Sizden bir ricam olacak bu hafif güneşli pazar gününde.
Lütfen aşağıdaki yazıyı okumayın.
Emin olun okumamak hiç zor değil. Aksine dikkatinizi hoşa giden şeylerden alıp, dikkat kesilmek, bir iki dakika da olsun konsantrasyon sağlayıp okumak daha zor.
Devam etmeyip okumayanlara teşekkür ediyorum.
Hâlâ okuyor musunuz? Madem öyle sizden de başka bir ricam olacak. En azından okuduklarınızı kimse ile paylaşmayın.
Bu konuyu artık konuşmayın. Konu açıldığında hafifçe gülümseyin. Anlatılmaya devam ederken başınızı “onaylama” anlamında sallamayı da ihmal etmeyin. Bu tavrı unutmayın. Lazım olacak.
Ana haber bültenine de yansımış olan “Eskişehir'in dünyanın en güvenli 8. Kenti olduğu” müjdesini sosyal medyada az önce yine gördüm.
Ulusal bir kanalın ana haber bülteninden bir kesit. Habere göre “Numbeo Firması” bu sonuca varmak için bir hayli araştırma yapmış.
Yine habere göre bu sonuç ülkelerin güvenlik birimlerinden alınan verilerle oluşturuluyor.
Suç oranlarının düşmesi ile Eskişehir son yıllarda 42. sıradan 8. sıraya yükselmiş.
Bu yazıyı dahi buralara kadar okuyup geldiğinize göre, “bu sonucun” bilimsel bir araştırmaya değil yine bilimsel yönteme dayanmayan toplamda 72 kişinin o internet sitesine girip oluşturduğu, güvenli buluyorum, rahatsız değilim gibi cevaplarla oluşturduğu bir anketten kaynaklandığını biliyor olmalısınız.
Ama işte... Ulusal bir haber ajansı ülkelerin güvenlik birimlerinden alınan verilerle bu sonucun oluştuğunu iddia edebiliyor. Bu cümleler ana haber bültenlerinde yankılanıyor. Sokak röportajlarında soruluyor. “Ünlü” köşe yazarlarına konu oluyor.
Sürekli gözünüzün önünde, belediye başkanının büyükçe fotoğrafları ile birlikte dönüyor, dönüyor.
Madem okudunuz bu yazıyı anlaşmamızı da unutmayın. Bundan kimseye söz etmeyin. Çünkü böyle bir şeye kalkışırsanız sonu iyi olmaz!!! Size bunun nesi kötü ki diyecekler. Şehrimizin iyi anılmasının nesi kötü.
İş şehrin nesi kötü, böyle daha çok turist gelecek. İyiliğini istemiyor musunla başlayıp siyasi görüşünüze göre çok farklı yerlere evrilecek. Hani güvenlikten kim sorumlu, İçişleri bakanını sevmiyor musun’a dahi dönebilir.
Benim şahsi fikrimi sorarsanız suç oranlarının azalmasından Adalar'ın başındaki aslan heykeli sorumlu. Öyle olmalı ki haber görüntülerinde en çok ona vurgu yapılmış.
Israrla söylediğim gibi hafifçe gülümsemek dışında sesli tepki vermemek, konuya hiç girmemek en doğrusu.
Size gerçekte olmayanın faydalarını anlatmaya çalışanlarla girilen bir tartışmayı kazanamazsınız.
Fazla fazla öneri getirebilirsiniz. Mesela aslan heykeli gerçekte altındanmış, konuşuyormuş gibi haberler de denenebilir şehrimizin olumlu ün kazanması için. Bu konuda yardımcı olabilir, aslan heykelinin konuştuğuna dair kutucuk tıklayacak 72 kişi de bulabilirsiniz.
Ne yani siz şimdi Eskişehir kötü mü dediniz?
Konuşmayın, gülümseyin demiştim.
Tüm bunların acı yanı ise bizi “gerçek iyi”den alıkoyması.
Gerçek ilerlemeden, üretimden, gerçek sonuçlardan.
Her ne kadar bu gurur hepimizin diye araya sıkıştırılsa da şu duyduğumuz son haber de dahil Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanının büyük boy fotoğrafları ile servis ediliyor.
Bu gurur hepimizin, elbette başta büyüğümüzün...
Tüm bunlar nereden mi çıktı?
Belediye başkanlarının en yakın çalışma arkadaşlarının iletişimciler olduğunu fark etmemiş miydiniz?
Bugün başkan yardımcıları, daire başkanları, genel müdürler iletişim fakültesi mezunları.
O arada yüksek puanlı üniversitelerde işletme yüksek lisansı yapmış mühendislere, yönetim üzerine de uzmanlaşmış teknik insanlara ne oldu bilinmiyor. Yolda kayboldu onlar.
Ne olduğu değil, neyi duyduğunuz, size neyin duyurulduğu, nasıl anladığınız, neye inandığınız önemli.
Fark edemiyorsanız hiç sorun yok demektir.
Gurur duyuyorsanız hiç sorun yok demektir.
Gerçekleri unutun artık. Bir an evvel unutun...
Saime 4 Yıl Önce
Şehirin güvenliğinden belediye başkanımı sorumlu?
Yusuf 4 Yıl Önce
Okudum ama tartışmayacağım, Rüyamda bir bataklıkta çırpınıyorum avazın çıktığı kadar bağırıyorum ama kimse yardım etmiyor? Ancak akıl veriyorlar;" çırpındıkça batarsın sessiz kal nefesini tüketme".
Kemal 4 Yıl Önce
İyi bakalım