Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Zihni Çalışkan ara ara gazetecilerle kahvaltıda buluşup sohbet ediyor. Son sohbete de medyamidas.com ile esgazete.com yöneticileri olarak katıldık.
Zihni Çalışkan ile sohbet her zaman keyiflidir, yine öyle oldu...
Başkan Çalışkan'ın şehrin gündemine dair yaptığı açıklamaları, kahvaltı buluşması ile ilgili haberlerde okudunuz. Ben biraz da işin 'siyaset magazini' kısmını ele almak istiyorum...
AK Parti'de Zihni Çalışkan'ı destekleyen de eleştiren de hemen herkes bu konuyu soruyor: "Milletvekilliğine aday olacak mı?"
Belki de binbir kez yanıtladığı bu soruyu bir kez daha sordum, çünkü yanıtından sonra başka bir konu açma niyetindeydim. Her zamanki yanıtı verdi: "Bizim partimizde bu işler nasıl olur çok iyi bilirsiniz Hakkı bey. Bize 'aday ol' derlerse oluruz, 'yerinde kal, çalışmaya devam et' derlerse yine karara saygı duyar, işimize bakarız. Ben, 'aday ol' demezlerse kırılmam, gücenmem, çalışmaya devam ederim. Çünkü, bana bu önemli görevi veren kişi, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dı, şimdi de aday olmamı istemezse kendisinin takdiridir. Beni 'il başkanı yaparken' iyiydi de, 'milletvekili olmana gerek yok' derse mi kötü olacak?"
Her il başkanı gibi Zihni Çalışkan'a da parti içinden eleştiriler geliyor zaman zaman...
Bu konuyu açtım kendisine...
Partinin 'muhafazakar' kanadı Zihni Çalışkan'ın Atatürkçü duruşuyla zaman zaman yaptığı çıkışlara ya da sessiz kaldığı konulara tepki gösterirken, yine hemen hemen her görev alana yapıldığı gibi 'çalışmıyor, eksik çalışıyor' eleştirisini de yönelten bir kesim var.
Bu konuyu sordum, Başkan Çalışkan, "Ben, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ndeki ilk il başkanı olarak görev yapıyorum. Bu sistemin mantığı gereği yerelde siyaset yapmak, yerelin sorunlarını çözmek için Ankara'da baskı grubu oluşturmak çok zor. Her zaman söylüyorum, 2007 ile 2017 yılları arasında il başkanlığı yapmış olan arkadaşlara çok hem de çok imreniyorum.
2007 yılından itibaren güçlü hem de çok güçü bir bakanımız vardı. Rahmetli Kemal Unakıtan'ın bu şehir için yaptıkları ortada...
Daha sonra Nabi hoca gelince kendisi de iki dönem bakanlık yaptı. Nabi hocanın da gücünü ve bakanlığı döneminde Eskişehir'e kattıklarını unutmamız mümkün değil...
Eski sistemde milletvekili olanlar bakan da olabiliyordu ve bir şehir bakan çıkardığında sorunları çorap söküğü gibi ardı ardına çözülebiliyordu. Mevcut sistemde durum böyle değil. O yüzden milletvekillerimiz ile birlikte ne zaman Ankara'ya gitsek, Eskişehir'in sorunlarını çözmek için bakanlarımızla görüşsek, zorlanıyoruz. Sistemin doğası gereği yerel sorunların çözümü artık eskisi kadar kolay değil.
Durum böyle olunca bize verilen görevi yapma şeklimizi eleştiren çok partilimiz oluyor. Ne yapalım, bu eleştirilerden güç alıp çalışmalara devam edeceğiz artık. Bu görev geçmişte başka arkadaşlarımızdaydı, şimdi bizde, gelecekte de başka arkadaşlarımızda olacak. Herkesin bir tarzı var" diye yanıt verdi...
Hemen araya girdim. Eski il başkanlarından Dündar Ünlü de medyamidas.com'a verdiği röportajda aynı şeyleri söylemişti: "Partim bana il başkanlığı görevini verdiğinde layıkıyla yürütmek için elimden geleni yaptım. Şimdi görev başka arkadaşımızda. Herkesin başka bir yönetim anlayışı ve tarzı vardır. Ben siyasette asla geriye dönüp bakmam. Şu anda hepimizin görevi mevcut il başkanımıza destek olmak..."
Başkan Zihni Çalışkan'a bu sözü anımsattım: "Sağ olsun Dündar Ünlü başkanımızın bu sözü çok önemli. Bu tavrını her zaman gösterdi. Belki onun da bizim tarzımızda eleştirdiği noktalar vardır, ancak hiçbir zaman kamuoyunun önünde eleştiride bulunmadı..."
***
Bu sözlerinden sonra söz tabii ki 'parti yönetimindeki devamlılığa' geldi...
Çalışkan, "Yeni yönetimi oluştururken partinin hem hafızasına önem verdik hem de yeni isimleri siyaset sahnesine kazandırmak için çaba gösterdik. Sizinle de o zamanlar konuşmuştuk bu konuyu Hakkı bey. Yönetimimizde hem partiye eskiden hizmet eden arkadaşlarımız var hem de yeni dönemde hizmete devam etmesini istediğimiz, düşündüğümüz arkadaşlarımız var. Şu anki il yönetiminde bence gelecekte siyasette önemli yerlerde olacak arkadaşlarımız mevcut.
Beni eleştirenler bu konuyu atlamamalı. Beni eleştirenler bundan 6 ay sonra, haydi bilemedin 1 yıl sonra ne yapacak? Ben, 6 ay sonra yokum ya da 'seçime kadar götür' derlerse seçimden sonra yokum. O zaman kimi eleştirecekler?
Ben bir daha görev almayacağım, ancak benimle birlikte başarılı işlere imza atan arkadaşlarıma haksızlık yapılmasın isterim. İçlerinde devam etmesini istediğim, devam etmesine gerek gördüğüm arkadaşlarım var. Şahsıma yönelik eleştirilerde bulunanlar, bu arkadaşlarımızın siyasi geleceğini düşünerek de konuşmalılar bence..."
Zihni Çalışkan'ı seven, sevmeyen bir dolu insan var...
Kendine has bir tarzı var şüphesiz...
Belli ki yorulmuş artık. Seçimde aday olmayacaksa göreve devam etme düşüncesinde olmadığını görüyorum. Karar kendisinin tabii ki, ancak AK Parti için bu seçim, geçmişteki seçimlerden çok daha önemli ve zor...
Parti içi muhaliflerin bu durumu da düşünerek davranması gerektiğini düşünüyorum...