Yıllar önce yazmıştım..
1954 veya 1957 yılı genel seçimleri yapılacak..
Demokrat Parti'nin (DP) zirve yaptığı yıllar..
Rahmetli amcam köyümüzde tek başına CHP’yi savunuyor.
Seçim günü yengeme tembih ediyor, altı ok’a vereceksin unutma diye.
Sandıklar açılıyor CHP'ye bir tek oy çıkıyor, o da amcamın oyu..B ir oy daha çıksa rahmetli yenggem yırtacak yazık..
Amcam o kızgınlıkla soluğu evde alıyor.
Yengem kendini savunuyor; "Abim Demirkırat'a ver dedi" diye. (Yengemin abim dediği de köyümüzden o tarihte DP'den il genel meclisi üyesi olarak görev yapan bir akrabamız)..
Amcamı durdurmak ne mümkün. Kolundan tutup kapı dışarı ediyor.
İş kötüye gidecek, babama haber veriyorlar, o da gidip yengemi alıp eve getiriyor.
Çerkez örf ve adetleri gereği önce kayınbiraderinin sözünü dinliyor, amcam da hiç itiraz etmeden ağabeyinin (babamın) sözünü dinliyor.
Seçimlerle ilgili çok anılarımız var, kimi acı, kimi tatlı anılar..
Bu pazar yapılacak mahalli idareler seçiminin tatlı anılarla hatırlanmasını yürekten temenni ediyoruz.
Bir partiye üye olmak demek, o partinin ilkelerini kabul etmek ve partisini iktidar yapmak için üzerine düşeni görev telakki etmek demektir..
Bu arada her üyenin dilediği makamlara aday olma, seçilme hakkına sahiptir.
Bu seçimlerde yaygın olarak şuna şahit oluyoruz Türkiye genelinde..
Adam 3-4 dönem belediye başkanlığı yapmış, ama artık yeter senin yerine bir başka arkadaş görev yapsın denilince, hemen bir başka partiye zıplıyor ve daha ziyade eski partisine seçim kaybettirmek için var gücüyle mücadele etmeye başlıyor.
Veyahut da egolarını bastıramayıp oyların parçalanmasına sebep oluyorlar.
Örnek mi?..
Mart 1994 yılında İstanbul’da SHP, DSP, CHP ayrı aday çıkartarak yüzde 34,5 oyu bölünce yüzde 25.1 oy alan Refah Partisi adayı R.Tayyip Erdoğan aldı seçimi götürdü. Aynı senaryo Ankara ve birçok ilde sahneye konuldu.
Bu illerde belediye başkanlığını geri almak için nerede ise tam 25 yıl geçti.
Demem o ki; bazı arkadaşlarımız zaman zaman haksızlığa uğramış olabilir, kırılmış olabilir ama onun rövanşını almak sandıkta olmamalı, kişilere kızıp parti cezalandırılmamalıdır.
Ayrıca ileride vicdan azabı çekmek zorunda kalmamak için partiyi veto hatasına düşmemek lazım.
Bir partiye üye olarak o partinin iktidar olması için çalışacağına söz veriyorsun demektir..
Aksine bir tavır içine girmek hem etik değil, hem doğru değildir.
Kızdığımız adaylar varsa onlara gereken uyarıyı yapma platformu seçim sandığı olmamalıdır.
Kendinize olan saygınızı kaybetmek istemiyorsanız vicdanınızın sesine kulak vermeniz gerekiyor..
Gün kavga günü değil, demokrasi şöleni yapma günüdür.
Bütün adaylarımıza başarılar diliyoruz, nahoş hiçbir olayın zuhur etmemesini temenni ediyoruz..
Cahide Tetik 10 Ay Önce
Baskanim,kuskunluk kanayan yaramiz