Geçtiğimiz günlerde, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Starbucks’ın sahibi ve eski üst düzey yöneticisi olan Howard Schultz’dan ABD ile ilişkilerinin geliştirilmesi için bir destek istemişti.
Tabii Cinping’in bunu isteme cesareti göstermesinin ardında, Trump’ın Başkanlık seçimini kaybedip, koltuğunu Biden’a kaptırmasının da etkileri büyüktü.
Çünkü Çin, Amerika ile Trump zamanında ekonomik açıdan adeta birbirlerine savaş açmış, karşılıklı olarak yaptırımlar üstüne yaptırım uygulamışlardı.
Çok belirgin olmasa da bu yaptırımlar her iki ülkenin de aleyhine sonuçlar doğurmuştu.
Korona Virüs ortaya çıkınca, iki ülke arasındaki gerilim yerini virüsle mücadeleye bırakmıştı.
Zaman zaman Trump’ın Çin’e virüs nedeniyle sataşmaları olmuştu ama uyguladığı ya da uygulama kararı aldığı yaptırımlar kadar etki göstermemişti.
Seçimler olup bittikten ve Biden Başkanlık yemini etmek için günleri sayarken, fırsattan istifade Cinping’de yıpranan ekonomiyi canlandırmak adına girişimlerde bulunmaya başladı.
Schultz, bu girişimlerin ilk ayağı idi.
Fakat Cinping, umduğunu bulamadı.
Çünkü yeni başkanın Dışişleri Bakanı Adayı Anthony Blinken, Biden’in yemin töreninden hemen önce Donald Trump yönetiminin aldığı ve "Çin'i, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde 'soykırım' ve 'insanlığa karşı suç' işlemekle suçlayan" kararına katıldığını açıkladı.
Bu açıklama Cinping’de şok etkisi yaratmış olacak ki, aralarında ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun da yer aldığı 28 ABD'li üst düzey yetkiliye Çin'in ulusal egemenliğini ciddi şekilde ihlal ettikleri gerekçesi ile yaptırım kararı aldı.
Yani anlayacağınız, yaptırımlar yeniden gündeme gelmeye başladı.
Trump’ın yerine Biden’in gelmesinin, iki ülke arasında kızışan ilişkileri yumuşatmaya yetmeyecek gibi görünüyor.
Bu iki ülkeyi ben birbirine tutkuyla bağlı ama bir o kadar da nefret eden iki aşık gibi görüyorum.
Hem birbirleri olmadan yapamıyorlar, hem de birlikte yapamıyorlar…
********
Türkiye de nasibini alabilir
Trump yönetiminden çekmeyen, onun sert tutumundan etkilenmeyen ülke neredeyse yok gibi.
Biliyorsunuz ki, Trump ABD’nin başına geçtiğinden beri, gerek Avrupa Birliği ve Avrupa Birliğine üye ülkelerle gerek İran’la, hatta Kuzey Kore’yle bile gerginlikler yaşadı.
Hâlihazırda daha öncesinden yapılan anlaşmaları iptal etti, ülkeleri alaycı diliyle aşağıladı, hatta bir çoğuna Çin’e uyguladığı gibi yaptırımlar uyguladı.
Biz de Trump yönetiminde Rusya’dan aldığımız S400’ler nedeniyle çeşitli yaptırımlara maruz kaldık ve halen daha da kalmaya devam ediyoruz.
Trump’ın gitmesini ve Biden’in gelmesini büyük sevinçle karşılayanların bence atladıkları bir şey var, Biden’in siyasi açıdan küçümsenemeyecek kadar dolu bir geçmişe sahip olması.
Trump’ın ticari zekası varken, Biden’in geçmişi var.
Dolayısıyla, Trump’ın zamanında aldığı yaptırım kararlarının birçoğunu devam ettirecek görüşündeyim.
Böyle bir durumda biz de Biden yönetiminden nasibimizi illa ki alacağız.
Umarım gelen gideni aratmaz da, ben de kötü durum senaryoları yazan bir hayalperest olarak anılırım…
Nermin 4 Yıl Önce
Deniz hanım harikasınız