Milleti dinlemeyen ittifaka bir önerim var

Meral Akşener 3 yıl sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilk ziyaretini gerçekleştirdi.

İBB Başkanı İmamoğlu’nun Akşener’i karşılaması da bir hayli ilginçti.

Resmi bir devlet töreni gibi kırmızı halı serilmiş, yanında da sıraya girmiş “birileri”… 

Birileri diyorum çünkü asker desek değil, polis desek değil, herhalde zabıta ekipleri olsa gerek.

Neyse, Akşener geliyor, “Merhaba” diyor, yanda sıraya girmiş üniformalı kişiler de “ Sağ ol” diyor.

İmamoğlu da bir devletin lideriymiş de başka bir devletin liderini karşılıyormuş gibi pozlar veriyor…

Bu şatafatın kaynağı nereden geliyor merak ediyorum doğrusu.

Akşener’in İmamoğlu ile bu denli şatafatlara imza atması 6’lı masanın misyonerliğine de epey zarar veriyor.

Hiç boşuna, “Adayımızı yıpratılmasın diye açıklamıyoruz” gibi boş laflara girişilmesin.

Çok belli, aday maday yok…

Masanın etrafındaki herkes kendi misyonerlik faaliyetine oynuyor.

Bir bakıyorsunuz Kemal Kılıçdaroğlu arzulu, istekli…

Bir bakıyorsunuz Cumhurbaşkanı gibi karşılanan Akşener, Başbakan gibi pozlar kesen İmamoğlu.

Çok basit bir önerim var.

Cumhur İttifakı çok açık ve net, aday Recep Tayyip Erdoğan.

6’lı masa ise aristokrat gibi hareket etmeyi bırakıp il ve ilçe parti teşkilatlanmaları ile birlikte vatandaşı kendi sandıklarına getirsin.

Vatandaş da Millet İttifakı’nın adayının kim olması gerektiği yönünde oyunu kullansın. 

Her fırsatta Türkiye’de demokrasi olmadığını söyleyip okyanus ötesi şikayetlerde bulunma safsatalığını gösteren muhalefetin, “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” yönündeki aygarlığıyla bir yere gelemeyeceği aşikâr.

Tarihe geçecek bir adım atılsın, ülke genelinde muhalefet partilerinin teşkilatları devreye girsin ve vatandaşları muhalefetin adayını belirlemek üzere sandığa çağırsın.

Fena mı olur?