İYİ Parti Eskişehir'de neden birden sustu?

Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan 'ufak bir sürpriz' ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun yine seçim kaybetmesi ve Özgür Özel'in yeni genel başkan olması nedeniyle siyasî çevrelerde herkes bu konuyu konuşuyor. O sebeple ben de sizlere "Nasılsa bu konuyu uzun uzun konuşacağız" diyor ve birkaç gün önce yaşanan bir gelişmenin, bu gündeme kurban gitmemesi gerektiğini söylemek istiyorum...

Eskişehir milletvekili Nebi Hatipoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüştükten sonra partisinden istifa etti, biliyorsunuz...

Bu istifa kararının açıklanmasından hemen sonra İYİ Parti'nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Melih Aydın ve İYİ Parti il teşkilatından bir açıklama geldi: "Nebi Hatipoğlu sadece partimizden değil, milletvekilliğinden de istifa etmeli..."

Şöyle bir tarihe bakın, AK Parti dışında hemen hemen bütün partiler, kendi partilerinden istifa eden milletvekilleri için benzer açıklamayı yapmıştır. Nebi Hatipoğlu'nun istifa kararı ardından il teşkilatının yaptığı 'milletvekilliğinden de istifa etmesini bekleriz' açıklamasını da bu anlamda normal karşılıyorum.

Mantıklı mı, değil...

Ama beklenen ve normal...

Peki aklıma takılan durum ne?

İki konu var...

Birincisi, İYİ Parti teşkilatı, sıcağı sıcağına açıklama yaparken, 'asıl açıklamamızı yarın yapacağız' demişti ve ertesi gün 'konu bizim için kapanmıştır' minvalinde bir açıklama yaparak, adeta, "Ne kadar az konuşulursa o kadar iyi" demiş oldu...

Beri yandan, Melih Aydın'ın yaptığı açıklamada geçen, "Milletvekilliğinden istifa ederek, milletvekilliği dokunulmazlığına ihtiyacı olmadığını da göstermiş olur" ifadesi de şöyle kenara atılacak bir ifade değil!

***

Melih Aydın, sert mi sert bu açıklamayı yaptıktan sonra İl teşkilatının 'Melih Aydın'ın yarı gazına gelmiş gibi' yaptığı ilk açıklamadan hemen bir gün sonra, konu neden, 'bizim için kapanmıştır' noktasına geldi?

Milletvekili seçim çalışmalarından Melih Aydın'ın bir videosu çok konuşulmuştu, hatırlarsınız, videoda Melih Aydın, "Hepimiz bir gün Nebi Hatipoğlu olacağız" diyordu, Hatipoğlu'na hayran hayran bakarken...

5 ay sonra ne değişti?

Melih Aydın ve İYİ Partililerin Nebi Hatipoğlu hayranlığı, İYİ Parti'li olduğu için miydi, yoksa şahsi olarak Nebi Hatipoğlu'na mıydı?

Şahsi hayranlık yoksa neden Nebi Hatipoğlu'na hayran hayran bakıp peşinden koşturuyorlardı?

Nebi Hatipoğlu, gidip, kendisini İYİ Parti'ye getiren genel başkanı Meral Akşener'in yüzüne, "Vatanımız için, milliyetçi duruşumuz için Cumhur İttifakı'na katılmalıyız. Ne işimiz var bizim HDP ile?" diye konuşabilecek bir özgüvene sahip...

Bence Meral Akşener de Nebi Hatipoğlu'nun haklı olduğunu biliyor, ancak şu sıralar mecburiyetten bu konuları konuşamıyor...

Peki, Nebi Hatipoğlu seçildikten sonra mı anladı bütün bunları?

Bence kesinlikle hayır...

Hatipoğlu ve onun gibi düşünen birçok kişi, "Millet İttifakı seçimi kazanırsa o ittifak içinde mutlaka bağırıp çağıracak ve ülkeyi gayrımillî düşüncelere teslim etmeyecek birileri lazım" diye düşünüyordu...

Hatipoğlu seçimden hemen sonra genel başkanı ile bu konuları konuşmadan hemencecik AK Parti'ye geçseydi, Hatipoğlu olmak için can atan Melih Aydın'ın kamuoyuna dayattığı 'dokunulmazlık' konusu herkes tarafından gündemde tutulurdu...

Ancak şimdi hemen herkes biliyor ki, Hatipoğlu'nun partisinden ayrılması sıradan bir siyasî karar değil, ülke için alınmış önemli bir duruş meselesi...

Aksi durumda, İYİ Parti'nin il teşkilatı neden sussun, neden 'konu bizim için kapanmıştır' desin?

Eğer öyle olmasaydı, yani İYİ Parti il teşkilatı susup bir de üstüne Büyükşehir adaylarına 'Bi sus ya' demeseydi, bizim de söyleyecek bir çift sözümüz olacaktı:

"Ne diyorsun canım kardeşim, hayranı olduğun Nebi Hatipoğlu'nun milletvekili dokunulmazlığını kazanması için mi bir yerlerini paraladın seçimden önce; yani seçmenini mi kandırdın?

Aaaa, haberin yoktu da sonradan mı öğrendin?

Kandırıldın yani, öyle mi?"

Ahh ahhh, İYİ Parti teşkilatı susmayıp susturmasaydı da şu soruları gerine gerine soraydık bi!