Terörün yap, işlet, inkâr et stratejisi

İstanbul Taksim’de acı bir olay yaşadık. Olayın hemen ardından sosyal medyada “hükümet seçim çalışmalarına başlamış, hayırlı olsun” yönünde paylaşımların ardı arkası kesilmedi.

Kitle gücüne sahip birtakım toplum mühendisliğine soyunmaya çalışan troll orduları, ara ara, “seçim dönemine yaklaşınca ülkede kaosun çıkacağı, saldırıların, patlamaların yaşanacağı” yönünde kamuoyu oluşturma çalışması başlatmışlardı.

Neden diye sorduğumuzda ise yaşanılacak bu karışıklıkların iktidarı yeniden seçtireceği vurgusunu yapıyorlardı ve bir hâkim görüş oluşturmayı ufak da olsa başardılar.

Terör örgütleri de oluşan bu kamuoyu algısı ile birlikte bir taktik geliştirdi ve inkâr aşamasına geçti.

Taksimdeki patlamayı ne PKK ne de PYD terör örgütleri üstlendi.

Aksinde PYD, “Türk halkına başsağlığı diliyoruz” bile dedi.

Yap, işlet sonra inkâr et stratejisinin tek amacı, bütün bu olayların iktidar eliyle yapıldığı ve bundan sonra yapılacakların da sorumlusunun iktidarın ta kendisi olduğu algısını tasdiklemek.

Biraz da mantık eşliğinde olaylara yaklaşırsak hükümetin, yani AK Parti’nin yaşanılan bu olaylardan bir gram avantaj elde etmesi “mümkün bile değil”.

Zira AK Parti’nin en çok vurguladığı konulardan bir tanesi kendilerinin terörle ne denli mücadele ettikleri…

Ki, bakıldığında da AK Parti hükümeti gerçekten Türkiye’de terörle mücadelede en somut sonuçları alan hükümet.

Terör eylemleri geçmişe kıyasa yüzde 95 azaldı.

Silahların satılmadığı, satılsa da “terörle kullanamazsın” diye kuralların konulduğu bir geçmişten, bugün kimseden icazet almadan hem kendi silahlarını üreten hem de her gördüğü deliği vuran, kıran, parçalayan bir Türkiye’yi kusura bakmayın AK Parti inşa etti.

AK Parti iktidarı bu kadar “olumsuzluğa” rağmen nasıl olur da seçim kazanır diye soranlara da cevap vereyim:

PYD’ye terör örgütü demekten çekinen, partisi içinde Canan Kaftancıoğlu gibi terör sevicileri barındıran bir parti ve beraberinde ittifak kurduğu partilerin kriz çözemeyeceğini adı gibi bilen seçmenin, yine her sorunu Erdoğan’ın çözeceğinden adı gibi emin olmasından…

Kısacası Erdoğan’ın önümüzdeki seçimleri kazanması için hiçbir şeye ihtiyacı yok.

Aksine, Millet İttifakı’nın seçimi kazanması için çok şeye ihtiyacı var…

Yap, işlet, inkâr et modeli umarım bu ihtiyacı karşılamak üzere tasarlanan bir girişim olmasa gerek.