Oğuzhan Özen başarılı olacaktır…

Biz gazeteciler için yeni görev almış kişiler için böyle iddialı konuşmak yanlıştır, hatta bir de bunu yazıp geleceğe not düşmek çok daha yanlıştır.
“Eskişehirspor bu maçı 3-1 kazanır” diye başlık atıp altına yorum yazmanın bile riski emin olun daha azdır, çünkü ESKİ gibi devasa bir kurumun başına geçen ve ‘teknik kişi’ olmayan birisinin ‘genel müdürlüğü’ başarı içinde yürütmesi konusundaki değişken sayısı, bir futbol maçının 3-1 bitme ihtimalindeki değişken sayısından bile fazladır…
Buna rağmen yazımın başlığında bu kadar iddialı bir tahminde bulunmayı tercih ettim, nedenini şimdi hep birlikte tartışacağız…

***

Oğuzhan Özen bundan yaklaşık 35 yıl önce Adana’dan, Eskişehir’e okumak için geldi. Anadolu Üniversitesi’nde gazeteci olmak için okuyacaktı…
Bizim tanışıklığımız 30 yıl öncesine dayanır. 
Oğuzhan Özen’in, Yılmaz Büyükerşen ile tanışıklığı da aşağı yukarı aynı süreyi kapsar…
Yani, Oğuzhan Özen 35 yıldır Eskişehir’de yaşar, 30 yıldan fazla süredir, doğma büyüme Eskişehirli Yılmaz Büyükerşen’in hemen yanındadır ve bu yüzden kendisini daha çok “Eskişehirli” olarak görmeye başlamıştır…
Öğrencilik yıllarımızda (kendisi benden üst sınıflardaydı) başlayan arkadaşlığımız sırasında görüşlerimiz çatışmıştır. Bu durum 30 yıldır azalmadan sürmüştür.
Geçenlerde, bir yazımda kendisinden bahsetmiş ve birlikte hareket ettiği Yılmaz Büyükerşen’e ne kadar içten bağlı olduğunu, onu hocasından öte, bir “yol gösterici” olarak gördüğünü dile getirmiştim. Bazı dostlarım, “Adamı övüyor musun, laf mı sokuyorsun belli değil” demişti. Yılmaz Büyükerşen’i ağırlıklı olarak eleştiren bir gazeteci olarak kafaları karışmıştı. Büyükerşen’e bu kadar yakın bir ismi övüyor olmama ihtimal vermiyorlardı.
Rahmetli Coşkun Halıcı hayatta olsaydı, eminim, “Ben sana bir gün Oğuzhan’ı öven yazı yazacaksın, demiştim. Bırak artık tartışmayı şu adamla” derdi tabii…
Neyse… Ben o yazımda da Oğuzhan Özen’i net olarak övüyordum…
Oğuzhan Özen, tamam, 30 yıl Yılmaz Büyükerşen’in yanında kaldı ve bu süre zarfında hem kendisini geliştirdi hem de konumunda yükseldi; beri yandan, Oğuzhan Özen eğer mezun olduğu işini tercih etse ve gazetecilik yapsaydı, emin olun orada da yükselir ve bugün Türkiye çapında tanınmış bir gazeteci olurdu. Anlatmak istediğim, Yılmaz Büyükerşen, kendisine birçok şey kattı, ancak Oğuzhan Özen de Büyükerşen’in yanında kalmayı tercih ederek, belki de parıltılı bir kariyerden vazgeçmiş oldu…
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in asistanlığı ile başlayan meslek hayatı, Büyükerşen, Belediye Başkanı olunca, danışmanlık, daire başkanlıkları, genel sekreter yardımcılığı ve nihayetinde, şehrimizin bürokraside ulaşılacak son noktası olan ESKİ Genel Müdürlüğü ile devam ediyor. Oğuzhan Özen bu görevlerin hepsini çalışarak, hak ederek elde etti…
İşte bu yüzden de ESKİ Genel Müdürlüğü görevini de layıkıyla yerine getireceğini düşünüyorum…

***

Özen’in, ESKİ Genel Müdürü olmasıyla birlikte şehirde bir tartışma başladı: “Olur mu, mühendis olmayan birisi ESKİ Genel Müdürü görevini yapabilir mi? ESKİ’nin ihtiyacı olan şey ‘iletişim’ mi, sorunları bir iletişimci çözebilir mi?”
ESKİ çok büyük bir kurum…
Devasa bütçesi, icracı yapısı, hayata geçirdiği ve her gün yürütmek zorunda olduğu işler ile yetişmiş personel yapısı, ardından sürekli hayata geçirmek zorunda olduğu projelerle, çoook büyük bir kurum…
ESKİ gibi bir kurumu yönetmek için mühendis olmak da yetmez iletişimci olmak da…
ESKİ gibi bir kurumu yönetmek için sadece bir özellik yetmez, bu özellik hangisi olursa olsun…
ESKİ gibi bir kurumu yönetmek için devletin yapısını bilmek, teknik personelle kaliteli istişarelere hazır olmak, yenilikleri takip etmek, teknoloji ile haşır neşir olup yeni dönem iletişime hakim olmak gerek…
Yetmez, siyasetçi olmak değil, ama emin olun siyasetten, hatta micro, yani yerel siyasetten de anlamak, halkla iç içe olmak gerek…
Eeee…
30 yıldır tanıyorum, bu özelliklerin hemen hepsine sahiptir Oğuzhan Özen…
Geriye bir tek seçenek kalıyor…
Oğuzhan Özen’in tam, yüzde 100 konsantrasyon ile işine yoğunlaşması.
Ve çok iyi biliyorum ki, Oğuzhan Özen de ESKİ gibi devasa bir kurumu yönetmek için neler yapması, nasıl bir konsantrasyon içinde çalışması gerektiğini biliyor ve 50’li yaşlarının getirdiği olgunlukla bunları hayata geçirmek için sabırsızlanıyordur…

***

ESKİ…
Yıllardır, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Yılmaz Büyükerşen’in yumuşak karnı oldu adeta…
Garip Yıldırım’ın genel müdürlüğü bırakmasından sonra skandal üstüne skandal patladı, sorunların ardı arkası kesilmedi…
Bir yaz, ‘su bitti’ denilerek aylarca Kalabak’tan mahrum bıraktılar bizi. Yanlış planlama yüzünden bir dolu kişi Kalabak olmadığı için başka markalara yöneldi…
Sonra bir ilkbaharda kısa süreli de olsa yine Kalabak sorunu yaşandı…
Ve nihayetinde bir yandan pandemiyle uğraşırken diğer yandan da damacana sıkıntısı nedeniyle Kalabak Su’suz kaldık hatırlarsınız. Şimdilerde eminim Kalabak satışları yerlerde sürünüyordur, çünkü çevremde neredeyse kimse Kalabak kullanmıyor artık. (Birkaç bakkal ile konuştum, eskiden 50 damacana su satan bakkaların en çok satış yapanı 10 damacana ile kapatıyormuş günü. Yani, sanıyorum günlük 60 bin olan Kalabak Su satışı, bugünler de en iyi ihtimalle 20 binlerde.)
Bu durum ESKİ ve dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi için büyük sorun…
Bu satışların bir an önce eski seviyesine yükselmesi gerek…
ESKİ’nin kullanma suyu ile ilgili de bir dolu sorunu var…
Akıllı Sayaç sistemine neredeyse Türkiye’de ilk geçen şehir olan Eskişehir, bu sistemin, çok çabuk gelişen teknoloji sayesinde çağdışı kalışını da yaşıyor bugünlerde. Akıllı kartlara su yükletme sistemini yaptığımız cihazların sayısının artması, hatta artık kredi kartıyla, cihaz aramadan su yüklemesi yapan sisteme geçilmesi gerekiyor.
DSİ, Çifteler’den su getirmek için çalışmalara başladı…
Daha önce ESKİ’nin kendi imkânlarıyla yapılan göletlerdeki suyun sisteme dâhil edilmesi, mevcut su kaynaklarının artık yetmediği göz önüne alınırsa daha da bir elzem oldu…
Hem kuraklık hem şehir merkezindeki artan su ihtiyacı, ESKİ’nin, DSİ ile daha bir yoğun işbirliği içine girmesini gerektiriyor…
İşte tüm bu sorun ve yapılması gerekenlerin farkında olarak göreve başlıyor Oğuzhan Özen…

***

Oğuzhan Özen, biz, 20’li yaşlardayken, bizlerle “devlet kültürü ve bakışını” tartışırdı…
Hatta birçok kez o yüzden karşılıklı sinirlenmiştik birbirimize. Ben, bu kadar genç bir kişinin, bu kadar “devletçi” olmasını anlamıyor, tepki gösteriyordum…
“Özen, bu yüzden ESKİ Genel Müdürlüğü görevinin ne demek olduğunu bilecektir” diyorum…
Oğuzhan Özen, Yılmaz Büyükerşen ile çalışmalarını yürütürken bir yandan da çok sevdiği devletine hizmet ettiğini düşündü her zaman. Şimdi bu hizmeti, daha da icracı bir makamda büyük bir heyecan ile yönetecektir kesinlikle…
Ayrıca, görev yürüttüğü belediyenin, bir siyasi kurum olmasından kaynaklı, devlet memurluğunun kendisine tanıdığı sınırlar içinde siyasetçilerle de meşgul oldu doğal olarak…
Belki de sırf bu sebeple, Yılmaz Büyükerşen’den sürekli bir şeyler talep eden bazı CHP’lilerin de hedef tahtasına dönüştü…
O, siyasetin ilkeler ışığında yapılması gerektiğini savunuyor ve karşılığında bir şeyler talep etmenin abes olduğunu söylüyordu, bazı CHP’liler de “Çocuğumun işe girmesinin, benim siyasetten para kazanmamın önündeki engel Oğuzhan Özen’dir” diyordu…
Hem Başkan Büyükerşen’in siyasi kariyerine zarar vermemek hem de devlet memurluğu çizgisinde kalmak zor olduğu için, Oğuzhan Özen’in ‘daha sert’ düşmanları, AK Parti’de değil CHP’de oluştu yıllar içinde…
Ve eminim bundan sonra bu türden ‘düşmanlıkları’ da sonuna kadar biriktirecektir…
Bütün bu öngörülerimde haklı mı, haksız mı olduğumu, tabii ki hepimize “zaman” gösterecektir…
Ben, şimdilik, Oğuzhan Özen, Yılmaz Büyükerşen, ESKİ ve Eskişehir için bu atama “hayırlı olsun” ve yaşamaktan keyif aldığım şehrim için, “İnşallah haklı çıkarım” diyorum…