Kim mi? Hepimiz olabiliriz. Öyle çok da uzağında durmuyoruz.
Yarın aileniz, iş arkadaşlarınız, akrabalarınız, uzun zamandır görmediğiniz çocukluk arkadaşlarınız resminizin üzerinde bu başlığı görebilirler.
Böyle bir durum ile karşılaşmadıysanız “olur mu öyle şey, cezası vardır” diye geçirirsiniz içinizden.
Bir sabah böyle uyandınız diyelim.
“Hakaret” gerekçesi ile suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
İfade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre, Türkiye ve bilmem kim davasında diye başlayacağına savunmanın, yazılı kanıt sunamasam da eminim.
“Olur mu öyle şey”in cevabı o kalemi tutanın, ahlakına ve insafına kalmış durumda. Tam olarak öyle.
İfade özgürlüğü öyle dipsiz bir kuyu ki... İfade edenin ahlakından zinhar kuşku duyulmamış. Muhakkak ki ulvi amaçlarla ifade ediyor.
Hal ve gidişat kişilik hakları yönünden tam da böyle. Hiçbir şey de çare olmuyor.
Olmayacak gibi de... Hele de sosyal medyada. Mail adresi olan, sosyal medya hesapları açan biri istediğine istediği kini kusabilir. Suçtan bağışık bir alan orası, söyleyeni de söyleteni de belli olmayan.
Kişilik hakları yönünden -yalanın- pardon ifade özgürlüğünün geniş alanından taviz verilmesi söz konusu değilken, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili bir gerçeğe aykırı bilgiye yönelik bir yasa değişikliği yapıldı.
Şartları şunlar:
-Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacı ile yapılmış olacak
-Gerçeğe aykırı olacak ( yalan olacak, uydurma olacak.)
-Ülkenin iç ve dış güvenliğini ile ilgili olacak ya da
-Kamu düzeni ve genel sağlık ile ilgili olacak
-Son olarak tüm bunlar yeterli olmayıp aynı zamanda kamu barışını da bozmaya elverişli olacak.
İşte bu özelliklere sahip bir yalanın, özel kasıtla alenen yayılmasının artık cezası var.
İlginç olan ya da olmayan diyelim... Bu maddenin “sansür yasası” diye lanse edilmesi.
Gereği gibi uygulanmasının değil, bu maddenin hiç olmamasının arzu edilmesi.
Halk arasında endişe, panik ve korku yaratma ile ilgili özel kast olacak ama suç olmayacak.
Gerçeğe aykırı/yalan bir şey alenen yayılacak, paylaşılacak, basılacak, konu ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlık ile ilgili olacak. Ama suç olamayacak...
Bir de yayılan bu yalan haber/bilgi kamu barışını bozmaya elverişli olacak, ama suç olmayacak...
Suç olursa ne mi olur?
Adına "sansür yasası" derler işte.
Aman karıştırmayın yasa değişikliği yukarıda sayılanlara ilişkin, başlıkta geçenler hala fikir ve ifade özgürlüğüm neticesinde cümlesi ile başlayan savunmalarla ancak “pardon” düzeyinde müeyyidede kalıyor.