Konya’da bir barınakta köpeğin başına vurularak öldürülmesine ilişkin video yayınlandı sosyal medyada.
İçler acısı bir video.
Orada o olayı gerçekleştiren, gören, soğukkanlılığını koruyan herkes suçludur.
Tepki de gösterelim fakat tam da başıboş sokak köpekleri ile ilgili herkesi mutlu edebilecek çözüm önerilerinin siyaseten de gündeme gelmesinin ardından bu videonun paylaşılması çok manidar.
Üstelik olayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parmakla işaret ettiği Konya’daki barınakta gerçekleşmesinin arkasında çözüm önerilerini baltalamak isteyenlerin bir girişiminin olduğunu düşünüyorum.
Herhangi bir barınakta değil de özellikle bu barınakta bu vahşetin gerçekleştirilmesi, üstüne düşünülmesi, arkasının korkusuzca araştırılması gereken bir konu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan G20 Liderler Zirvesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken “sokak hayvanları” ile ilgili konuya da değindi…
Herkesi tatmin edecek çözüm çalışmalarında ciddi bir ilerleme kaydedildiğini ifade etti Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Fakat Konya’da yaşanılan olay, başıboş sokak köpekleri konusunda ikiye bölünmüş halkın daha da kutuplaşmasına sebep olacak, “sokak hayvanlarının yeri sokaktır” diyen güruhun argümanlarını daha da keskinleştirecek.
Sadece argümanların değil, tavır ve tutumların da zaten ne kadar keskin olduğunu görmek zor değil.
Zira Konya’daki dehşet olaya gösterilen tepkinin binde biri Bitlis’te sokak köpeklerinin saldırısı sonucu kuduz olup hayatını kaybeden çocuk için gösterilmedi.
Evet, sokak hayvanları üstünden rant elde eden lobi çok güçlü, hatta öyle güçlü ki; Atatürk yaşasaydı, bu lobiden çekeceği vardı…
Neden mi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Resmi Gazete'de 1932 yılında yayımlanan tamimden de kimsenin haberi yok anlaşılan.
“Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecektir. Şehir ve kasabalar dahilinde beslenen sahipli köpekler; hiçbir surete başı boş olarak mahalle aralarında, çarşı ve pazarda dolaştırılmayacaktır. Dolaştırmak isteyenler hayvanın ısırmasına mahal bırakmamak üzere ağız ve burnuna birer maske takmaya mecbur tutulacaklardır. Bu hususun şehir ve kasaba dahilinde belediyeler tarafından neşir ve ilanı ile şiddetli murakabe (denetim) edilmesi ve muhalif hareket edenler hakkında belediyece ceza tatbik edilmesi icabeder.” (Resmi Gazete, 13 Haziran 1932, Sayfa 1554)
Züleyha 2 Yıl Önce
Yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum…Herkes sizin gibi doğruları görebilse … İnsan canı hayvan canından değersiz gibi davranıyorlar ( öldürülen köpeği izlemeye dahi dayanamadım o kişi yaşattığını yaşamasan ölmez ALLAH MÜNTAKİMDİR…)
Naz Er 2 Yıl Önce
Bundan öte ne söylenebilir, ağzınıza dilinize sağlık Onur bey , anlayana çok şey anlatır bu cümleler
Merve 2 Yıl Önce
Tebrik ediyorum düşünen düşündüren genç beyin