Rusya ve Ukrayna arasında yaşanılan gerginlikte en istikrarlı politikaları geliştiren ve işlevsel kılan ülke şüphesiz Türkiye oldu.
Hem Ukrayna’dan hem de Rusya’dan aynı anda “teşekkür alan” tek ülke olmak mutlaka takdir edilmesi gereken bir olgu.
NATO Türkiye’nin yürüttüğü başarılı ve istikrarlı diplomasiye ise her fırsatta fitne sokmaya çalışıyor.
Vurgular çok önemli!..
Ve NATO her seferinde Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye’den nasıl yardım aldığını vurgulayıp duruyor ve teşekkür ediyor.
Bakın, bir de NATO’dan teşekkür eklendi hanemize.
Fakat bu teşekkür iyi niyetli bir teşekkür değil zira bu vurgu ile Rusya-Türkiye ilişkileri üstünde fitne tohumları ekilmeye çalışılıyor.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Türkiye’ye öncelikle Ukrayna’ya verdiği destek için çok teşekkür ediyorum. Ukrayna kendi savunmasını Türkiye sayesinde geliştiriyor” ifadelerini kullandı.
Kontrollü bir kaos ve kriz ortamı için elinden geleni ardına koymayan derin dünya devletinin kontrolünden çıkmaya başladı her şey.
Zira Türkiye’nin çabaları sonrası Putin ile anlaşmaya varıldı ve Ukrayna’daki tahıl öncelikli olarak az gelişmiş ülkelere ücretsiz bir şekilde gidecek.
Az gelişmiş ülkeleri sömüren bir sistemden artık “besleyen, destek çıkan ve geliştiren” bir model inşa ediliyor.
Bu da “planlanan kontrollü kriz” aşamalarını, tüm olaylara kontrollü yaklaşıp olguları hesaba katarak hareket eden Türkiye bozmaya başladı desek yeridir.
Zira muhalefet kanadından birtakım partilerin Rusya-Ukrayna konusundaki önerilerini hesaba katarsak muhalefetin ülke yönetmeye ne kadar hazır olmadığını da anlarız.
İP Genel Başkanı Meral Akşener’in, “Putin haddini aşmıştır, vakit yaptırım vaktidir” yönündeki açıklamaları Akşener’in neden söz sahibi olmaması gerektiğinin de en büyük kanıtıdır.
Profesyonel, yılların birikimi ve koalisyon hükümetleri üstünde ciddi etkiler ve politikalarla süreçleri yönlendirmeyi başaran bir siyasetçinin, “Haddini aşan Putin’in Avrupa’ya diz çöktüreceğini” görememesi ve en çok denge siyaseti izlememiz gereken yerde katı söylemlerde bulunması hiç umut verici değil…
Evet, Putin Avrupa’ya diz çöktürmeye başladı bile.
Hollanda, Avrupa Birliği devletleri içinde Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımları geri çeken ilk devlet oldu.
Hollanda:
-Rusya’ya uygulanan 91 yaptırımı geri çekti.
-Rus bayraklı 34 gemiye uygulanan yaptırımı kaldırdı ve Hollanda limanlarına yaklaşmasına izin verdi.
-Dondurulan 13 Rus malvarlığı geri iade edildi.
-Toplam 150 Rus vatandaşına, şirketine, belediyesine, kurumuna ve eğitim kuruluşlarına uygulanan yaptırım kaldırıldı.
-13 sivil toplum kuruluşu üzerindeki yaptırımlar, diyalog kurmayı kolaylaştırmak adına kaldırıldı.
-Bir Hollanda şirketine, Rus şirketlerinden ve devletinden ödeme alınabilmesi için izin verildi.
Evet, tüm dünya Putin’in haddini aştığını gördü ve yaptırım uyguladı. Şimdi ise bu yaptırımlar adım adım geri çekiliyor.
Türkiye ise herkese eşit yaklaşarak uyguladığı denge siyaseti ile birlikte herkesten “teşekkür” alan bir pozisyonun içinde olmak bir yana dursun, söz söyleyen ve işleten bir devlet pozisyonuna daha çok geçti…
Seçim kazanmak isteyen, ülke yönetmek isteyen birtakım muhalif partinin alacağı çok ders var.