Türkiye’deki demokrasi eksikliği, insanlığı fazlasıyla önemseyen ABD’yi çok üzdü. Bu yüzden de dünyanın en insancıl ülkesi olan ABD, Türkiye’de demokrasi yok ayağına bir dernek kurup, Türklere güzellik yapma çabasına girdi.
Türk Demokrasi Projesi Derneği.
Joe Biden başa geldiği andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı acilen harekete geçilmesi gerektiğini ve muhaliflerin desteklenmesi gerektiğini açıkça vurgulamıştı.
Şimdi de Türk Demokrasi Projesi ile birlikte kara propaganda yapacaklarını kabul ettiler.
Bu derneğin kurucuları ise;
Eski Senatör ve FETÖ ile yakından bağı olan Joe Liberman, Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Eski ABD Başkanı George Bush’un kardeşi Jeb Bush, CHP Eski Milletvekili ve firari Aykan Erdemir, Firari FETÖcü Önder Aytaç.
Bu derneğin kuruluş amacı ise; Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşıp otoriterliğe doğru ilerlemesi ve bu durumun da küresel ilişkiler bağlamında olumsuz olabileceği, bu yüzden de küresel düzen için Türkiye’ye demokrasi getirmek.
Yani Türkçe meali; Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye her istediğimizi yaptıramıyoruz, Türkiye’nin bu güçlü ayakta duruşu bizim yeni şer eksenleri oluşturmamızın önüne geçiyor. Bu yüzden Türkiye’ye öyle bir demokrasi getireceğiz ki her ota kafa kaldırmayacaklar.
Dernek, Türkiye’de tutuklu gazetecilerin hakkını, muhaliflik yaptığı için tutuklanan siyasilerin hakkını, azınlık haklarını aramak amacıyla her yoldan propaganda yapacağını kabul etti.
Gelelim şimdi güzelim güzel konulara;
Geçenlerde İYİ Partili Lütfü Türkkan’ın kaçak çiftliğinin yıkımını haber yapmak için oraya giden İHA muhabirini öldüresiye darp edenlere karşı kimse sesini çıkartmadı. Bu ses çıkartmayanlar en çok basın özgürlüğüne değinen kesim olmasına rağmen işin sonunda her zaman suçlu yine Erdoğan oluyor.
Bakın, kiminin hoşuna kiminin zoruna giden, algıda seçiciliğin nirvanasını yaşadığımız basın özgürlüğü ve kimin yaptığına bağlı olarak yayılan veya yayılmayan ses dalgaları…
Ayrıca Türkiye’de tutuklu gazeteciler üstünden, Türkiye’nin basın özgürlüğü endeksini alt sırada gösteren listelere bir mantık gözüyle bakalım.
Mesela bir gazeteci cinayet işlerse tutuklanır. Fakat mesleği gazetecilik olduğu için istatistiklere gazeteci kimliği geçer. Sonra üç beş manipülasyon ile suçuna bakılmaksızın “tutuklu gazeteci” algısıyla, basın özgürlüğü listelerinde alt sıralarda yer edinebilirsiniz.
Sırtını YPG’ye, PKK’ye oraya buraya dayandırdığını açıkça ifade eden, Apo’nun heykelini dikeceğiz diyen bir muhalif neden dışarıda dursun ki?
Yıllardır bu ülkenin evlatlarını annesiz, babasız bırakan alçak örgütlere desteğini esirgemeyenlerin tutuklanmasını eleştirmek demokrasi değildir.
Trump’ın sesini kısmak için her türlü girişimde bulunan, Putin’in de deyimi ile “defter Biden” yönetimindeki ABD’nin, önce kendi içindeki muhaliflere karşı olan tutumunu değiştirmesi şart.
Ondan sonra laga lugaya başvurabilir.
Bu zamana kadar demokrasi götürdükleri yerlerden kan akıtıp petrol çalan bir devletin kargoculuk hizmetinden ne beklenebilir ki?
Türkiye ne olursa olsun siyasi tarihinde; otorite eksikliği yüzünden sağ, sol olaylarının cefasını çekti. Bu eksiklik yüzünden “darbeler ülkesi” olarak anıldı. Bu eksiklik yüzünden sürekli kendi içerisinde gereksiz uğraşlar vererek dış otorite konusunda çok zayıf kaldı.
Şimdi ise doğrusuyla yanlışıyla, geçmişteki iç karışıklıkların sahnelenmediği bir Türkiye’yi Erdoğan ile inşa ettik.
Hatalar, yanlışlar elbette konuşulmalıdır. Daha iyi bir Türkiye için.
Fakat,
Türk Demokrasi Projesi Derneği oldukça sağlam bir projedir.
Amacı ülke bekası değil, Erdoğan düşmanlığı olanların gözünü de hakikate çevirebilme konusunda önemli bir farkındalığa yol açabilir.
Müfredatını eski ABD’li yetkin isimlerin ve firari FETÖCÜ’lerin oluşturmuş olduğu bir derneğin muteberliğini sorgulamayanlar; düpedüz hain değil de nedir?
Şimdi bu derneğe karşı çıkacak ve çıkmayacak olanları daha iyi göreceğiz. Türk Demokrasi Projesi Derneği, bir şeyleri daha net görmemiz açısından iş görür bir projedir.