18.06.2021, 15:23

İstanbul'da nasılsa Eskişehir, İzmir, Odunpazarı'nda da aynı!

Cumhuriyet Halk Partisi'nden seçilen belediye başkanları, seçim vaadleri ya da bahaneler konusunda eğitim alıyor sanırım. Birileri, belediye başkanlarını karşısına alıp "Bakın seçimden önce şunları şunları vaat edecek, ama yapmayacaksınız; seçimden sonra da asıl yapmanız gereken işlere ayırmanız gereken kaynakları zırtapoz işlere ayırıp sonra şu şu bahanelerle sıyrılacaksınız" diye anlatıyor galiba. Belediye başkanları sık sık bir araya gelmediği için de bu 'eğitim'imin tek tek verildiğini düşünüyorum. Tek tek karşılarına alıp tek tek anlatıyorlar demek ki!..
Bakın mesela...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçimden önce "her mahalleye kreş yapacağım" demişti. Şimdi İstanbul'da yaşayanlar, "Nerede bizim kreşler" diye ortalığı inletiyor, Başkan İmamoğlu'nun duyduğu yok. Ya elini arkasına bağlayıp yürüyor ya da sahil kenarında kasılıp deniz havası alıyor bir güzel. Hemşerilerine adeta "Siz benim bu vaadimin üstüne bir bardak su için" der gibi...
Aynısı Odunpazarı'nda da oluyor...
İki yıldan fazla oldu yerel seçimler yapılalı. İlgilileri hatırlar. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, seçim çalışmaları sırasında gerçekleştirebilmesi mümkün olmayan bir dolu vaatte bulunmuştu. Bunlardan biri de "5 yıl boyunca, Odunpazarı'na 100 kreş yapacağım" idi...
Başkanlık süresinin neredeyse yarısı doldu...
Yapılan kreş sayısı kaç?
50 mi, hayır...
20 olsun bari...
Yok, yok, nerede?
10, 5, 3, 2, 1...
Hayır...
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, "yapacağım" diye söz verdiği 100 kreş için şu ana kadar harekete geçmedi ve Odunpazarı sınırları içinde bir tek kreş bile yapılmadı!..
Bundan sonra yapar mı?
Sanmam...

***

Neden sözünü tutsun ve kreş yapsın ki!..
Bir sonraki seçimde nasılsa 'tıpış tıpış' gidip kendisine oy verecek 100 binden fazla "Ülkeyi AKP belasından kurtarmaya kilitlenmiş" seçmen var Odunpazarı'nda. Sonraki seçimde yine "100 kreş yapacağım" der ve ekler bir de çekinmeden: "Bu kez söz..."
Seçimden önce AK Parti'nin adayı Volkan Doğan'a, "Bak, rakibin 100 kreş sözü verdi. Sen ise 'büyük mahallelere birer kreş, küçük mahallelerin ortasına da birer kreş' yapacağım diyorsun. Sen de çık 'Ben de 100 kreş yapacağım' de, ne kaybedersin?" demiştim.
"Hemşerilerimin güvenini kaybederim ağbi, olmaz. Odunpazarı Belediyesi'nin bütçesiyle bizim ilçeye 100 kreş yapılamaz. Ben, kalkıp 'yapacağım' dersem yalan söylemiş olurum. Bana oy verecek seçmen sonra bana bunun hesabını sorar. Yapamayacağım hiçbir söz vermeyeceğim" demişti...
Aslında bir nevi, AK Parti seçmeniyle CHP seçmeni arasındaki büyük farkın altını çizmişti: Bir grup hizmete oy verirken diğer grup sadece partiye oy veriyor.
O kadar ki, CHP, beni aday göstersin seçilirim, o derece!

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer geçenlerde "Trafik sorununu çözmek için yapılacak tek şey, trafiğe çıkan araç sayısını azaltmaktır" demiş...
Biz Eskişehirliler bu sözü bir yerden hatırlıyoruz!
Aslında 'bir yerden' değil, her yerden...
Eskişehir'i 22 yıldır yöneten Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen bize bunu her ortamda, her fırsatta, her zaman söyledi!
Sık sık "Şu araçlar olmasa Eskişehir trafiğini nasıl da güzel yönetirim" minvalinde cümleler sarf etti...
Bugün, Eskişehir gibi aslında  hiç de trafik sorunu yaşamaması gereken, yıllar içinde alınacak önlemlerle trafikten şikayet etmememizin sağlanması çok kolay olan bir şehirde bizi, trafikten illallah ettirecek noktaya getiren Yılmaz Büyükerşen'in kendisidir...
Ve hep aynı şeyi söyledi: "Trafiğe çıkan araç sayısını kontrol altında tutmamız lazım. Bu kadar çok lastik tekerlekli araç olursa ben bu trafik yükünün altından kalkamam..."
Söylediği, bir ülkenin, bir devletin uygulaması gereken bir ilkeydi. Yani, kimi devlet şimdiki durumu, yani herkesin özgürce otomobil sahibi olmasını tercih eder kimisi de insanların otomobil sahibi olmasını kontrol altında tutar. Devlet politikası yani...
Bir belediye başkanının uygulanacak 'devlet politikası' için fikri olabilir, ancak uygulanan sisteme 'rağmen' bir tavır alamaz!
Soyer de Büyükerşen de 'lastik tekerlekli araç sayısından' şikayet edebilir, ancak var olan sorunu çözmek için ellerinden geleni arkalarına koymaz; diyecektim ki, biliyoruz, bunlar 'ellerini arkalarına koymak' konusunu da yanlış anlıyor!
Neyse...
Diyeceğimi dedim. Merak ediyorum, CHP'li belediye başkanlarına bu 'eğitimi' kim veriyor?
Neden seçmenlerinden çekinmiyor, 'yüzlerine nasıl bakarız' demiyorlar?

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@