Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in siyaset çizgilerinin benzerliği ile ilgili birçok yazı yazdım. Düşünceleri farklı olsa da siyaset tarzları ilk yıllarda çok büyük benzerlik gösteriyordu bu iki ismin. Sonra, Yılmaz Büyükerşen, sıkıldığı için midir, yaşlandığı için midir bilinmez, heykelden başka hiçbir şey yapmamaya başlayınca, Erdoğan-Büyükerşen siyaset tarzı benzerliğinden bahsedemez olduk...
Yılmaz Büyükerşen, 2009 yılında yapılan ve üçüncü kez kazandığı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iki temel nedenle kazanmıştı. Birincisi, şehircilik anlayışı olarak "kadınlara" seslenen bir icraat yapısı vardı; ikincisi ise Eskişehir dışında o kadar çok konuşuluyordu ki, bu durum, Eskişehir'de yaşayanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu...
Eskişehir dışından gelen turistlerin şehrimize hayran kalıp gitmelerinden bahsetmiyorum sadece. Eskişehir dışında yaşayan ne kadar insan varsa mutlaka, ama mutlaka her ay bir kez ya içinde Yılmaz Büyükerşen isminin ya da Eskişehir isminin geçtiği bir sohbetin içinde buluyordu kendisini...
Türkiye'deki gazetelerin hemen hepsi yılda 3-4 kez Eskişehir'i manşet haber yapmayı tercih ediyor ve hatta buna kendilerini "zorunda" hissediyorlardı...
Eskişehir dışında tanıdığı olan her Eskişehirli, ne zaman tanıdıklarıyla konuşsa "Eskişehir baştan aşağıya yeniden kurulmuş. Keşke Yılmaz Büyükerşen bizim şehrimizde belediye başkanı olsaydı. Çok şanslısınız" sözlerini duyuyordu...
Yılmaz Büyükerşen'e oy vermeyi düşünmeyen kişiler bile şehrin bir yerinden bir yerine giderken daha bir alıcı gözle bakıyor çevresine ve hatta "Yav bu insanların gördüğü ve benim göremediğim ne var ki, ne yaptı bu hoca" diye konuşuyordu kendi kendisine...
Seçimler yaklaştıkça, Türkiye'deki tanıdıklarıyla konuşanlar, "Büyükerşen'e oy vermez ve seçtirmezseniz, yemin ediyorum, bütün ülke sizinle dalga geçer" cümleleriyle karşılaşıyordu. Adeta büyük bir baskı uyguluyordu Eskişehir dışında yaşayanlar, Eskişehir'de yaşayanlara. Bu iş öyle boyutlara ulaştı ki, Yılmaz Büyükerşen, 2014 seçimlerinde de aynı bakış açısından çoook siyaset ekmeği yedi...
Eskişehir'in dışında yaşayanların, Eskişehirlilere kurduğu baskı, sonuç verdi...
Şimdilerde de...
Türkiye'nin dışında yaşayanların, Türkiye'de yaşayanlara kurduğu baskı yüzünden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki seçimi kazanacak...
İnsanlar ne yapsın?
Bir açıyorlar sosyal medyayı ya da televizyonları (tabii ki candaş medyayı takip edenlerin görmesi imkansız), Malezya Başbakanı basın toplantısını kesip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon konuşmasına geçiyor. O konuşmadan öğreniyoruz ki, Erdoğan, Malezya Başbakanı'na eşi Emine Erdoğan ile hasta ziyaretinde bile bulunmuş...
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Pakistan Başbakanı, Ukrayna Devlet Başkanı, Rusya, Fransa, İngiltere'yi yönetenler...
Afrika'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterilen ilgiyi anlatmaya vaktim de yetmez bu sayfalar da...
Dünyanın hemen her ülkesinde televizyonlar neredeyse haftanın 5 günü, birinci haber olarak Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili haber yapıyor...
Batı'dakiler eleştirmek, Doğu'dakiler de övmek için...
2009 seçimlerinden sonra bir yazı yazmış ve "Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı, Eskişehir dışındaki 80 ildeki seçmenlerce belirlense Yılmaz Büyükerşen yüzde 90 oy alır. Ama Eskişehir'de ancak yüzde 53 alabiliyor" demiştim...
Şimdi aynı cümleyi Recep Tayyip Erdoğan için kullanabilirim. "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Türkiye dışındaki ülkelerde yaşayanlar tarafından seçilse Erdoğan eminim yüzde 90 civarında oy alır..."
İşte bu baskı, yani ülke dışında oluşan popülarite ve sevgi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir seçim daha kazandırıcak...
Görünen köy kılavuz istemez, zira...