Uzun bir süredir belediyecilikte “demanslık” yaşayan bir kent.
Eskişehir.
Benim nezdimde Türkiye’nin en yaşanılabilir şehri.
Bu düşünceden ne ben ne de Eskişehir’de yaşayanlar kolay kolay vazgeçebilir.
Gelen öğrenci de mutlu, iş için Eskişehir’e yerleşip yaşamaya başlayan da mutlu.
Fakat iyice Eskişehir’e adapte olmaya başladığınızda artık, mutlu olmaktan çok daha önceleri yaşanmayan stresin hayatlara dahil olduğunu görüyorsunuz.
Bugüne kadar Eskişehir’i Eskişehir yapan güzel atılımların iltifatlarını alan, motivasyonunu yaşayan Büyükşehir Belediyesi, artık motivasyonunu kaybetmiş bir şekilde yerinde sayıyor.
Halbuki Büyükşehir Belediyesi içinde; tükenmişlik sendromuna maruz kalmamış, alınan iltifatların cazibesine kapılmamış, hâlâ şehrine prestij kazandırmak için mücadele etmeye çalışanlar da yok değil.
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç.
Uluslararası Şehir ve Bölge Plancıları Birliği tarafından Katar’da 57’ncisi düzenlenen yıllık “Dünya Kongresi”ne katılıp, yönettiği Tepebaşı’nı anlatacak kadar heyecanlı, motivasyonlu bir Ahmet Ataç.
Hem de CHP’nin içinden bir isim.
Kendilerinden birisi yani.
Tabi kendilerinden görüyorlar mı görmüyorlar mı ondan da emin değilim…
“Zira en ufak bir problemde işin içinden sıyrılmak için topu Büyükşehir’e atan diğer tufeyli başkan” daha kendilerinden sanki.
Büyükşehir, karşılarındaki AK Parti’nin Eskişehir için sahip olduğu motivasyonu görmezden geliyor, manipüle etmeye çalışıyor…
AK Parti’nin Belediye Meclisi’nde kentte yaşayanları refaha ulaştırmak için sunmuş olduğu çözüm önerilerini yabana atıyor…
Rakiplerindeki motivasyondan, hareketlilikten feyz almayan Büyükşehir, en azından oturduğu yerden Ahmet Ataç hareketliliğini gözlemleyebilir.
Belki İlçe Belediye Başkanının imkânları dahilinde kendilerinden daha çok çalışmaya çalıştığı fikrini kabullenirler.
Ve böylelikle belki, bu durumu hazmedemeyip bir devinim gösterirler ve ayağa fırlarlar.
Hiçbir şey olmasa da ayağa fırlamak ile biraz hareket etmiş olurlar.
Eh, spordur nihayetinde…