"Hakkı zaten neredeyse iki aydır yazı yazmıyorsun, iki ay sonra herkes meclis üyesi adaylarını konuşurken yaza yaza bu konuyu mu yazıyorsun" demeyin lütfen. Siyaset, bir çınar ağacının dalları gibidir, her dal, birbirinden bağımsız gibi görünür ancak hepsi diğeriyle bağlantılıdır...
Size söz, artık daha sık yazı yazıp bütün mecralarda olan bitenden bahsedeceğim, ancak ilk olarak en büyük temaşanın yaşandığı Cumhuriyet Halk Partisi'nden başlayalım...
Şunu söyleyeyim, CHP'de en çok konuşulan konu; seçimlerden sonra kim kalacak, kimler gidecek?
Evet, doğru anladınız, CHP'de hemen hemen kimse seçim kazanmak için çalışmıyor, birileri kazanmasın, birileri gitsin, birileri kalsın diye emek harcıyor...
Tabii burada yazdıklarım için bütün ismi geçenler "Yok böyle bir şey" diyeceklerdir, ben de "alın size ispatı" diyemem. Çünkü elimde ses kaydı yok, ancak emin olun birkaç yerden teyitlidir yazacaklarım...
İlk olarak bundan tam 9 yıl önce dillendirdiğim bir gerçekle başlayalım: Yılmaz Büyükerşen, bir gün CHP kendisini aday yapmazsa, seçim kaybedilsin diye uğraşır. Kendisinden sonra hiçbir CHP'linin seçim kazanmasını istemez.
Yılmaz Büyükerşen, CHP'de siyaset yaptığı için değil, kendi ismiyle seçildiği ve bütün ülkeye kendi ismiyle tanıtım yaptığı için eğer aday yapılmazsa seçimden sonra bütün Türkiye'nin, "Keramet CHP'de değilmiş, Yılmaz hocadaymış. Bak, Yılmaz hoca olmayınca seçim kazanamıyorlar" demesini ister...
İlk olarak 2015 yılında dillendirdiğim bu düşüncemden dolayı bana kızanlar, "saçmalama" diyenler ve hatta küfür edenler bile oldu. Bu durum benim kaderim yani, yıllarca dillendirdiğim düşüncelerim bir süre sonra "anonim" olunca, bana yıllarca kızanlar bile aynı sözleri söyleyip, "İlk ben söyledim" derler...
Neyse, Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç'ın yerine aday olmasını, "seçim kazanır diye" istemedi, Kazım Kurt'un adaylığını da 'kendisinin yerine aday yapılan kişiye kaybettirsin' diye...
Ancak yanıldığı bir nokta oldu...
***
Büyükerşen, seçimden sonra Ayşe Ünlüce ve Kazım Kurt'un seçim kaybetmesini istiyor. Ahmet Ataç'ın seçim kaybetmesini kendisinin bile başaramayacağını düşünerek, "2029'da Ahmet yaşından dolayı aday olamaz, o yüzden Tepebaşı Belediyesi'nin meclis üyesi listesine kripto ya da açık, ne kadar adamımı yerleştirirsem iyi olur" diye düşünüyor.
Gelelim, Ayşe Ünlüce ve Kazım Kurt ile ilgili yanıldığı konuya...
Duyduklarıma göre seçimden 5-6 ay önce Deniz Kaplan'ın, Şenol Durur ile kurduğu bağlantı sayesinde Ünlüce ve Kurt anlaşmış. Plan şöyleymiş: Üç başkan da seçimi kazanacak. 2029'a Ayşe Ünlüce, Tepebaşı adaylığını kabul edecek ve Kazım Kurt ise Büyükşehir adayı olacak. Hatta Odunpazarı adayını bile belirlemişler: Celalettin Kesikbaş...
Celalettin Kesikbaş'ın yol arkadaşı Sinan Özeçoğlu'nun, (bence liyakati çok sağlam olan) oğlu Çağrı Özeçoğlu'nun Büyükşehir Meclisi'ne girecek sıradan listeye konulmasını başka türlü düşünün yani...
Kazım Kurt'un, bu planda ayak bağı olmasın diye Özgür Özel'in kankası Yücel Yenilmez'i "istememesi" de biraz bu yüzden. Başkan Kurt, sözde "Seçimden sonra Özgür Özel mi kalacak, niye Erman'ın arkadaşı Yücel'i 5 yıl çekeyim ki" demiş!
Ayşe Ünlüce'nin de bir yandan Yılmaz Büyükerşen ile iyi geçinip diğer yandan Seyhan Büyükerşen'in öz yeğeni Iraz Bayındır ile Büyükerşen'in manevi oğlu diye bilinen Oğuzhan Özen'i, 'seçimden hemen sonra kovacağım, merak etmeyin' diye konuşmasının altında yatan gerçeğin de bu anlaşma olduğu söyleniyor...
"Büyükerşen'e yakın olanlar gidecekmiş, o zaman Ünlüce'ye oy verelim" diyenler hemen heveslenmesin, Büyükerşen'i biraz tanıyorsam biliyor ki, Ünlüce ve Kurt, kazara seçimi kazanırsa hiç kimse Bayındır ve Özen'i gönderemez; çünkü o zaman Büyükerşen bu belediyeleri dışarıdan yönetemez!
Diyeceğim, Büyükerşen bu konuyla ilgili bir B planı yapmıştır mutlaka...
***
Bir yandan da Ahmet Ataç gelecek planlarını yapıyor tabii...
Ahmet Ataç, sözde, Erdal Şahbaz ve Fikriye Güven Zaptiye'ye "2029'da kesin Büyükşehir adayıyım, eğer olmazsam da yerime seni bırakacağım" demiş...
Yani Başkan Ahmet Ataç da gelecek için plan yapıyor, ancak sadece Tepebaşı için dizayn konuşuluyor...
Oysa Kazım Kurt için konuşulanlar çok başka...
"Yıllarca uğraştı, Büyükerşen sayesinde meclis üyesi, milletvekili, belediye başkanı oldu. İlk fırsatta Büyükerşen'i ham etti, bitirdi. Büyükerşen varken bile partiyi dizayn ediyordu, şimdi kimse yokken bütün CHP'yi dizayn eder. Bize siyaset yapma imkânı kalmaz" diye konuşuyor CHP'de millet...
Bir de son zamanlarda siyasete yeni girenlerde bir huy belirdi. Benim sosyal medyadaki paylaşımlarımın altına "CHP'iler seni niye arasın AKP'nin kalemşorü" diye yazan dangalaklar türedi. Onlara, "Ey salaklar, siz daha kısa pantalonla dolaşırken biz bu işlerle iştigal ediyorduk" demek istiyor ve bir güzel gülüyorum; tabii, ağzımla değil!
Neyse...
Daha yazacağım çoook kişi ve konu var da diğer yazılara bırakayım...
Bizim Genel Yayın Yönetmeni Murat Atikel, uzun yazıyorum diye kızıp duruyor. Şimdi bir kez daha fırça yemeyeyim...
Şimdilik kalın sağlıcakla...
Daha neler var neler...
Merak etmeyin, hepsini konuşacağız...
Emrah Domaniç 11 Ay Önce
Kalemine Sağlık Üstad !