Eskişehir milletvekilleri Prof.Dr. Nabi Avcı ve Prof.Dr. Emine Nur Günay, AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan ile birlikte pazartesi akşam saatlerinde bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı, biz gazetecilere duyurulunca bazı meslektaşlarım biraz meraktan belki biraz da "beklentiyi yükseltmek" adına başladılar, "Demek ki havaalanı problemi çözülmüş, kesin müjde geliyor" diye paylaşımlar yapmaya...
Bu taktik son zamanlarda bir hayli kullanılıyor. Örneğin, önce "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz'de bulunan 1,5 trilyon metreküp doğalgazı açıklayacak" diyorsunuz, sonra Erdoğan çıkıp "400 milyar metreküp doğalgaz bulduk" diye açıklama yapınca, "Püffff, bu muymuş bulunan miktar çok az" diyorsunuz. Sonra Türkiye Cumhuriyeti devleti başlıyor bulunan miktarın ne kadar ciddi bir miktar olduğunu anlatmaya. En sonunda da "Bulunan doğalgaz miktarının ne kadar büyük olduğunu bilmeyen" bir kişi bulup, "Bakın, ne AK Parti ne de Hükümet halka hiçbir şey anlatamıyor" diyorsunuz. Bu tuzağa da en çok, "Ben milletvekili olsam, il, ilçe başkanı olsam şöyle yapardım, böyle yapardım" diye konuşan, il, ilçe yöneticileri ile mahalle temsilcileri başlıyor eleştirmeye...
O hesap yani...
Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve Zihni Çalışkan bir basın toplantısı düzenliyor, en çok AK Partililer tepki gösteriyor: "Bu muymuş basın toplantısı. Bu açıklamaları ben de yapardım. Müjde yoksa neden basına konuşuluyor ki!.."
Aynı AK Partililer bir gün önce, "Kardeşim millet kaynıyor, milletvekilleri, il başkanı istifaya davet ediliyor, çıkıp tek kelam etmiyorlar iyi mi? Her şeyi mi biz anlatacağız" diyordu oysa...
Hal böyle olunca da biz gazetecilere (magazin ile değil konularla ilgilenenler) de basın toplantısından ne anladığımızı, bizce basın toplantısının neden yapıldığını, anlatmak kalıyor maalesef...
***
Nabi Avcı'nın havaalanı konusunda söylediği 3 mevzu var ki, bana bu basın toplantısının neden yapıldığını anlattı...
* Hasan Polatkan Havaalanı'na inen uçakların Zafer Havaalanı'na yönlendirilmesinden oluşacak sıkıntı sadece Avrupa'da yaşayan Emirdağlı hemşerilerimizi üzecek. Bizler onlar rahat rahat Eskişehir'e gelsin diye uğraşıyoruz. Çünkü onlar Eskişehir Havaalanı'na değil, Eskişehir'e geliyor...
* Yarın Ulaştırma Bakanı ile bir toplantı yapacağız, Zafer Havaalanı'ndaki zararı azaltmak için bulunan tercihin ne kadar yanlış olduğunu anlatacağız. Zira konunun siyasi bedeli olacaktır, bu sebeple gerekirse Cumhurbaşkanımız ile bu konuyu konuşmak zorunda kalırız...
* Biz, yürüttüğümüz görüşmeleri kamuoyunun önünde yapmıyoruz. Çünkü geçmişte olduğu gibi bazı illerin Eskişehir'de 'düşman' olarak algılanmasını istemiyoruz. Aynı hassasiyeti diğer illerdeki arkadaşlarımızdan da bekliyoruz. Biz, anlatmıyoruz diye, "Hiçbir şey yapılmadığını, hiç görüşülmediğini söyleyenler" bu konuda Eskişehir'in elini zayıflatıyor, bunun da bilinmesini istiyorum...
Yukarıdaki cümleler özettir efendim, bire bir almadım buraya, aklımda kalanları özetledim. Tabii ki bu konular uzun uzun anlatıldı, ancak ben burada sizinle bu üç konuyu konuşmak derdindeyim. Zira, amacımız maalesef 'basın toplantısının' neden yapıldığı!..
Nabi Avcı'nın buraya aldığım sözlerinden anlayabiliyorsunuz ki, dünkü basın toplantısı, "Aman efendim biz şöyle çalışıyoruz, böyle çalışıyoruz, size şöyle müjdeler veriyoruz" diye yapılmadı, zaten böyle bir basın toplantısı hiçbir zaman yapılmadı...
Benim anladığım, 'Eskişehir' milletvekili Nabi Avcı'nın dünkü toplantıyı daha çok Eskişehir için değil de Ankara'ya mesaj vermek için düzenlediğiydi...
***
Bir kere şunu söyleyelim, benim konudan anladığım ve daha önce de yazımda anlatmaya çalıştığım üzere, Eskişehir'deki havaalanına inen uçakların, Zafer Havaalanı'na inmesi nedeniyle Eskişehir'in göreceği 'ekonomik' zarar, minumum düzeyde...
Çünkü, Nabi Hoca'nın söylediği gibi, Emirdağlı hemşerilerimiz zaten Hasan Polatkan Havaalanı'na gelip bütün vakit ve naktini Emirdağ'da harcamıyor. Evleri var, akrabaları var, Emirdağlı hemşerilerimiz Eskişehir'e geliyor ve doğal olarak bundan sonra da gelmeye devam edecek. Biz, Eskişehirliler olarak aslında Emirdağlı hemşerilerimizin, 'şehrimize, şehirlerine' ulaşmak için daha az para harcamalarını ve daha rahat ulaşmalarını istiyor ve bunun için tepki gösteriyoruz.
Nabi Avcı bu basın toplantısında aslında, Ankara'daki bürokratlar ile Afyonkarahisar ve Kütahya'daki konunun muhataplarına, "Siz ne yaparsanız yapın, Eskişehir bu konuda ekonomik olarak fazlaca etkilenmeyecek. Ancak Zafer Havaalanı da bu durumdan ihya olmayacak! Boşuna, 'Acentalar böyle istiyor' demeyin, Eskişehir'de konu ile ilgilenen herkes, berbat projenizi kurtarmaya çalıştığınızı biliyor. Atladığınız çok önemli bir nokta var, Emirdağlılar bizim hemşerimizdir, Eskişehir'de bir Emirdağ vardır" demiş oluyor...
İkinci konu çok daha net...
Ulaştırma Bakanı yapılan toplantıda anlatılanları anlamaz ya da anlasa da 'Afyonkarahisar-Kütahya' lobisinin etkisinde kalmaya devam ederse konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a anlatacağını, Bakan'ın yüzüne söylemiyor Nabi Avcı, 'önceden haber veriyor' diyelim...
Son konu çok anlamlı...
Zafer Havaalanı'nı yaptıran ve 'Burası çok işleyecek' diye garanti verip yanılan, Afyonkarahisar/Kütahya'daki bazı siyasetçiler ile işadamları; yetmez, onların 'Aman Eskişehir'deki AK Partililer zarar görsün de partide bana yer açılsın' diye düşünen/hareket eden Eskişehir'deki uzantıları aslında ateş ile oynuyor. Nabi hoca yine üstü kapalı olarak, "Böyle mesnetsiz ve saçma şekilde davranırsanız, Türkiye'nin birbirine düşman olan şehir sayısını artırmaktan başka bir iş yapmamış olursunuz" diyor...
***
Şimdi efendim benim, naçizane bu çıkarımlarım sonrasında da bir grup AK Partili'nin Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve Zihni Çalışkan'ı eleştirmeye devam edeceğini biliyorum...
Çünkü her dönemde olduğu gibi bu dönemde de partinin içinde olan bir grup AK Partili, partinin yaptığı işleri değil de seçilenlerin ne kadar yanlış tercih olduğunu anlatmak için siyaset yapıyor...
Nabi Avcı gibi 'diplomasi' kültürünü çok iyi bilen bir ismin, bu gündem ile basın toplantısı düzenlemesini "Millet İttifakı" bileşenleri eleştirmiyor, AK Partililer eleştiriyor çünkü...
"Nabi Avcı gibi bir ismin konuyu Metin Güler'den öğrenmesi herkesi şoke etti" cümlesini, CHP ya da İYİ Parti mensupları değil de "AK Partililerin" kurması bu zira...
Ne yani...
Birilerinin, Nabi Avcı'yı arayıp, "Hocam, biz sizin havaalanındaki uçuşları kaldırıp Zafer Havaalanı'na aktaracağız, haberiniz olsun" demesini mi bekliyorlar...
Nabi Avcı'nın doğal olarak haberinin olmadığı bu konuda sadece Nabi Avcı'nın eleştirilmesi, Harun Karacan, Burhan Sakallı ya da diğer AK Parti temsilcilerinin eleştirilmemesinin sebebi ne ola ki?
Nabi Avcı'ya böyle bir güç vehmediyorlarsa...
Şunu mu diyorlar: Nabi Avcı o kadar güçlü ki, Eskişehir'e zarar verenler bunu ondan habersiz yapamaz!
Yani Nabi Avcı aslında "Eskişehir'in seçtiği bir milletvekili" değil de "AK Parti'nin Eskişehir'i yediği kazıklara ikna için gönderilen üst düzey bir elçi" sanki!
Tövbe tövbe...
Bakın, meslektaşım, sevgili Ali Baş köşesinde yazmış, televizyonda söylemiş. "Bu havaalanı sorununu çözemezlerse AK Partililer bedel ödemeli, istifa etmeli" demiş. Veeeee...
Nabi Avcı, Emine Nur Günay, Burhan Sakallı ve Zihni Çalışkan'ın fotoğraflarını koymuş yazısına ve istifalarını istemiş...
Harun Karacan?
Ali Baş, Harun Karacan'ın AK Parti Eskişehir milletvekili olduğunu mu unutmuş, yoksa "Harun Karacan'dan hiçbir şey istemeyelim, zaten Eskişehir'e hiçbir şey yapmadı ki! Hiçbir şey yapmayan insandan istifası da istenmez!" diye saçma bir düşünceye mi sahip?
Diyeceğim şu...
Eskişehir, bir olmuş Nabi Avcı'dan nefret mi ediyor, yoksa Nabi Avcı'yı 'süpermen' mi sanıyor?