Eskişehir’e renk katan önemli parklardan bir tanesi olan Dede Korkut Parkı’nda skandala sebep olacak bir dezenformasyon yaşandı.
Bir grup insanın parkta yoga yapması, CİMER’e şikayet edilmiş…
Edilmiş, bu doğru.
Fakat sonrasında yaşanılanlar tam bir “pestenkeranilik”.
Atik bir şekilde Türk Dünyası Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof.Dr. Nabi Avcı, Mütevelli Heyeti üyeleri ve Vakıf yöneticileri ile birlikte Dede Korkut Parkı'nda düzenlediği basın toplantısıyla dezenformasyonun, yanlış anlaşılmanın, gündemi boşa meşgul etmenin ve “mahşer midillilerinin” önüne geçti.
CİMER’e edilen şikayet ilgili kurum valiliğe gönderilmiş. Valilik de Türk Dünyası Vakfı’na iletmiş. Türk Dünyası Vakfı, “Bizim için sorun yok” demiş.
Yani anlayacağınız ne valiliğin bir yasağı ne de parkın bağlı olduğu Türk Dünyası Vakfı’nın olumsuz bir tavrı mevcut.
Parkta çalışan güvenlik görevlisi yoga yapmak üzere orada bulunanlara, “Hakkınızda CİMER’e şikayet var” diyor. Olay bu kadar.
Sonrası zaten Cannes Film Festivali’nde ödül almasa da aday olacak cinsten bir senaryoyu doğuruyor.
Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da sosyal medyadan yazılan senaryoya epey bir ilgi gösteriyor, kahve ısmarlama işini bırakıp olayın dezenformasyon olup, olmadığını sorgulamadan konuya atlıyor ve mübrem çağrılarda bulunuyor…
Kendi belediyesine ait olan parklara davet ediyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de kendi belediyeleri bünyesinde bulunan parkların yogacılara ve özgürlüğe açık olduğunu söylüyor.
Halbûki zumba yapmayı seven Büyükerşen kendi belediyesine ait olan parklarda yeteneklerini mevcut park kurallarından dolayı da sergileyemiyor ama yine de kapılarının yogacılara açık olduğunu söylüyor.
Tabii bu zevahirliğin önüne Nabi Avcı önderliğinde düzenlenen basın toplantısıyla geçiliyor ve birtakım hatırlatmalar yapılıyor:
“Yoga yapmak isteyen insanlar neden Dede Korkut Parkı’nı tercih ediyor? Çünkü Eskişehir’de Dede Korkut Parkı dışında bu niteliklere sahip yoga yapabilecekleri başka bir alan yok. Başka yerlerde yasak. Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Parkı’nda ve Bilim Sanat Merkezi’nde bulunan parkta sadece yoga yapmak değil diğer şeyler de yasak. Burada yasak olmayan bazı şeyler o parklarda yasak. Eğer illa bir yasak uygulaması görmek isteyenler varsa onlara adresi söylüyorum. Kabuklu yemiş yemek yasak, bisikletle girmek yasak, evcil hayvan gezdirmek yasak. Bizim Millet Bahçesi’nde de, Dede Korkut Parkı’nda da evcil hayvan gezdirmek, piknik yapmak, kabuklu yemiş yemek, bisiklete binmek yasak değil. Kent Park’ta ve Bilim Sanat Parkı’nda çim üzerine örtü sermek yasak. Bu özellikle yogayla ilgilenen arkadaşlar için önemli bir yasak. Yoga yapanların kullandığı mat zorunlu olduğu için bu parklarda o yaygıları sermeleri yasak. Bu güne kadar yasaktı. Yarın değişecek diye ümit ediyorum. Bütün bu dedikodu ve dezenformasyonun bir faydası da oldu. Büyükşehir Belediyesi, 6 Haziran’dan itibaren parklarda sportif faaliyetler başlatıyormuş. Herhalde oralarda da yaygı yayılmasına, yani yoga yapanların mat yaymalarına izin verilecek. O yasak, bu parkın değil o parkların yasağıydı”
Her şerde bir hayır vardır derler…
Bu sayede özgürlük nutukları ile yanıp tutuşan ve sosyal medyayı vaveylaya boğanlar sayesinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan parklarda daha önce mevcut olmayan özgürlük, nasipse bu vesileyle mümkün olacak.
Ha bir de…
Belediyeye ait parkların etrafındaki şu çitlere de bir çözüm bulunsa fevkalâde olacak.
Zira “Guantanamo”yu andırıyor yer yer!
***
Protest tavırlarla yoga olmaz!
Ayrıca, gündeme dezenformasyon ile gelen “yoga yasağı” konusuna tepki göstermek amacıyla yüzlerce vatandaş Dede Korkut Parkı’na gitti ve yoga yaptı.
Elbette bu hareketler bir protestoydu.
Sosyal medyaya da bu görüntüler sanki bir zafer kazanılmış ve yoga hakkı söke söke alınmış gibi bir imaj yaratıldı.
Hâlbuki parkın bağlı olduğu vakıf zaten, “Bizlik sorun yok” demiş. Neyin protestliği bu!
Evvela belediyeye ait olan parklar için ise evet…
Özgürlük bir vesileyle söke söke alındı.
Halkımıza hayırlı olsun.