Şizofren değil zombi
Sayın Muharrem İnce girdiği Cumhurbaşkanlığı yarışını hatırı sayılır bir oranda oy almasına rağmen kazanamayıp Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçimi kazanınca ortalığa akıl almaz yorumlar saçılmaya başlandı. İnce'nin mağlubiyet gecesi basının karşısına uzun zaman çıkmamış olmasını, kendisinin kaçırıldığı şeklinde yorumlayanlar oldu. Sayın İnce bu çerçevede saçma sapan yorumlar yapanları daha sonraki açıklamalarında "Şizofrenler" olarak tanımladı...
Şizofreni, tanımlanmış bir hastalıktır ve siyasal bir davranışa bir hastalığın ve bu hastalıktan muzdarip insanların bulaştırılması doğru değildir. Bu tartışma ilk başladığında da bu tanımlamaya karşı olduğumu yazdım ve Muharrem İnce'nin kullandığı "Şizofren" tanımlamasının yerine "Zombi" tanımlamasını önerdim...
Şizofrenide gerçeklikle bağın kopuyor olmasından dolayı bu siyasal durumda kullanışlı olması mümkün oluyor ama Zombi tanımlamasının kendisinin bile gerçekliği yok. Hayali bir tanımlama... Mezarlarından çıkıp abuk subuk hareketlerle sokaklarda yürüyen hortlaklar... Ölmüşler ama öldüklerini kabul etmiyorlar ve ölmedikleri konusunda ısrarcılar... Varoluşlarına dair en temel iddiaları bile yanlışken herhangi bir yaklaşımlarının ciddiye alınabilmesi de zaten mümkün olmuyor..
Sevgili Hakkı Kutlu, web sitemizde "128 milyar dolar bende!.." başlıklı çok güzel bir yazı yazdı. Aslında herkesin bildiği bir gerçeğin nasıl tersyüz edildiğini, bu tersyüz durumuna inanmasa bile inanmaya muhtaç olan bir kitle olduğunu ve bu abuklukların birbirini nasıl beslediğini çok güzel bir şekilde anlattı. Sevgili Hakkı Kutlu'nun yazısını sosyal ortamda paylaşırken ben de yorum olarak, bu tiplerin yirmi yıldır AK Parti karşısında yenile yenile gerçeklikten koptuklarını ve zombileştiklerini yazdım. Sadece bu konuda değil, son yıllarda o kadar çok konuda bir zombik kitleyle karşılaşıyoruz ki hiçbir kanıtla, söylemle ikna olmaları mümkün değil... Hep birlikte bir yola çıkmışlar ve şehrin caddelerinde yalpalaya yalpalaya yürüyorlar. Birbirlerine yaslanıyorlar ama kendilerine benzemeyen insanları durup dinleyecek halleri yok...
Yenilgiler insan psikolojisini bozar ve aşırı tepkisel yapabilir insanları, bu normal... Biriktirdiğiniz tepki sizi motive eder ve kazanmanızı da sağlayabilir... Fakat uzun süreli ve sık yaşanan mağlubiyetler insanları gerçeklikten de koparabilir... İşte bu tehlikeli...
Peki, gerçeklikten koptuğunuz halde kazanabilir misiniz? Evet, kazanabilirsiniz... Ama asıl tehlike o zaman başlar...