Ülkemizde en ufak olayda dahil ortalığı yakıp yıkan, ‘’adalet’’ arayışı içerisine girmekten çekinmeyenler, büyütülmemesi gereken olayları dahil akıl ötesi bir sistemle algılaştıranlar bugün hukuk arayışı içerisine girilmesinde sessiz kalıyorlar.
KİM BU SAVCI EYYÜP AKBULUT?
Viranşehir’de görev yapan Cumhuriyet Savcısıdır kendisi. Bağımsız bilim dünyasının yayınladığı makaleler ve tezler doğrultusunda kendisine referans almayı ihmal etmemiş, fakat haddi olmayan bir konuya da ‘’uzmanıymış gibi yaklaşmayarak’’ sürecin hukuksuz olduğunu ifade etmiştir.
Nasıl ki bir doktor çıkıp medyada uzmanı olduğu konu ile ilgili konuşmaktan çekinmiyorsa, Savcı Eyyüp Akbulut da bir hukukçu olarak kendi alanıyla ilgili kısmı konuştu. Youtube’da bir video yayınladı ve hiçbir siyasi provokasyona başvurmadan, anayasaya aykırı hareket etmeden, sürecin hukuksuzluklarından bahsetti.
Ve bu sürece ‘’soruşturma’’ başlattığını dile getirdi.
Özellikle maske ve sokağa çıkma gibi kısıtlamaların anayasaya göre ‘’genelgeler’’ ile alınamayacağını, aşılar ile ilgili de kan dondurucu bilimsel örneklerin varlığına karşı göz yummanın bir savcıya yakışmayacağını, aksine bu tarz durumlarda bir savcının en asli görevinin soruşturma başlatmak olduğunu ifade etti.
"Sürecin ilk başında belirsizlik, karışıklık vardı. İl İdaresi Kanunu zikrediliyordu. Bunun 11/C ve 66. Maddeleri uyarınca bu işlemlerin yapıldığı söyleniyordu. Fakat bir kanunda vali gereken tedbirleri alır denmesi; bu kısıtlamalar için hiçbir şey ifade etmez… Emrin yahut yasaklamanın kanunda açıkça düzenlenmesi gerekmektedir…"
Ki bunu bilmek için bir hukukçu olmak zorunda da değilsiniz.
Şu ana kadar pandemi sebebiyle uygulanan tüm kısıtlamalar ‘’genelgeler’’ ile uygulanmıştır.
Ortada hukuksuz, anayasaya aykırı bir şekilde işeyen süreç mevcuttur.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış…
Bunu da Savcı Eyyüp Akbulut zaten yayınladığı videoda dile getiriyordu.
"Muhtemelen ben bunları söylediğim için hakkımda soruşturma başlatılacak belki mesleğimden olacağım. Fakat ben meslek ahlakımın dışında hareket etmiyorum. Anayasanın bana emrettiği şekilde görevimi yapıyorum."
SAVCI EYYÜP AKBULUT GÖREVİNDEN ALINDI MI?
Savcının videoyu yayınlamasının ardından hakkında ‘’inceleme’’ başlatıldığı haberi geldi.
Daha sonra Akit’in yaptığı haberde ‘’FETÖ ağzıyla konuşan savcı’’ ifadeleri kullanıldı. Yoğun tepkinin ardından Akit yaptığı haberi revize edip, o kısmı çıkarttı.
Şimdi ise NTV’nin yapmış olduğu habere göre Savcı Eyyüp Akbulut görevinden uzaklaştırıldı. Fakat şu an için resmi bir işlem görünmemekte. Fakat Savcı Eyyüp Akbulut’a açılan soruşturma başka bir savcıya devredildi.
SEKÜLER SESSİZLİK
Yaşadığımız sürece dair bağımsız bilim dünyasının açıklamalarına hiçbir yetkili kurumdan bir açıklık getirilmiyor. Aşılar ile ilgili, maskeler ile ilgili bağımsız bilim dünyasının ortaya koymuş olduğu kan dondurucu makalelerin varlığı, doğal olarak herkesi bir şüphe içerisine sokuyor.
Sadece aşılar, maskeler değil…
Süreç ulusal da değil, evrensel.
Aşı olan kişiler test yaptırmaya gittiğinde PCR test döngü sayısı 28 olarak ayarlanıyor ama aşı olmayanlar test için gittiğinde ise PCR test döngü sayısı 45 olarak ayarlanıyor.
Şimdi bu soruyu sormanın suçu anarşist ilan edilmek midir?
Basitçe test döngü sayısı ne kadar yüksek tutulursa testin ‘’pozitif’’ çıkma ihtimali de o kadar artıyor.
Aşı olan insanları daha düşük döngü sayısında teste tabii tutmak, aşılara teşvik amaçlı mı uygulanıyor?
Her şeyi geçelim.
Hukuktan bahsediyoruz.
Hem de bariz bir şekilde anayasanın ihlal edildiği durumları görüyoruz.
Savcının açık ve net bir şekilde durumu izah etmesi, kaygılarını dile getirmesi, bağımsız bilim dünyasını referans alması ve soruşturma başlatması…
Savcının hukukun üstünlüğünü aradığı bu yolda destek bulması için ‘’Gezi Parkı’na’’ falan mı çıkması gerekiyor?
Gezi Parkı olaylarını her anlamda maddi-manevi fonlayanlar şu an bir savcının arkasında durmaktan aciz kalıyorlar.
Aman durmasınlar zaten.
Polise molotofla, taşla karşılık veren bir arka durmaya kimsenin ihtiyacı yok.
Mafya video çekince sevinenler, savcı video çekince rahatsız oluyorlar.
Bu seküler sessizliğe ortak olanlar yarın çığlık attıklarında, belki de maskeden sesleri duyulmayacak…
YANILAN YANILANA AMA İŞİN SONUNDA YANAN SAVCI
17 gün değil 28 gün tam kapanmanın olması gerektiğini söyleyen Mehmet Ceyhan, geçenlerde bir açıklama yaptı: Tam kapanmanın vakaların düşmesiyle hiçbir alakası yok. Doğru dürüst tedbir almayan yerlerde de vaka düşüşü mevcut.
E ne oldu şimdi?
Benim gibi düşünen insanlar en başından beri yasaklamaların faydadan çok zarar sağladığını söylediğinde ‘’vatan haini’’ ilan edilmişti.
Tam kapan, tam kapan diye yırtınanlar ise şimdi; yasakların hiçbir bilimsel tarafı yoktu şeklinde açıklamalar yapıyorlar.
Görende Bilim Kurulu’nu Türkiye’de yaşamıyor sanacak.
E madem bilimsel tarafı yoktu niye kapattınız?
Madem bilimsel tarafı yoktu esnafı niye kapattınız?
Madem bilimsel tarafı yoktu niye alkolü yasakladınız?
En ufak şeyde mağdur edebiyatı yapanlar, yarın öbür gün maskeler için de ‘’hiçbir bilimsel tarafı yoktu’’ derlerse şaşırmayın.
İşin daha da ileri boyutu, aşılardan sonra da ‘’bilimsel tarafı falan yoktu’’ diyerek işin içinde sıyrılmaya çalışabilirler.
Herkes yanılabilir ama savcı doğruyu söylediğinde dokuz köyden kovulabilir. Olsun, onuncu köy ne güne duruyor?