir zorlama yok diyoruz. Fakat otel çalışanları, garsonlar, temizlikten sorumlu emekçi insanlar, görevliler, tur rehberleri gibi alanlarda çalışan insanlara da alttan alttan ‘’ben aşılıyım’’ maskesini takmamaları durumunda çalışamayacaklarını söylüyoruz.
E o maskeyi takabilmek için aşı olmak zorunda olan bu insanlara şimdi bir seçim şansı mı tanındı?
İnsanların ekmekleri aşı olup olmamalarına mı bağlı?
Aşıların korona virüsü engellemediğini aksine aşı olanların süper taşıyıcı kategorisine yükseldiğini biliyoruz.
Aşılar korona virüsü daha hafif atlatmanıza sebep oluyor, karşı tarafa bulaştırmanızı engellemiyor.
Bence aşı olmuş çalışanlar turistler için daha büyük bir tehlike arz ediyor.
Önceleri bir hayvan severken sorardık aşılı mı diye.
Şimdi ise insanlar takıyor maskeleri ‘’ben aşılıyım’’ diye.
Aşılayıp, turiste güven vereceğim derken vatandaşı aşağıladık, farkında değiliz.
Amerika Florida’da okullarda aşılanmış öğretmenler yasaklandı. (TheHighWire)
Rusya’da Putin, aşı konusunda vatandaşlarına hiçbir şekilde zorlama yapılmadığını, aşı olmak istemeyenlere karşı herhangi bir zorluk çıkartılmayacağı yönünde geçen hafta bir açıklama yaptı.
Aşılanma konusunda asla taviz vermeyen Türkiye, birçok devletten aşılanma konusunda daha ileride olmasına rağmen Bilim Kurulu’nun yasak bekçiliğine bürünmesi ile birlikte halen büyük bir hüsranın içerisinde.
Ya dünya anormal bir şekilde normalleşiyor ya da Türkiye Bilim Kurulu öncülüğünde normal bir şekilde anormalleşiyor.
Ayrıca bu sene hiç grip vakası da görülmedi.
Yıllardır grip diye ortada gezen ve aşısını olduğumuz şey nedense şu sıralar hiç ortalıkta görünmüyor.
Neden?
Çünkü PCR testi döngü sayısının yüksek tutulması yüzünden sıradan grip olanlar bile korona diye kayıtlara geçiyor.
Sonra bu vakalar neden yüksek diye yakınıp duruyoruz.
Koskoca bilim insanları sadece fonunu aldığı kurumların mı bilimsel makalelerini dikkate alıyor?
Benim haddime mi bunu söylemek diye söylenmeyeceğim çünkü şu sıralar haddi olan bile haddini aşmaya başladı.
İnsanları korkutmaktan çekinmeyen, yaşanılan durumları sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yönden ele almadan sürekli birbirleri ile çelişen kararların ipini çeken Bilim Kurulu’nun, bilimin arkasına sığınarak çizdiği yola bir tavsiye serpiştirmek istiyorum.
PCR testi döngü sayısını 28’e düşürmeniz, doğru sonuç almak için iyi olacaktır.
Bu tavsiyeyi de ben vermiyorum, DSÖ’den daha çok prestijli olan CDC söylüyor.
Bakın tanrının bile batırmayacağı denilen Titanik battı.
Bugünün Titanik’inde ise kaptanlar belli.
Bu kaptanlar dünyada yasaklanan ‘’sıtma ilaçlarının’’, korona virüs ilacı olarak kullanılmasına tek kelime etmeyen kaptanlar.
Stoklar bitince durduruldu tabii…