Adalet ve Kalkınma Partisi'nde yıllardır siyaset yapan, Odunpazarı ve Büyükşehir Belediyesi'nde "Grup Başkan vekili" görevini üstlenmiş, işadamı Murat Özcan'dan bahsediyorum...
Bir süredir, yani yaklaşık 3 aydır, birileri tarafından yüksek düzeyde saldırı ve iftira yağmuruna tutuluyor. İlk başlarda bu saldırıya partisinin içinden de birkaç kişi katılmak istedi, ancak gerekli yerlerden ağızlarının paylarını almış olacaklar ki şimdilerde pek konuşamıyorlar.
Beri yandan saldırı ve iftiraların hangi gazeteciler aracılığıyla piyasaya sürüldüğüne dikkatle bakanlar, saldırı kaynağını rahatça tespit edebilir...
Murat Özcan, doğru düzgün siyaset yapan, ağzından çıkanı kulağı duyan, insan ilişkilerine önem veren bir kişi. Hani derler ya "Eskişehir siyaseti, doğru düzgün siyasetçi üretemiyor" diye, bu sözü boşa çıkaran kişilerden biri...
İl Başkan vekilliği yaptığı dönemlerden başlayarak parti içinde de kendisini rakip olarak gören kişiler tarafından eleştirildi ve tabii bu siyasetin doğasında var, hiçbirine takılmadı millet. Ve fakat son zamanlarda eleştiri sınırını aşan, saldırı ve iftiraya uzanan 'çalışmalar' herkesin dikkatini çekti. Şimdilerde en çok "Murat Özcan adam gibi adamdır, yalnız değildir" cümlesini duyuyorum...
Murat Özcan, Büyükşehir Belediyesi'nde de Odunpazarı Belediyesi'nde de partisi adına 'muhalefet' görevi yürütüyor, ancak hem tarzı hem de kişiliği gereği, muhalefet ettiği kişilerin de saygı duyduğu bir kişi...
Açık söyleyeyim, Odunpazarı Belediyesi'ni eleştirirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e yönelttiği eleştiriler kadar sert değil bence. Büyükşehir Belediyesi'nin şehir için daha önemli olmasından mı, Yılmaz Büyükerşen'e daha fazla saygı duymasından mı bilinmez, yapıcı ve sert eleştirilerini daha çok Başkan Büyükerşen'e yöneltiyor...
Ancak çok garip bir şekilde son dönemdeki saldırı ve iftiraların kaynağı için araştırma yaparsanız Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un yanı başına kadar ulaşabilirsiniz!..
Neden Büyükerşen değil de Kurt, rahatsızlık duyuyor Özcan'dan?
Anlatayım...
***
Dün Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nde meclis toplantısı ve ESKİ Genel Kurulu yapıldı...
Yatırım programı, stratejik plan görüşmelerinde konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Murat Özcan, Büyükşehir Belediyesi'nin birçok açıdan projelerde geride kaldığını ifade ederek "Yatırım ve performans programlarında bir belediye başkanını tek türlü eleştirirsiniz. Dersiniz ki vaatleriniz şunlardı, bunları yaptın mı, yapmadın mı... Herkes çok iyi biliyor ki, sayın Büyükerşen'in son iki seçimdir hiçbir seçim vaadi olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla bu kanaldan eleştirme şansımız yok. Ama sonuçta bir belediye başkanının 2020 - 2024, yani seçildiği dönemle ilgili bir belediye başkanının strateji taslağı da taahütleri anlamına gelmemektedir" dedi.
Murat Özcan, "Yatırım bütçesinde en büyük payı Yol, Bakım ve Onarım Dairesi almış, Fen İşleri ikinci sırada... Burada dikkat çekilmesi gereken hususlardan biri de 450 bin liralık bütçeyi sadece iki adet projede kullanacağı. Halbuki detaylarına bakıldığında muhtelif yol çalışmaları diye geçiyor. Bunu görünce, yıllardır eleştirdiğimiz köy ve ilçe yolları bağlantılarındaki eksiklikler ve başta Yaşar Kemal Caddesi olmak üzere çevreyolu ile bağlantılı yollar da aklımıza geldi.
Zamanın ruhu... Neye yatırım yapacağız? Bakın dünyada ciddi bir enerji sıkıntısı var. Görüyorsunuz millet Avrupa'da odun kesme derdine düşmüş. Savaşlar da artıyor. Kendi kendimize yetecek enerji kaynaklarına ulaşmamız gerekiyor. Hükümetimiz Karadeniz ve Akdeniz'de doğalgaz aramalarına devam ederken, yeni kaynaklar bulmuşken, en azından elektrik konusunda yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmalı. Belediyemiz kendi ihtiyacını yenilenebilir enerjiden karşılasın da... Tramvaylar ve ESKİ'de çok ciddi elektrik ihtiyacı varken, bizim yenilenebilir enerji kaynaklarına çok ciddi eğilmemiz gerekiyor. Bazı Büyükşehir Belediyelerinden hibe otobüsler almıştık. Biz de onay vermiştik. Bu otobüsler İzmir'in elektrikli otobüslere yatırım yapmasından dolayı elinde kalan dizel otobüslerin CHP'li belediyelere hibe olarak dağıtılmasıydı. Daha önce birçok belediye elektrikli otobüslere yatırım yapmışken, Büyükşehir Belediyemiz neden daha bu sene elektrikli otobüs alımını bütçesine yeni koyuyor? Daha önce destek verdiğimiz otobüs alımlarında otobüs tercihini neden elektrikliden kullanmadınız da, dizel araçları tercih ettiniz...
Daha önce ilk 10 yılında bu şehirde bu kentte Kent Park gibi, Sazova Parkı gibi gerçekten şehrimize yakışan güzel park çalışmalarıyla karşılaştık, bunu da takdir ettik. Ama neden son 10 yıldır Eskişehir'de merkezde ve merkeze yakın yerlerde bu gibi park çalışmaları ile karşılaşmadık? Acaba nasıl olsa Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi ve Dedekorkut Parkı gibi parlar yüzünden devlet bizim işimizi yapıyor, mu diyorsunuz...
Şehrimizde kötü örnekler yaşadık. Sokak hayvanı olmaz, ya evcil hayvan vardır ya da doğadaki hayvan vardır. Hayvanat bahçesi yapabilen Büyükşehir Belediyesi bu sorumluluğunu üzerinden atamaz. Hayvanat bahçesi yapabilen bir belediye hayvan barınağı da yapabilir...
Kentsel dönüşümle ilgili 20 milyonluk bir bütçe var. Maalesef Eskişehir'de bir tane kentsel dönüşüm yapsanız o günü milli bayram ilan edeceğiz. Tartışmalar arasında bunları geçmeyelim. 20 milyon lira, Gündoğdu'nun proje maliyeti mi, yapım maliyeti mi. Allah rızası için şu Porsuk 1 - 2 projeleri ile de ne yapacaksanız bir an önce yapın" diye konuştu.
***
Murat Özcan'ın konuşmasını özetleyerek aldım. Siz, isterseniz bu konuyla ilgili haberlere buradan ulaşabilirsiniz...
Konumuza dönersek...
Bu kadar etkili, faydalı ve bir o kadar da sert eleştirilen yapan Murat Özcan'a neden Yılmaz Büyükerşen değil de Kazım Kurt 'çalışma' düzenletiyor ve kendisini yıpratmak için elinden geleni yapıyor?
Şimdi Kazım Kurt, "Bu konuların benimle ne alakası var?" diyecektir, anlatayım...
Biz gazetecilere hemen her gün istihbarat gelir. Hele belli bir kişi ya da kurumu eleştiriyorsanız, o kişi ve kurum ile ilgili bir dolu bilgi, belge, istihbarat yağar. Ve fakat biz gazetecilerin görevi gelen bu istihbaratları, "Biz yazıp soralım, muhatabımıza bunlara cevap verme hakkı tanımış oluruz" demek değildir. Araştırıp sormamız gerekir...
Hele hele hırsızlık, suç ya da stokçuluk gibi konularda çok, daha çok hassas olmamız gerekiyor...
Ama bu iddiaları dile getiren gazeteciler, belli bir 'nokta'dan yönlendiriliyorsa yazmak zorunda kalır ve sonra yazdıklarına bir dolu kılıf uydurma ihtiyacı hisseder!
Bilmiyordum, Murat Özcan'ın kardeşlerinden birinin küçük bir çibörek lokantası varmış. Bu iftiralar nedeniyle öğrendim. İddiaya göre Murat Özcan bu lokanta için 150 ton yağ stoklamışmış. "Biz bunu yazalım, sen sonra çık, 'hayır stoklamadım' de" diyorlar, halt ediyorlar...
Stokçuluk hem büyük suç hem de büyük günah!..
O yüzden bir an bile Murat Özcan'ın bu işe girmiş olmasına, girilmesine müsaade etmiş olmasına ihtimal vermedim...
Bu istihbarat bana gelseydi, "Yav arkadaşlar bir çibörek lokantası, bahsedilen yer kadar küçük olanı, günde kaç kilo yağ tüketir? 10 kilo diyelim. Bu da yılda 3-4 ton yağa tekabül ediyor. Neden bir insan 35 yıl boyunca tüketemeyeceği yağı satın alsın ki? Böyle bir şey yapılsa kârdan çok zarar doğurur. Bu yağları satmak için stoklamışlarsa, ki büyük suç burada olur, o zaman belge, ispat gerekir ki bu söylediklerinizi araştırmaya başlayayım. Onun dışında bu söylemlerin kendisi suça dönüşür" derim...
Bu konuyu dile getiren, yazmaktan imtina etmeyen gazetecilerin birçoğu ya Kazım Kurt ile günde 5 kere konuşan ya da yanı başındaki kişilerin talimatına göre hareket eden kişiler!
Durum böyleyse Murat Özcan neden hedef oldu?
Son seçimde biliyorsunuz Kazım Kurt, Volkan Doğan'a karşı seçimi kıl payı kazandı. Hatta 48 saat boyunca kazandığına kendisi de inanamadı. Yılmaz Büyükerşen olmasaydı seçimi kazanamayacağını biliyordu.
Volkan Doğan rekorlar kırarak oy topladı, şimdilerde karşısında Volkan Doğan'ın aldığı oyları alacak ve üstüne onun yaptığı hataları yapmayacak biri var: Murat Özcan...
Murat Özcan, evet, hem Volkan Doğan'ın aldığı oyları alır hem de kendi partisinden Volkan Doğan'a oy vermeyen kişilerin de oyunu toplar. Milliyetçi, muhafazakar yapısıyla farklı farklı alanlarla da iç içe olabilir, hatta bugün Kazım Kurt'a destek vermiş MHP'lilerin de desteğini çevresinde toplayabilir...
Başkan Kazım Kurt, eğer siyasetin ışıksız koridorlarında Büyükşehir Başkan adaylığını Ahmet Ataç'ın elinden alamazsa Odunpazarı'na yeniden aday olacak ve karşısına "Volkan Doğan'ın ağbisi gibi" bir ismin çıkmasını istemez tabii...
Ancak Kazım Kurt'un unuttuğu bir şey var...
Bir insan yapmadığı, beceremediği işlerle yıpranır, kendisine atılan iftiralar o kişiyi yıpratmaz...
Bu işlere soyunan çevresindekilere söylesin, aynı yöntemle devam ederlerse karşılarına "taş gibi" bir aday hazırlıyorlar, akıllarında olsun!..